Hasan Mutluoğlu
Hasan Mutluoğlu Değerlerimizin (Çocuklar) Kaybı

Değerlerimizin (Çocuklar) Kaybı

Adana ilimizin Aladağ ilçesindeki bir derneğe ait kız öğrenci yudunda meydana gelen yangın neticesinde, hayatlarını yanarak kaybeden çocuklarımız, yüreğimizi acı ile doldurdu.

Çocuklar ailenin, ülkenin geleceği. Değer ölçülerinin hiç bir kalıbına, ölçüsüne vuralamayacak kadar Allah’ın bize bahşettiği kıymetlı varlıklar. Yetiştirilmesinde, korunmasında sorumluluğumuz olan değerlerimiz.

Her aile, mutluluğunu çocuk sahibi olma önceliğinde arar. Çocuk sahibi olma mutlululuğu, hiç bir değerle ölçülemez. Çocuk sahibi olan aileler gelecek inşasında önemli bir değere sahip olmuş demektir.       

 Aile geleceğini planlarken, sahip olduğu çocuklarını bu planlamanın en başına koyar. Umutla, sevgi ile büyütmeye çalıştığı çocuklarını, hayatı devam ettirme yolunda başarılı olabilmelerinin şartı, eğitim olduğunu bilir.

Çocuklarının eğitimini sağlama yolunda fırsatları değerlendirmeye çalışır. Yaşadığı beldelerde eğitim imkanı olmadığında, eğitim imkanı elde edilebilecek yerlerden yararlanmaya çalışır.

Ülke insanının eğitimine katkıda bulunmak amacı ile, iyi niyetlerle çalışan sivil toplum kuruluşları, barındırma ve koruma amacı ile açtıkları yurtlarda hizmet vermeye çalışırlar.

Bu tür hizmetlerin işleyişi, işletmesi devlet tarafından belirli kurallara,şartlara bağlı olduğunu biliyoruz. Belirlenen şartların barınmada can güvenliğini sağlamak amacına yönelik olduğunu da biliyoruz.

Sık sık, Aladağ öğrenci yurdunda karşılaştığımız feleketle karşılaşıyorsak, eksik giden bir tarafların olduğunu artık görmek zorundayız.

Birilerinin sırtına sorumluluğu yükleyip işin içinden sıyrılma kolaylığında olmak, gelecekte olabilecek felaketleri önlemeye yetmeyeceği bilincinden hareketle, köklü ve çözüme en iyi götürebilecek çalışmaların yapılması kaçınılmaz bir gerçek.

Barınma ve yurt hizmeti alma ihtiyacı duyan en önemli kesim, kırsal alanlarda oturan ailelerin olduğunu biliyoruz. Özellikle; orta öğretim çağında olan çocukların eğitimini önemseyen ailelerin bu konuda talepleri odukça fazla.

Eğitim hizmetinin alınabilecek okullara uzak yerlerde oturan aileler, çocuklarının eğitimi için güvenle emanet edebileceği –orta öğretim çağında olan öğrenciler için- yurt hizmeti veren yerlerin arayışında olurlar.

Devletin; orta eğitim kurumlarında hizmet veren yurtları –Pansiyonlu okullar haricinde- olmadığından, aileler sorunlarını çözmek için çareler ararlar.

Çocuklarının iyi bir eğitim alabilmeleri amacı ile, çevrelerinde bulunan yurt hizmeti veren özel kuruluşlara emanet ederler.

Eğitime katkı amaçlı yurt hizmeti vermek üzere açılan özel dernek kuruluşlarının ne derece başarılı oldukları değerlendirmesi, eğitimci olarak GÖRECELİ olduğunu düşünenlerdenim.

Söylemeye çalıştığım; bu alanda hizmet vermeye çalışan özel kuruluşların gayretlerini görmemezlikten gelmek, küçümsemek maksatlı olmadığını, bu tür hizmetlerin daha iyi ve kaliteli olması yönünde dikkat çekmektir.

Devletimiz, orta öğrenim çağında eğitim almak isteyen çocuklarımızın yurt ve barınma isteklerini karşılayabilmenin yollarını mutlaka çözüme kavuşturmalıdır. Yüksek öğretim hizmetine sunulan yurt hizmetleri gibi, orta öğretim çocuklarına hizmet veren alanların oluşturulması sağlanmalıdır.

Özel teşebbüsçülerin bu alanda hizmet verebilmeleri için proje ve finans destekleri ile, kaliteli hizmet albilmenin yolları açılmalıdır.

Halen hizmet veren yerlerin, kaliteli ve güvenli hale gelebilmesi için gerekli çalışmaların yapılması, kontrol edilmesi, yeni felaketlerle karşı karşıya gelmeyi önleyecektir.

Başımıza gelen felaketleri KADERE havale etmek, TEVEKKÜLÜ tavsiye ile rehavete davetiye çıkarmak, inancımızla, değerlerimizle alay etmektir.

Ya doğruyu söyle, ya da sus.”  Deyişi ile, söyleneceklerin ne anlama geldiğini iyi bilmek gerekir. Diyanet İşleri Başkanının “Din eğitimini tartışan bir ülkeyiz.” ifadesi ile, dinimizi iyi anlayamayışımızın bir göstergesi olan bu ifadelere ihtiyatla yaklaşmak gerekir.

Her felaketin ardından “Bu bize ders olsun” söylemini duymaktan GINA geldi. Hep söyleriz, “Bir arpa boyu yol”  alamadığımızı, karşılaştığımız yeni felaketlerle bir kere daha görürüz. Gerçeklere dönme zamanı gelme dursun, geçiyor bile !!?

Elim olayda kaybettiğimiz DEĞERLİ evlatlarımıza Allah’tan rahmet diler, gerekli tedbir ve çalışmaların zaman kaybına fırsat tanımadan yapılması sorumluluğun gereği olduğunu, çocuklarımız için bir mecburiyet olduğunu unutmamak şart.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Mutluoğlu Arşivi