‘Camın ışıltısına kapıldım’
Sabır, sevgi ve bakış… Ama öyle alelade bir bakış da değil; madde ve manaya herkesin baktığından çok daha farklı bir pencereden bakmak… Sanatçının en kısa tanımı da bu olsa gerek… Sanatçı Mine Özbek kelimenin tam anlamıyla ‘başka bir pencereden bakmış’ hayata. İnsanların oturduğu yerden dışarıyı seyredebilmesi için ürettiği ‘Cam’ onun elinde sanata dönüşmüş… Herkesin tuğladan ördüğü taş duvarlar onun elinde ‘rakseden bir gökkuşağı’ olmuş… O şaheserin önünde gururla veriyor pozunu… Sanatını işe, işini aşka çeviren bir sanatçı Mine Özbek… Bu nedenle camın ışıltısı artık sadece onu değil, eserlerini gören herkesi büyülüyor. Mine Özbek cam kırıklarının sanata dönüş hikayesini ve herkesi etkileyen o sanatsal büyüyü anlattı Yeni Haber'e… İşte camlar kadar ışıltılı o söyleşimiz…
Öncelikle kısaca hikayenizi dinlemek istiyorum sizin ağzınızdan?
6 kardeşli bir ailenin 4’üncü evladıyım. Doğma büyüme Konyalıyım. Dedem Özbekistanlı, Babaannem Polonyalı, babamda İtalya doğumludur. Evde sanatla uğraşan kardeşlerimde var. Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Geleneksel El Sanatları Bölümü mezunuyum.
“Bu hikayenin en can alıcı” noktası “Sanatınızla” ilgili kısma da hızlı bir geçiş yapalım bence. Çünkü hikayenin en heyecanlı ve dikkat çekici bölümü olacak bu okuyucularımız için…
Zonguldak’ta ahşap, çini, kesim, hat gibi el sanatları yok. Daha çok 3 boyutlu, ahşap oyma, vitray, gibi bazı objeleri restore etme alanlarında ilerlemiş. 3 boyutlu objeleri çok seviyorum. Ama camın ışıltısı beni aldı götürdü. Onun parlaklığını, ışıltısını hiçbir objede bulamadım. Birçok alanda da kullanılıyor. Günümüzde sandalyeden koltuğa, aydınlatmada, dışarılardaki aksesuarlarda, takıda her türlü alanda cam var. Işıltısı mükemmel. Bu yüzden ben mutlaka cam işiyle ilgilenmem lazım dedim. Okuldan döner dönmez de atölyemi açtım. Yaklaşık 9 yıldır atölyem var.
Kullandığınız teknik bilinen bir şey midir? Ve de kullanılan? Bu konuda bilgilendirebilir misiniz bizi… Yani bir eğitimi var mıdır. Nasıl bir süreçten geçtiniz bugüne kadar işiniz noktasında…
Vitray eğitimi aldım. Vitray eğitimi, renkli camları keserek kurşunla birleştirme tekniğidir. Birçok alanda kullanılan bir teknik. Demode bir teknik. Modernize edilemedi. Talep azaldı. Ben bunun eğitimini aldım bu böyle kalmamalı dedim. Bana da yeterli gelmiyor. Çünkü uygulayacağım alanlar çok kısıtlı. Bir aydınlatmada, bir tavanda, bir kapıda tamam. İki yıldır bunlara ek olarak bi rşeyler katmak için gezdim, araştırdım. Kendi kimyasallarımı geliştirdim.
DÜNYADA TEK
Yaptığınız şeyleri daha önce örneği var mı diye sormuştum. O’na da değinebilir misiniz?
Yok. Mozaik dediğimiz küçük parçacıklı camların birleştirilmesidir. Ama benim uyguladığım kesim ve üzerine kendi bulduğum materyal solisyon var. Cama boya uygulamıyoruz. Camın kendi renkleri. Camı tek tek keserek belirli ebatlarda birleştiriyoruz. Üzerinde de solisyon dediğimiz madde var. Bundan dolayı da elimizi kesmiyor ve parlaklık kazandırıyor. Bunların hepsi bir minyatür. Bunların hepsini iç tasarım olarak uyguluyorum. Bunun uygulamasını dünyada yapan benim. Üzerine solisyon uygulamadığımızda camlar el keser.
Peki talep nasıl? Yani çalışmalarınızı görenler bizim kadar etkileniyor mu? Nasıl tepkiler alıyorsunuz. İlgi beklediğiniz kadar var mı?
Bu konuyla ilgili ilk çalışmamı Novotel’de yaptım. Çok güzel ilgi ve beğeni gördüm. Şu anda konuyla ilgili çalıştığım birkaç otel daha var. Yaklaşımlar çok güzel.
Bu tekniği kullanmayı hayal ettiğiniz, yani şurada bir çalışma yapabilseydim muhteşem olurdu diye düşündüğünüz bir alan var mı?
Konut ve villaların, giriş kapıları ve iç kapılarında, pencere ve cephe aydınlıklarında, tavan aydınlatmalarında kullanılabilir. Ayrıca restaurant, otel, ofis, AVM ve iş merkezlerinde de kullanılabilir. Amerikan tarzı oturma odaları var onların aralarını bölmede kullanılabilir. Çünkü ışık iki taraftan da geliyor. Işık ne birbirini kesiyor ne de tek bir parça halinde gösteriyor. Tavan aydınlatmalarında çok güzel duruyor. Değişik ışığın getir genliği olan her yerde kullanılabilir. Karatay Belediyesi’nde 200 metre alandan parça parça çalışmalarım var. Başkan odasının tavanını ben yaptım.
Son olarak işinizin sırrı nedir? Sanıyorum sabır çok önemlidir diye düşünüyorum mesela yaptığınız işlerde. Bu işi yapmaktan da büyük zevk aldığınız hissediyorum ben gözlerinizdeki heyecan ve mutluluktan. Herkesin başaramadığı bir konu. Siz başarmışsınız. Son olarak tüm bunların sırrını da anlatırsanız mutlu olurum…
Birazda kişinin kendi özelliğiyle alakalı bir durum. Sabırsız olan bir insan zor tutunuyor. O dönemlerde yanıma gelen çok öğrencim oldu. İşi yarıda bıraktılar. Günlerimizi alıyor. 1 tona yakın camı kesiyoruz. Onları solisyonluyoruz ve yapıştırıyoruz. Montajını da biz gerçekleştiriyoruz. Sabır, sevgi ve sanatsal güç yada his... Sevmeden gerçekten olmaz. Yeniliklere açık olmamız lazım. Herkesin yaptığını dışında ilgi çeken bir çalışma olmalı. Birazda inatçı olmak lazım. Yeri geldi ben bir sene çalışmadım. Benim biraz zorlamamla iş bana gelsin diye beklemedim, ben aradım. Bir çok şehrimizde zenginliğin sınırı araba, eviyle gösteriyor. Bunun tık üst boyutu entelektüel boyuta geçmek. Gerçek zengin bir sanat eserini evinde iş yerinde bulundurandır.
İSMAİL POÇAN / YENİ HABER GAZETESİ