Büyük bir endişe içinde

Büyük bir endişe içinde

SABAH - GÜNAYDIN
Sanat hayatının 50’nci yılını kutlayan Perran Kutman: “Hiçbir şeye özlemim yok. Her zaman şükrederim Tanrı’ya, hep çok güzel şeyler yaşadım. Aile sevgisi, seyirci sevgisi... İnsanlar ‘Sizi gördüm, günüm güzel geçecek’ dediğinde öyle mutlu oluyorum ki...”

İçinde sevgi sözcüğü olmayan tek bir cümlesi yok. Hep "Sevgilim", "annem", "canım benim", "güzel yavrum"... Size bakarken içi titriyor, görüyorsunuz. Bir yandan tatlı tatlı bir şeyler anlatıyor mesela, bir yandan gözü tabağınızda: "Çocuğum, ama hiçbir şey yemedin." Onu ne kadar sevdiğinizi söyleyecek olsanız, söylemenize gerek de yok, gözlerine biraz uzunca baksanız hemen gözleri doluyor. Perran Kutman insanın hayatta görüp görebileceği en sevgi dolu insanlardan biri.

Bu yüzden onu en çok üzen şey, sevgisizlik. "Ben bıkmadan seni seviyorum derim" diyor; "Karşı taraf bıkarsa bıksın".
Sanat hayatının 50'nci yılını kutlayan Kutman'la geçen ay Türk sineması'nın 100'üncü yılı anısına düzenlenen,
"En İyi On'lar" töreninde aldığı "En İyi 10 Komedi Kadın Oyuncusu" ödülünü konuşmak üzere evinde buluştuk. İki saati bulan röportajdan ben, foto muhabirimiz Ercan Arslan, asistanı Burcu Baltalı onun anlattıklarına bir güldüğümüz, bir gözlerimiz dolduğu için hafif pelte kıvamına gelmiş vaziyette ayrıldık. En güzel son sözü Burcu söyledi: "Sizi seviyoruz Perran Hanım!"

En son katıldığınız ödül töreninde "Benim iki kez meslek onurumu kırdılar, dizilerimi yayından kaldırdılar. İki seferinde de birer ödül aldım, onurum biraz olsun onarıldı" dediniz...

Ben kendi onurumu korurum. Ama meslek onurumu kırıyorlar çünkü o benim elimde değil. Bu işten ne kadar anladığını bilmediğimiz kişiler kanalları idare ediyor.
50 yıldır bu mesleğe hizmet etmişim, başımı önüme eğmeden üstelik. 50 yıllık bir sanatçının dizisi dört bölümde kaldırılıyor.
Bir de ben beşinci bölümü hazırlamışım...
Bir haber geliyor, diziniz kaldırıldı diye.
Bu çok acı.

"Seneler acımasız geçiyor"

Yıllar önce diziniz "Şehnaz Tango"yu kaldırdıkları zaman bir dua etmişsiniz...

Ben hep yeni doğan aya bakıp dua ederim. O gün de "Benim onurumu kurtar" diye dua ederken telefon çaldı, kaldırılmış dizimle Altın Kelebek En İyi Kadın Oyuncu ödülünü aldığımı söylediler.

Neden yeni ay doğarken?

O anda dilediğim şeylerin gerçek olacağına inanırım. Genelde de sağlık isterim, aileme düzen isterim, başarı isterim. Eşim Koral'la duamızı ederiz, sonra birbirimize bakarız ve mutlaka güleriz. Çünkü önümüzdeki ayı gülerek geçirmek gerekiyor. Böyle bir ritüelim vardır çocukluğumdan beri.

Mutlu bir hayatınız oldu galiba. Demek ki ay dilekleri kabul oldu hep...

Evet, evet, evet... Bin kere hamdolsun.
Her zaman teşekkür ederim Tanrı'ya, hep çok güzel şeyler yaşadım. Aile sevgisi, izleyici sevgisi... "Sizi gördüm, günüm çok güzel geçecek" dediklerinde öyle mutlu
oluyorum ki... Perihan Abla zamanında çocuk olanlar büyüdüler, şimdi onların çocukları var. O çocuklara bir şey yapmak zorundayım ben, unutulmamak için... Sadece çocuk seyirciye hitap etmeyi severim. Gerçek sevgiyi, samimiyeti en önce onlar algılar.

Unutulma endişeniz var mı sahiden?

Var. Üzülürüm... Sevgili yavrum, seneler çok acımasız geçiyor. Oynayabileceğin
roller de dar sahaya giriyor. "Perihan Abla"da evlenmemiş bir genç hanımı oynuyordum. "Şehnaz Tango"da iki çocuğu olan bir kadın oldum. Şimdi torunu olan kadın rolleri geliyor. Sahayı çok daraltmadan bir şeyler yapmak lazım.

Nasıl bir proje gönlünüzden geçen?

Yeniden bir projede yer alacaksam bunun mutlaka
45 dakika olması lazım.
Bu sürelerle dizi yapılmaz. İnsanlar dizilerden bıktı.
Yazık değil mi? İki oyuncu
uzun uzun birbirine bakıyor, zamanı doldurmak için, sinirim bozuluyor.

Sinema yapmak istiyor musunuz?

Çok güzel filmler çekiliyor. Ama bana pek sinema teklifi gelmedi doğrusu... Uzun yıllardır sinema filmi yapmadım. Daha önce yaptıklarım da imza işlerim değildir asla.