Dil öğrenmede yeni trend: Arapça
Arapçanın zannedildiği kadar zor bir dil olmadığını ifade eden, Arapça Eğitmeni Salih Zeki Keş, Arapça öğrenmenin hem maddi hem manevi kazanımlarının olduğunu söyledi. Keş; “Bugün Konyalı sanayicimiz ürünlerini Arap ülkelerine pazarlamak istiyorsa müşterisinin dilini konuşmak zorundadır." dedi.
Son yıllarda Türkiye’nin küresel ölçekte bir güç olarak boy göstermesiyle birlikte Arap dünyası yönünü Türkiye’ye çevirdi. Geçmişte sadece Kur’an-ı Kerim’i anlayabilmek için öğrenilen Arapça artık Arap dünyasıyla ilişkilerde çok önemli hale geldi. Arapça öğrenmek isteyenlerin son yıllarda ciddi oranda arttığını aktaran, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arap Dili ve Belagati Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Salih Zeki Keş, Arapçanın sanıldığı kadar öğrenilmesi zor bir dil olmadığını söyledi. Bizde Salih Zeki Keş ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek uzun yıllar radyodan Arapça dersleri verdiniz. Radyodan Arapça dersleri serüveni nasıl başladı?
2005 yılında bölgesel olarak yayın yapan bir radyo istasyonunda Radyo’da Arapça dersleri projesiyle bu işe bismillah dedik. Başlarda çevremden bu proje çok da kabul görmedi. Arapçanın zor bir dil olduğu yönünde bir kanaat var. Bu iş sadece işitsel bir araçla olur mu, televizyon olsa neyse deniliyordu. Ben ise sonuç alacağımızdan emindim. Her sene bir seviye bitecek şekilde 3 sene olarak planladım. Beklenenin çok çok üstünde bir teveccüh gördü. Bu programları dinleyen öğrencilerimizi de bir sınıf ortamında birden çok kez yazılı sınava tabi tuttuk. Sınav sonuçlarında başarının yüzde 85’in altına düşmediğini gördük.
Arapça derslerinin televizyona geçişi nasıl oldu?
Radyo derslerini takip eden öğrencilerimizin bu dersleri görüntülü hale getirmemiz noktasında yoğun talepleri oldu. Bu projeyi yakın geçmişte Ağustos ayının sonlarında bir programda Diyanet İşleri Başkanımıza ilettim. Kendileri beni yayından sorumlu görevli bir hocamıza yönlendirdiler. Yakın gelecekte de Diyanet TV’den de Arapça dersleri verilebilecek. Yerel olarak da Konya’da Kanal 42’de 8 aydır haftada iki gün Herkes için Arapça Programıyla derslerimize devam ediyoruz.
Arapçaegitim.com sitesi hakkında bilgi verir misiniz?
Arapçaeğitim.com’un şu anda günlük 1000 civarında ziyaretçisi var. Sitenin editörlüğünü kendim yapıyorum. Gelen tüm maillere cevap veriliyor. Hiçbir soru cevapsız kalmıyor. Daha önce 3 sene radyodan sürdürdüğümüz Arapça derslerinin ses arşivini de bu sitede bulabilirler. Gönlünde Arapça öğrenme konusunda bir aslan yatan ancak bu konuda bir fırsat bulamayan diğer bir kitle de ev hanımları. Onlar da bu ses dosyalarını dinleyerek çok başarılı oluyorlar.Sosyal medya günümüzde olmazsa olmazlardan. Sosyal medyada da çalışmalarınız var mı?
Sosyal Medya’da ‘’Herkes İçin Arapça’’ isimli bir sayfamız var. Buraya herhangi bir sorusu olan ve Arapça öğrenimi konusunda elinde bir materyali olanlar paylaşımda bulunabiliyorlar. Bu alanda çalışmalarımız hız kemeden süratle devam ediyor.
Türkiye’nin son yıllarda dış politikadaki başarısının ardından Arapça öğreniminde bir artış oldu mu?
Bundan 10 yıl önce Arapça öğrenmek isteyenler binlerce avro para harcayarak dil kurslarına gidiyorlardı. Yaşanan bir takım siyasi olaylar sonucunda Türkiye ve Arap ülkeleri birbirlerine çok yakınlaştılar. Bizim Arap ülkeleriyle kültürel ve siyasi bağlarımız var. Her şeyden önemlisi bizi birbirimize bağlayan inanç birlikteliği var. Yakın zamana kadar insanların Arapça öğrenmedeki amacı Kur’an-ı anlama isteğiydi. Son zamanlarda bu tablo kısmen de olsa değişti. Yakın geçmişe kadar Arapça çevremizde bir iletişim dili olarak algılanmıyordu. Türkiye’nin küresel anlamda tüm dünyada kardeş coğrafyalar için lider ülke konumunda bulunuyor. Tüm İslam coğrafyası yüzünü ve yönünü Türkiye’ye çevirmiş, Türkiye’nin ortaya koyacağı abilik rolünü bekliyor. Dolayısıyla siz muhatabınızın dilini bilmeden onun yüreğine dokunamazsınız. Dil asla bir amaç değildir ancak çok güçlü bir araçtır. Bugün Konyalı sanayicimiz ürünlerini Arap ülkelerine pazarlamak istiyorsa müşterisinin dilini konuşmak zorundadır.
Arapçanın öğrenilmesi zor bir olduğu söylenir. Bunun doğruluk payı var mı?
