Seyfullah Koyuncu
Seyfullah Koyuncu Çekin kirli ellerinizi!

Çekin kirli ellerinizi!

Özellikle muhalefet partilerinden bazı isimler, son günlerde Konya ile ilgili yalan ve iftiralarının dozunu gittikçe artırıyor. Bu provokasyonların pek çoğu, özellikle etnik ve dini temeller üzerinden kurgulanıyor.

Kimi zaman Suriyeliler üzerinden kimi zaman ise Kürtler üzerinden siyasi bir algı yürütülmeye çalışılıyor.

Mesele Konya olunca her türlü yalan ve iftira gündeme taşınıyor, buradan siyasi çıkar elde edilmek isteniyor.

Hoşgörünün, barışın, kardeşliğin ve huzurun başşehri olan Konya’da bu oyunlar son zamanlarda çok sık sergilenmeye başladı.

Elbette bu iftiraların ve algı oyunlarının tümüne gereken cevaplar veriliyor.

Bazen bizler yaptığımız haberlerle ve köşe yazılarıyla cevap veriyoruz bazen de Konya Gazeteciler Cemiyetimiz kurumsal bir açıklamayla bu algıları anında bozuyor.

Öte yandan şehrin siyasetçileri ve bürokratları ile sivil toplum kuruluşlarımız da her fırsatta gerekli cevapları her mercii de veriyorlar.

Emniyet Müdürlüğümüz ve kolluk kuvvetlerimiz de her türlü çalışmayı titizlikle yürütüyor.

Ama iftiracılar, iftiralarından bir an olsun vazgeçmiyorlar. Aslında; ‘çamur at, izi kalsın’ anlayışıyla hareket ettikleri için her fırsatta kazançlı çıktıklarını düşünüyorlar.

Anlayacağınız, gün geçmiyor ki başka bir iftira ile karşı karşıya kalmayalım!

Bunun son örneğini yine muhalefet partilerinden bir ismin ortaya attığı iddia ile yaşadık.

CHP’li Gürsel Tekin, Konya’da iki komşu ailenin cinayetle biten kavgası üzerinden siyaset devşirmeye çalıştı. Saman tozundan çıkan kavgayı, Dedeoğulları cinayetiyle bağdaştırıp Konya üzerinden provokasyona kalkıştı.

Olayı özetlemek gerekirse; Konya’da aralarında husumet olan iki aile arasında tartışma yaşandı. Tartışma silahlı kavgaya dönüşerek Nurettin Altunkaya’nın silahla karşı tarafa ateş etmesi üzerine Mahizer E. ve Ayhan E. hayatını kaybederken F.E., N.E. ve M.G. yaralandı.

Olay yerine gelen polislere de yaklaşık 40 el ateş eden Nurettin Altunkaya, polis ekiplerinin tüm ikazlarına rağmen durmadı ve polis tarafından 5 el ateş edilerek yaralı olarak ele geçirildi.

Aralarında tartışmalar yaşanan ailelerin yaklaşık bir yıl kadar önce de tartıştıkları ve cinayet zanlısı Altunkaya’nın darp edildiği, ayrıca Altunkaya’nın Elazığ’da 2004 yılında bir akrabasını öldürmekten 26 yıl ceza alarak cezaevinde 10 yıl yattığı ve 2014 yılında şartlı tahliyeyle çıktığı öğrenildi.

Yaşanan bu adli olayı fırsat bilerek provoke etmek isteyen CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin ise, yine bilindik bir oyuna kalkıştı.

Canlı yayına bağlandığı bir televizyon programında olayı saptırdı ve ırkçı bir saldırı gibi göstermeye çalıştı.

Fakat bu defa bu iftirayı yalanlamak ne biz basın mensuplarına kaldı ne de Konya’nın siyasetçilerine…

Daha önce Dedeoğulları davasında da yer alan avukat Abdurrahman Karabulut, CHP milletvekili Gürsel Tekin’i sosyal medya hesabından yalanladı.

Olay yerinden açıklama yapan avukat, “Olay saman yüzünden çıkan komşu saldırısıdır. İki kişi hayatını kaybetti üç kişi yaralı. Saldırgan polisin müdahalesi ile yaralı olarak yakalandı. Saldırgan Elazığlı Kürt, saldırıya uğrayan aile de kürt” diyerek her iki ailenin de kürt kökenli olduğunu ve olayın CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in iddialarının aksine ırkçı bir saldırıyla alakasının olmadığını belirtti.

Kaldı ki iki aile de yıllar önce Elazığ ve Kars’tan Konya’ya göç etmiş ailelerdi…

Öncelikle şehrimizde böyle olaylar yaşanmasından dolayı son derece üzgünüm. Katledilen insanların acısını derinden paylaştığımı belirteyim.

Böyle olayların bir daha yaşanmaması için hepimize büyük sorumluluk düşüyor.

Özellikle, siyasetçilerin çok daha sorumluluk sahibi olması gerekiyor. Çünkü Konyalıları birbirine düşürmek için ya da kardeş kavgası çıkarmak amacıyla siyaset yapanları ne tarih affeder ne de Konyalılar affeder, bu biline.

Öte yandan bu algı oyunlarına ve iftiralara kanıp olur olmadık paylaşım yapanların da durup bir düşünmesi gerekiyor!

Böyle zamanlarda durup düşünmek, itidalli davranmak, yetkili mercilerin yapacağı net açıklamalara kulak kabartmak en doğrusu.

Yalan ve yanlış bilgileri dayanak göstererek, sosyal medyada asılsız bilgilerle ayrıştırıcı söylemler üretmek, bizi bize düşürmek isteyenlerin beyhude bir çabasıdır.

Olayın farklı yönlere çekilip büyütülerek, ırkçılık aşamasına getirilmeye çalışılması, kardeşlik hukukuna, toplum kültürüne, bu topraklar altında birlikte yaşama kararlılığımıza kasteden bir tutumdur.

Dolayısıyla ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı tutuma karşı akıllı hareket etmek gerekir.

Mayasında kardeşlik, birlik, beraberlik, hoşgörü olan bu topraklar üzerinde yaşayan insanların, ‘sen, ben, biz, siz, Türk, Kürt’ gibi ayrıştırıcı sözlerle ırkçılık illetine maruz bırakılmaya çalışılması kabul edilemez.

Bizler medya mensupları olarak, bu tarz olaylarda azami hassasiyet göstermekte, kesin ve net olmayan hiçbir bilgiyi kamuoyu ile paylaşmamaya özen göstermekteyiz. Bu tutumumuzun temelinde ise insan onuruna olan saygımız, kardeşlik hukukunun korunması ve toplumsal huzurun korunması ön planda yer alır.

Konya halkı olarak bizi ayrıştırmaya, bizi bize düşürmeye çalışanlara karşı hepimizin uyanık olması gerektiğini bu olayda da görmüş olduk.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Seyfullah Koyuncu Arşivi