Cemaat’in İhanetinin Faturasını Ödüyoruz... -2-
Evet, dün uzun uzun ayrıntılarını anlatmıştım, ABD’deki adamın talimatıyla ülkemizde yıllarca palazlanmış bir grup siyonistlerle, kapitalistlerle, emperyalistlerle iş tuttu ve ülkemize ihanet etti…
Ve bunun faturasını da bugün itibariyle ödüyoruz,
KTO, İTO, MÜSİAD, ASKON, Anadolu Sermayesinin temsilcileri ve bu ülkenin gelişmesini büyümesini isteyen çevreler bu faiz artırımının ülkemize ne kadar büyük zararlar vereceğini bildikleri için faiz artırımına karşılar ve eleştiriyorlar…
Ama kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Avrupa’daki ve ABD’deki finans çevreleri ve elbette TÜSİAD faiz artırımından memnun.
Hatta dün TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz, "Merkez Bankası piyasanın dengeye getirilmesi açısından önemli bir adımı atmıştır" ifadelerini kullanarak faizci ekonomiden nemalanmaya devam edeceklerinin sinyalini verdi…
Adamlar bir gecede devlete verdikleri borçtan milyar dolarlar kazanıyor, ekonomik olarak sıkıntılı bir süreç yaşamamız, en çok TÜSİAD sermayesinin, bankacıların, spekülatörlerin, paradan para kazanan kalantorların işine gelir.
Faizler azalacak, Türkiye kalkınacak, Türkiye süper güç olacak derken 21. YY’da ağababası olacakları sinyalini veren emperyalist, siyonist ve kapitalist kodamanlar, kan emiciler Mısır’da, Irak’ta, Suriye’de startını verdikleri yenidünya düzeni senaryolarının Türkiye ayağını şu an için iki hamlede çok net oynadılar…
Birinci hamle gezi eşkıyalığıydı, ikinci hamle ise 17 Aralık ihanet operasyonu oldu…
İş dünyamız bu süreçte dikkatli olmalıdır;
Süreci aman ciddiye alın, şu an için işleri durdurma değil belki ama yavaşlatmanız gerekiyor…
Kesinlikle borçlanmayın, yeni yatırımın biraz beklemesi gerekiyor, pozisyonunuzu koruyun…
Nakitte kalmanız gerekiyor, fakat bu dolar mı olacak, TL’mi olacak karar vermek çok kolay değil. Avro’da da tehditler var…
Zannediyorum en mantıklısı nakit paranın finans kurumlarında kar-zarar hesabında TL olarak kalması…
Zira hem dolar ve Avro karşısında zarar etmemiş olursunuz hem de TL’de kalarak ülkemize faydanız dokunur…
Bu arada, altın güvenli liman, kavramı ne yazık ki Türkiye’nin altın ticareti yapmaya başlamasıyla bitmiş oldu.
Emperyalist, siyonist ve kapitalistlerin pis oyunları yüzünden altın için de güvenli diyemez olduk…
Fakat İran’la ABD’nin ilişkileri gelişir, İran’a yaptırımlar ortadan kalkarsa o zaman altın rahatlar…
Özellikle inşaat için tehlikeli bir süreç başlayabilir, bunu kesinlikle felaket tellallığı yapmak için söylemiyorum, yüksek nakit varlığı olan şirketlerin inşaat yapması mantıklı, kesinlikle şu anda var olan fiyatlar aşağı çekilecektir…
Emtiada fiyatların artmaya başlamasıyla da inşaat malzemeleri pahalanacaktır… Dikkatli olmak gerekiyor…
Hükümetimizse şu anda üç tane hamle yapmalıdır…
1- Başbakanımız gelecek dönemde başbakanlığa aday olduğunu resmen açıklamalıdır.
Ya da Başbakandan sonra kimin başbakanlık için aday olacağı açıklanmalıdır…
Piyasalar güven istiyor ve Başbakanın üçüncü dönem sınırlaması yüzünden aday olmayacağını açıklaması da piyasaya güvensizlik veriyor…
2- Hükümetin behemehal finans sisteminde değişikliğe gittiğini açıklaması gerekiyor, faizci sistem terk edilip, Avrupa ve ABD ile entegre olmayan, onların kararlarından etkilenmeyen bir sisteme geçilmesi gerekiyor…
3- Üçüncüsüyse biraz tali bir adım…
Bir anca önce piyasaya yüklü miktarda, (en az 10 milyar dolar) dolar sürmelidir.
Bu kadar fazla doları piyasaya sürdüğünde dolar durgunlaşır ve piyasa biraz dengelenir.
Neticede hükümetin piyasaya güven vermesi gerekiyor, öyle ya da böyle güven vermeli ve bir önce yatırımcı politikadan vazgeçilmeyeceğini de göstermelidir…
Bu süreç bir ay bu şekilde belirsiz giderse, Allah korusun, çok sağlıksız bir dönem başlar Türkiye için…
Yarın devam edeceğiz…
