Dürüst insan en büyük ihtiyacımız
“Doğru yolda yürüyen bir topal, yoldan çıkan bir koşucuyu geçer.”
“Dürüst insanın hem bedeni hem ruhu rahattır.”
Ne güzel özlü sözler değil mi?
Günümüzde, dürüst insana ne kadar ihtiyacımız olduğunu görüyoruz.
Bir de dürüst olmayıp, “dürüstlüğü” oynayanlar var.
Bunlar, kaypak dediğimiz insan türü içerisine giriyor.
Allah bizleri, onlardan korusun.
İyi görünen kötülerdir.
Hiçbir şey emanet edilmez.
Beyinleri fitne-fücura çalışır.
Hatta fitneleri yüzlerine bile yansımıştır.
“Yüzüne bak, karakterini oku” diyen boşuna dememiş.
Hz. Ali, “Dünyada lekesiz bir alından, daha güzel bir şey var mı?” derken, dürüstlüğe ne güzel vurgu yapmış.
Atalarımızın da dediği gibi,” Hesabı temiz olanın muhasebeden korkusu olmaz.” sözünün güzelliğine bakar mısınız?
Anlayabilene, derin anlam taşıyor.
Anlamayana, davul bile kar etmiyor.
Dürüst insan aynı zamanda güzel ahlaklı kişidir.
Zarar gelmez…
Dinimiz de güzel ahlaklı olmayı emretmiyor mu?
Etrafınızda çok görmüşünüzdür.
Yakın arkadaşının arkasından bile atıp-tutan, yalan-yanlış konuşup dedikodu yapan.
Bunlar bulunduğu her yerde zarardırlar.
Kötü ahlakın, en güzel örnekleridir.
Sinsi bir huy tipleri vardır.
Ahlaksız insandan her türlü kötülük beklenir.
Adı üstünde, ahlaksızdır…
Mevlana bunlara istinaden, “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol.” dememiş mi?
Yalan, bilerek ve isteyerek bir çıkar için veya kendini savunmak için kişinin doğruları değiştirmesi veya gizlemesidir.
Yalancı kişinin dürüst olması beklenebilir mi?
Allah hepimizi dürüst insanlarla karşılaştırsın.
Bizi de dürüstlükten ayırmasın…