Arapça zor bir dildir kanaatinin oluşmasında yüzde 80 bu işin sorumlusu hocalarımızdır. Arapça öğreten hocalarımızın fiili yetersizliği söz konusu. Cesur olan, bilmediğinin farkına varanlar kendilerini geliştiriyorlar. KONDİL bünyesinde de bu şekilde öğretmen kursiyerlerimiz var. Arapçanın zor bir dil olarak kabul edilmesinde uygulanan yöntemlerin büyük etkisi var. Yöntem yanlış. Bilgi bir bütün halinde alıp muhataba verilmeye çalışılıyor. Bilgi parça parça, kademe kademe verilmelidir. Bu insan fıtratına da aykırıdır. Biz fıtratı inkâr edercesine bilgiyi insana bir bütün olarak yüklemeye çalışıyoruz. Türklerin yabancı dil öğrenmeyi sevmediği de ayrı bir realite. Bunun altında da hiç sömürge olmamamızın etkisi olabilir. Birileri bize illa bunu öğreneceksin diye dilini dayatmadı. Bizler uzun süre ekonomik problemlerle mücadele eden bir memleketin evlatları olarak, önceliğimiz hiçbir zaman yabancı bir dil öğrenmek olmadı.
Arapça öğreniminin kolaylaştırılması hususunda neler yapılmalı?
Öncelikle sistem değiştirilmeli. Gramer amaç olmaktan çıkarılmalı ve bir araç olarak değerlendirilmelidir. Hedefimizi sadece okuduğumuzu anlamak olarak belirlersek bu güdük bir yaklaşım olur. Öncelikle kulağı çalıştırmak gerekiyor. Siz bir cümleyi duymazsanız o cümleyi söyleyemezsiniz. Bu sayede sadece okuduğunu anlamanın yanında okuduğunu anlama ve düşüncelerini ifade edebilme yetenekleri de gelişecektir.
Arapça öğrenmek kişiye ne kazandır?
Siz bir birey olarak geleceği ahiretten ibaret olarak görüyorsanız, Arapça öğrenmek sizi ahiret hayatına hazırlar. Namaz surelerini okurken anlamlarını bilerek okursunuz. Bu sizi Allah’a daha yakın kılar ve kulluğunuza bir katma değer sağlar. Eğer gelecek benim için biraz daha yakın, yarınımı da düşünüyorum diyorsanız Arapçayı iyi derecede bilen birisi mutlak suretle hatırı sayılır miktarda dünyalık elde eder. Kendimden örnek verecek olursam alanımdaki hizmet taleplerine yetişemiyorum.
İyi derecede bir Arapça ne kadar sürede öğrenilebilir?
Bu konuda uluslararası dil standartları var. A1,A2, B1, B2,C1,C2 şeklide tanımlanan düzeyler var. Bu düzeylerin her biri için öngörülen minimum ders saati 120 saat, maksimum ise 200 saattir. Biz bunun minimum düzeyini temel aldığımızda bahsetmiş olduğum bu 6 düzey 720 saatlik bir yekûn teşkil ediyor. Zaten dil uzmanları da yabancı bir dilin 700 saatin altında öğrenilemeyeceğini belirtiyorlar. Bugün bir Fransız, bir İngiliz, bir Alman, bir Amerikalı, Türkiye’de yaşayan bir Müslümandan daha iyi derecede ve düzeyde Arapça konuşuyorsa bu bizim için zillettir. Amerikalının Irak ile bağı işgalden başka ne bağı olabilir. Konuştuğunuz dilin yüzde 30’unu Arapça teşkil edecek, bizim de Arapça öğrenemeyişimizden bahsetmemiz bir paradoks haline geliyor. Diğer bahsettiğim ülkelere göre Arapça öğrenmeye daha yatkınız. Uzun yıllar imam hatiplerde ilahiyat fakültelerinde eğitim görüp iki kelime konuşamayışımızın neden Arapçayı bir iletişim dili olarak görmeyişimizdir.
SALİH ZEKİ KEŞ KİMDİR?
1969 Konya / Kadınhanı’nda doğdu. İlk ve orta öğrenimimi Kadınhanı'nda tamamladı. 1993'te Selçuk Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. 1994’te Ankara Üniversitesi TÖMER Dil Öğretim Merkezi Konya Şubesi’nde, Arapça – Türkçe Okutmanı olarak çalışmaya başladı. 2005 yılı Haziran’ında Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Radyo İle Arapça Kursu “Radyo Dershanesi” Programını başlattı ve 3 yıl süreyle radyo ile Arapça dersleri programı hazırlayıp sundu. 2007 yılında www.arapcaegitimi.com ve www.radyodershanesi.com adlı siteleri kurdu ve halen her iki sitenin de editörlüğünü yapmaktadır. 2009 – 2010 eğitim öğretim döneminde kanunların tanıdığı af hakkından yararlanarak yarım kalan yüksek lisans tez çalışmasına tekrar döndü ve Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arap Dili ve Belağatı Bilim Dalı'nda kayıtlı olduğu Yüksek Lisans programından mezun oldu. 2009 – 2010 ve 2010 – 2011 eğitim öğretim yıllarında Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde misafir Arapça öğretim görevlisi olarak Arapça dersleri verdi. 2011 – 2012 eğitim öğretim döneminin başında, Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne Arapça öğretim görevlisi olarak atandı ve halen bu görevini sürdürmektedir. Evli ve 3 çocuk babasıdır. Arapça ve İngilizce bilmektedir.
İSMAİL KOÇ / YENİ HABER GAZETESİ