Ramazan Yaşar
Ramazan Yaşar Bunlar Beni İsrail’den Beter

Bunlar Beni İsrail’den Beter

Aslında zaman zaman tek taraflı aşk ilanlarıyla platonik aşktan haberimiz vardı. Ancak bu aşkın televizyon ekranlarından ilanını yeni gördük. Daha önce “fısıltı gazetesinden” duyardık bunları. Doğrusu içimizden bu aşkın gerçekliğine pek ihtimal vermek istemezdik. Mavi Marmara katliamından sonra, “otoriteden izin alınmalıydı. Bile bile ölüme gittiler” açıklamasını bile; bu organizasyonu yapan İHH Başkanı, “Hoca efendi bizi sever, biz de onu” diyerek alttan aldı. Ama birilerinin cemaat adına Beni İsrail aşkı ve O’nun düşmanlarına düşman olma hastalığı bir türlü tedavi olmadı.

İHH’nın Adana’da TIR’larını durduran savcı ve askerlerin amacı sadece Türkiye’yi terörü destekleyen ülkeler listesine koymak değildi. Aynı zamanda, Beni İsrail’i uluslararası arenada zorda bırakan İHH’yı da bitirme operasyonuydu. Van’da çalışan bir İHH çalışanının izini Kilis’e kadar süren polis ve savcının derdi de aynıydı; “Dünyanın neresinde olursa olsun, Beni İsrail’le başkaldırana dünyayı dar ederiz.”            

Lübnan’da Sabra ve Şatilla kamplarına baskın emrini veren, 5300 kadın ve çocuğu katleden kanlı faturanın sahibi Ariel Şaron’u aynı zihniyet, “çığır açan lider” övgüsüyle öbür tarafa uğurlamadı mı? Ancak aynı Ariel Şaron, bu katliamdan dolayı İsrail tarafından yapılan soruşturmada, Sabra ve Şatilla katliamından sorumlu bulunarak Bakanlık görevinden alınmıştı. Hani başbakan diyor ya, “Allah düşmanın da şereflisini versin.” İşte bu söz Sami Selçuk’un sözlerine cuk diye oturuyor. 

Peki Sami Selçuk ne demişti? “Erdoğan’ın o konuşmayı niçin yaptığını biliyorum. Karşısındaki adam çok dolu bir adam. Onunla başa çıkamadığı için one minute deyip hırçınlaştı. Şimon Peres çok deneyimli, kültürlü bir adam. Usta, kibar bir adam. Başbakan ona karşı direnemediği için böyle bir hamle yaptı.” Selçuk’un Peres’i dolu, kibar, usta, kültürlü görmesine bir itirazım yok. Selçuk’un baktığı pencereden belki de Peres bir melek.

Bilemiyorum. Benim baktığım pencereden, Peres, Filistinlilere ait toprakları işgal etmiş, Filistinli Müslümanları katliamlardan, soy kırım ve din kırımdan geçiren, nerede bir Müslüman varsa kanına musallat olan işgalci, terör yapan ve destekleyen bir devletin başı olarak görünüyor.

Benim katılmadığım asıl konu Başbakan’ın kültürlü, usta ve dolu Peres’le baş edemediği için hırçınlaştığı yalanı. Dünyanın vicdanını kaybetmemiş tüm insanları tarafından ayakta alkışlanan, dünyanın tüm mazlumlarının gözyaşlarının sel olduğu o görüntüleri Selçuk görememiş. Çok yazık…

Oysa Başbakan Erdoğan, kültürlü ve usta Peres’i dut yemiş bülbüle çevirmişti. “Sesin çok yüksek çıkıyor. Benden yaşlısın. Biliyorum ki sesinin benden çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisinin gereğidir. Benim sesim bu kadar çok yüksek çıkmayacak. Bunu böyle bilesin. Öldürmeye gelince siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz. Plajlardaki çocukları nasıl öldürdüğünüz, nasıl vurduğunuzu çok iyi biliyorum. Ülkenizde başbakanlık yapmış 2 kişinin bana çok önemli lafları vardır. Filistin'e, tankların üstünde girdiği zaman, ‘kendimi bir başka mutlu addediyorum’ diyen başbakanlarınız var. Tankların üzerine çıkıp da ‘Filistin'e girince mutlu oluyorum’ diyen başbakanlarınız var. Şu zulme alkış tutanları da ayrıca kınıyorum. Peki çocukları öldürenleri kalkıp da alkışlamak öyle zannediyorum ki insanlık suçudur. Sadece size, iki söz söyleyeceğim. Sözümü kesmeyin. Tevrat'ın 6. maddesi der ki ‘öldürmeyeceksin’. Burada öldürme var. Bu da çok enteresan…”

Kültürlü Peres’in böğrüne çöken bu sözlerin altından ne Beni İsrail, ne ABD, ne Siyonistler, ne de bunların dünyanın dört bir tarafına serpilmiş gönüllü uşakları kalkabildi. Anlaşılan bu sözler sadece Peres ve Siyonistlerin değil Sami Selçuk’un da zoruna gitmiş. Ancak hesap günü, Beni İsrail tarafından şehid edilmiş yüz binlerce Müslümanın eli Sami Selçuk’un yakasında olacaktır. Bunu da bir yere not alsın.

Sami Selçuk ne dediğinin bir önemi yok aslında. Çünkü söyledikleri sadece kendisini bağlar, kimsenin de umurunda olmazdı. Ancak bu sözler Samanyolu Haber’de söylenip, programın sunucusu da bu sözlere tepki vermeyince, ihale cemaate kaldı. Sonrasında da Selçuk’un sözlerinin kendisini bağladığı yönünde bir açıklama yapılmadığına göre, kanal da, cemaat de buna katılıyor anlamı çıktı…

Beni İsrail’in, Siyonistlerin unuttuğu o muhteşem anı, anlaşılan Sami Selçuk unutamamış. Keşke ekmeğini yediğiniz toprakları da bu kadar samimiyet ve özveriyle savunsanız. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Yaşar Arşivi