Bugün çalışan gazeteciler günü
1961 Anayasasında gazeteciler lehine bazı hükümler yer alıyormuş. Ve o değişikliklerin yasalaştığı gün gazeteciler tarafından "Çalışan gazeteciler bayramı" olarak kabul edilmiş ve öyle kutlanmaya başlanmış.
Sonra 12 Mart 1971 askeri darbesinden sonra bu hakların bir kısmı geri alınmış, bayram gitmiş yerine " 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü" gelmiş ve o gündür bu gündür de, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olarak kabul ediliyor…
Elbette kutlayanı, geleni gideni bol bir gün olduğunu belirtelim…
Nerede ise her kurum ve kuruluştan, her siyasiden bu günle ilgili bize mutlaka kutlama mesajı gelir…
Sağ olsunlar…
Normalde gazetecileri pek fazla önemsemeyen, gazetecinin yüzüne bakmayan zevat gazeteciye işi düştüğünde hemen çark ediverir, bir bakarsınız en önemli itibarları, en önemli övgü sözlerini size söyler…
Sadece 5 yıl gazetecilik yapmış her meslektaşım kendisine işi düşen bir önemli şahsiyetten sadece Başbakanlara, Cumhurbaşkanlarına yapılan övgüleri duymuştur…
Bizim meslek böyle gel- gitleri olan bir meslek…
Zaman tuhaf, kimse kimseyi bedava sevmiyor artık, Orhan Veli, bedava yaşıyoruz, demiş ama onun üzerinden koskocan bir milenyum geçmiş…
Borun pazarı çoktan bitmiş, sevgi, merhamet, özenti, nezaket bekleyenler artık eşeklerini Niğde’ye sürecekler, o pazar buralarda bitti, gün akşamlıdır, dedi Hilmi Yavuz ve akşam oldu, herkes tası tarağı topladı ve gitti…
Zor bir meslek icra ediyoruz, özellikle genç meslektaşlarımız bilmelidir, Gazetecilik kara sevda ister, çirkin bir bayana benzer ama çok sevgi ister ve istediği sevgiyi verseniz de bu sefer karşılığını vermez…
Sizi yarı yolda satar, geçer gider…
Para beklentisi olanlar bu işi yapamaz, makam mevki beklentisi olanlarda gazetecilik yapamaz ama bizim mahallede bir süreliğine sürtebilir, bu tiplerden doğrusu aramızda çokça görürüz…
Ama siz her şeye rağmen gazeteci olmalısınız,
Gazetecilik düşünmek demektir, düşünmek ve düşündüğünüzle, aklettiğinizle toplumu doğru yönlendirmek demektir…
Gazeteci mütefekkirdir, Gazeteci, münevverdir, Gazeteci filozoftur, gazeteci iyi bir âşıktır ama gazeteci kesinlikle yalancı değildir, gazeteci hırsız değildir, yetim malı yemez, yiyenden gazeteci olmaz, olsa olsa kalemşor ya da terminatör olur…
Konya gelişiyor, Türkiye gelişiyor ve ülkemiz yeni bir döneme hazırlanıyor, Türkiye dünyanın etkili güçlerinden birisi oluyor.
Biliyoruz ki bu dönemde gazeteci arkadaşlarımıza çok önemli işler düşüyor…
Yanlışa yanlış diyebilen, doğrunun yanında her şeye rağmen durabilen, dışlayıcı olmayan, kuşatıcı olan gazetecilere toplumun bu dönemde çok ihtiyacı var…
Türkiye’nin değişim dinamizmini anlayan ve ona göre fikirleri ile topluma yön veren gazetecilere çok ihtiyaç var…
Gazeteci sıradan olmadığını bilmelidir ve bu farkındalık ile kendini geliştirmeli, çağa yön vermelidir…
Arkadaşlar, meslektaşlarım, biliniz işimiz çok zor ve vatan bu toprakların gazetecilerinden samimi bir şekilde hizmet bekliyor…
Şunu belirtmeden yazımı bitirmeyeyim, lütfen Gazeteciler Cemiyetimiz ile Basın Konseyi ayrılığını bitirin, artık bitsin, bu bize zarar veriyor, iki farklı gruba bölünüyoruz, özellikle patronlar, kavga ediyorlar, diye size gülüyorlar…
Demedi demeyin…
Son bir yılda gazetecilik Konya’da canlı bir görüntü verdi, gelişerek devam etmesini diliyorum…