Çiftçi dört gözle rahmet bekliyor

Kuraklıktan en çok etkilenen illerin başında gelen Konya ovası, yağış bekliyor. Rekolte ve verim düşüklüğü yaşanmaması için yağışların artması gerektiğine dikkat çeken Bekir Kağnıcıoğlu, Konya’nın Aralık ayında istenilen yağışı almadığını, çiftçilerin yağmur duasına çıktığını söyledi. Murat Yağız ise Konya’nın geçen seneki yağışların 5’te 1’ini bile almadığını, böyle giderse hububat üretiminde sıkıntı yaşanacağını aktardı.

Çiftçi dört gözle rahmet bekliyor

Konya’nın Aralık ayında yeteri kadar yağış almaması Konya çiftçisinin zor duruma girmesine neden oldu.

Kış ayında toprak açısından yağışların çok önemli olduğunu ifade eden Altınekin Ziraat Odası Başkanı Bekir Kağnıcıoğlu, “Geçtiğimiz yıllarda yağış ortalaması çok düşüktü. Hububat yetiştirme açısından sıkıntılı bir yağış miktarı. Ama biz rahmeti Cenab-ı Allah’tan istiyoruz ancak Cenab-ı Allah kuraklıkla mücadele edilebilmesi için bir yol daha göstermiş. Etraftaki illerde Irmak var, baraj var, kanal var. Onu da idarecilere bırakmış. Oradan su getirilip kuraklıkla mücadele edebiliriz” dedi. Dış havzalardan Konya’ya su getirilmesinin elzem olduğunu kaydeden Murat Yağız ise, “Yağışlar olmazsa bozulan tohumlar için kışın çıkışıyla beraber baharlık ekimler için tohum tedarikinde bulunulması gerekmektedir. Şu anda bunlarda başarılı olunmazsa baharlık ekimlerin çoğaltılması lazım” dedi.

murat-yagiz-001.jpg

‘KONYA’DA TEHLİKE ÇANLARI ÇALIYOR’

Konya havzasının yeteri kadar yağış almaması nedeniyle tehlike çanlarının çaldığını vurgulayan Meram Ziraat Odası Başkanı Murat Yağız, “Konya’ya şu anda istenilen yağışlar düşmedi. Erken ekilen hububat ekimlerinde çimlenmeler yüzde 50 gerçekleşti ancak şu anda çimlenmeler gerçekleşmedi. Kuraklıkla karşı karşıyayız. Çok yakın zamanda eğer isteğimiz oranlarda yağış almazsa hububat üretiminde düşüş olur. Yağışlar olmazsa bozulan tohumlar için kışın çıkışıyla beraber baharlık ekimler için tohum tedarikinde bulunulması gerekmektedir. Şu anda bunlarda başarılı olunmazsa baharlık ekimlerin çoğaltılması lazım. Bizim her zaman savunduğumuz tez, Konya’ya dış havzalardan suyun getirilmesi için bütün fedakarlıkların yapılması gerekmektedir. Kuraklıkla ilgili tehlike çanlarının çaldığı bir ilde oldukça dikkat edilmesi kritik önem taşıyor. Bu nedenle dış havzalardan Konya’ya su getirilmesi şart. Konya’da önce yağmur, arkasından yağacak kar, hububat ekimini artırır. Konya geçen seneki gibi yağış alsa hububat ekimini kurtarır ancak şu ana kadar geçen seneki yağışların 5’te 1’ini bile almadı” diye aktardı.

bekir-kagnicioglu.jpg

‘BAŞKA YOL DA MÜMKÜN’

Kuraklıkla mücadelede başka yolların da mümkün olduğunu ifade eden Başkan Bekir Kağnıcıoğlu,” Altınekin bölgemiz Aralık ayı içerisinde toplam 9 kilo yağış aldı. Bu aylarda bu yağış toprak ve bitki açısından hiç yeterli değil. Sulu tarım yapan çiftçilerimiz ekinlerini suladılar. İkinci ürünleri çıkardılar. Bir su verdiler, tekrar bir su daha verdiler. Kıraç olan bölgelerde de daha tohumlarımız çimlenmedi. Çimlendiyse de yağışa ihtiyacı var. Bu hava iklimi hububat açısından riskli bir durum taşıyor. O nedenle çiftçilerimiz sıkıntılı. Geçtiğimiz haftalar da Akıncılar bölgesinde çiftçilerimiz yağmur duasına çıktılar. Daha sonra Cuma namazında camilerimizde yağmur duası yapıldı. Çiftçilerimiz Cenab-ı Allah’tan rahmet istiyor. Ama tabi ki bölgemizde ve Türkiye genelinde bir kuraklık var. Ancak en çok kuraklıktan etkilenen bölge Konya bölgesidir. Geçtiğimiz yıllarda yağış ortalaması çok düşüktü. Hububat yetiştirme açısından sıkıntılı bir yağış miktarı. Ama biz rahmeti Cenab-ı Allah’tan istiyoruz ancak Cenab-ı Allah kuraklıkla mücadele edilebilmesi için bir yol daha göstermiş. Etraftaki illerde Irmak var, baraj var, kanal var. Onu da idarecilere bırakmış. Oradan su getirilip kuraklıkla mücadele edebiliriz” şeklinde konuştu.

kuraklik-1.jpg

‘KONYA OVASINA BİR AN ÖNCE SU GELMELİ’

Yağış olmadığı takdirde çiftçinin büyük sıkıntılar yaşayacağına dikkat çeken Kağnıcıoğlu, “Allah dışardan su getirebilmek için Kızılırmak, İrfanlı, Kesikköprü Barajı, Ermenek Barajı, Akçay Barajı vermiş. Bu suları Konya ovasına artık bir an önce indirip kuraklıkla mücadele etmemiz gerekiyor. Çiftçilerimizin talepleri de bu şekilde. Konya’mızın olmazsa olmazı su diyorlar. Hem üretmek hem de tüketmek istiyorlar. Üreterek tüketmenin tek yolu Konya ovasına dış havzalardan suyun getirilmesidir. Konya’nın da kuzeyi olan Altınekin, Cihanbeyli bölgelerine bir an önce suyu getirmemiz lazım. Konya bölgesinde kış ayında güzlük ürünler olarak arpa ve buğday ekimi yapılır. Baharlık ürünlerden mısır, şeker pancarı gibi ürünler Nisan ayında ekilmeye başlar. Şu anda ekili olan arazide buğday ve arpa var. Yağışın olmaması kesinlikle rekolte kaybına, verim düşüklüğüne sebep olur. Don olayları olursa da ona kimsenin gücü yetmez, ona yapacak bir şey yok” ifadelerine yer verdi.

kuraklik-2.jpg

‘BAKANLIĞIN BUNA ÇOK DİKKAT ETMESİ GEREKİYOR’

“Tarım arazileri için alınan kararla birlikte belirlenen ürün ve ürün gruplarında üretim yapılması, bakanlığın iznine tabi olacak ve izin almayanlara idari para cezası uygulanacak” konusu hakkında değerlendirmelerde bulunan Kağnıcıoğlu, “ Bu uygulama hayata geçilirse eğer fevkalade bir şey olur. Eğer benim ekeceğim ürünün piyasa değeri azsa, az kazanıyorsam ben neden onu ekeyim? Sözleşmeli ürün ekimi çok iyi olur. Özellikle Konya’da sözleşmeli ürün olarak şeker pancarı ekiyorum. Alacağı, satacağı yer belli. Benim sözleşmeli ekeceğim ürün için onun kooperatifi olması gerekir. Mesela A şirketi üzerinden ben neden sözleşmeli ürün ekeyim. A şirketine ben güvenemem ki. Mesela Konyaşeker bir kooperatif kuruluşudur. Oraya ben sözleşmeli ürün ekerim, çünkü güvenirim. Öyle olursa bu sistem çok güzel ilerler. Çiftçiyi memnun edecek bir sistemse çiftçi mutlu olur. Ama bana az kazandırıyorsa, sözleşmeli ürün değil de serbest ürün ekmek isterim. Bakanlığın buna çok iyi dikkat etmesi gerekiyor” şeklinde düşüncelerini aktardı.

kuraklik-3.jpg

‘BUĞDAY VE ARPA DESTEĞİ 30 KURUŞA ÇIKARILMALI’

Çiftçilerin buğday ve arpa desteğinin artırılması talebinde bulunduğunun bilgisini veren Kağnıcıoğlu, “Buğdaya verilen pirim desteği 10 kuruş, bu 10 kuruşu en azından 30 kuruşa çıkarmaları gerekiyor. Neredeyse bütün ürünlerin desteği artıyor. Ayçiçeği 500 kuruştu 700 kuruş oldu. Buğday desteğinde neden artış olmuyor. Arpa- Buğday stratejik bir üründür. Bunların en az 30-40 kuruşa çıkması gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı. •SÜMEYRA KENESARI

 Muhabir