Boşanma Davası: Hayata Kast, Aşırı Kötü ve Onur Kırıcı Davranışlar
Boşanma Davası: Hayata Kast, Aşırı Kötü ve Onur Kırıcı Davranışlar
Türk Medeni Kanunu'na göre, "Hayata Kast, Aşırı Kötü veya Onur Kırıcı Davranış" özel boşanma sebepleri arasında yer alır ve bu sebepler tek bir başlık altında toplanmıştır. Kanun hükmüne göre; "Eşlerden biri, diğer eşin hayatına kastetmesi, aşırı kötü muamelede bulunması ya da ağır bir şekilde onurunu zedeleyici bir davranış sergilemesi durumunda boşanma davası açabilir." Bu durumda Nilüfer boşanma avukatı ile görüşmek önemli olabilir.
Hayata Kast Sebebiyle Boşanma Davası
Hayata kast nedeniyle açılan boşanma davaları, kesin boşanma sebepleri arasında yer alır. Eşlerden birinin diğerinin hayatına kastettiği kanıtlandığında, mahkeme evliliğin devam edip edemeyeceğini incelemez.
Eşlerden birinin diğerini intihara sürüklemesi veya ölmekte olan eşine müdahale etme imkanı varken etmemesi, hayata kast kapsamında değerlendirilir.
Ayırt Etme Yeteneği Olmalı: Eşlerden birinin diğerini öldürme niyetiyle hareket etmesi, hayata kast olarak kabul edilir. Hayata kast nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, eşlerden birinin öldürme niyetinde bir eylem gerçekleştirmesi gereklidir. Hayata kast, kusura dayalı bir boşanma sebebi olduğundan, kasten hareket eden eşin ayırt etme yeteneğinin olması ve kusurunun olabileceği kabul edilmesi gereklidir.
Hayata Kast Eylemi Diğer Eşe Yönelik Olmalı: Gerçekleştirilen eylem, doğrudan diğer eşe karşı olmalıdır. Aksi takdirde, örneğin diğer eşin anne babasına yönelik hayata kast eylemi durumunda, hayata kast nedeniyle boşanma davası açma hakkı doğmayacaktır.
Hayata Kast Niyetiyle Hareket Edilmeli: Hayata kast nedeniyle boşanma davasında, eylemi gerçekleştiren eşin niyeti önemlidir. Eğer eş, diğer eşin hayatına kast etme niyetiyle hareket etmemişse, yani dikkatsizlik veya taksir sonucu diğer eşin hayatına kast eden bir davranış sergilemişse, bu durumda hayata kast nedeniyle boşanma davası açılamaz.
Hayata Kast Nedeniyle Boşanmada Katılma Alacağı
Türk Medeni Kanunu'nun 236. Maddesi'nin 2. Fıkrası gereği, hayata kast nedeniyle boşanma gerçekleştiğinde, hakim, kusurlu eşin mal rejimindeki payının adil bir şekilde azaltılmasına veya tamamen kaldırılmasına karar verebilir. Yargıtay kararlarına göre, bu talep hayata kast nedeniyle boşanma davasında değil, sadece mal rejiminin tasfiyesi talepli davalarda ileri sürülebilir.
Edinilmiş mallara katılma rejiminde, malın değerinde indirim yapılması hükmü geçerlidir. Diğer mal rejimlerinin geçerli olduğu evliliklerde bu hüküm uygulanamaz.
Aşırı Kötü Davranış Nedeniyle Boşanma Davası
Aşırı kötü davranış, eşlerden birinin diğerinin vücut bütünlüğüne ya da sağlığına zarar vermesi durumudur. Bu davranışlar fiziksel ya da manevi olabilir. Aşırı kötü davranışın ne olduğu açıkça belirtilmemiştir ve bu değerlendirme mahkeme tarafından yapılır. Yargıtay kararlarına göre; bir eşin diğerini aç bırakması, cinsel ilişkiye zorlama, ters ilişkiye zorlama, fiziksel şiddet uygulama gibi davranışlar aşırı kötü davranış olarak kabul edilebilir.
Hayata kastta olduğu gibi, aşırı kötü davranış nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için, eylemi gerçekleştiren eşin kasten hareket etmesi gereklidir. Ayırt etme yeteneği olmayan veya akıl hastalığı olan bir eşe kusur atfedilemez, bu nedenle diğer eşe karşı aşırı kötü davranışta bulunması durumunda da kastından söz edilemez ve bu sebeple boşanma davası açılamaz.
Aşırı kötü davranış da kesin boşanma sebeplerindendir. Bu kapsamda, aşırı kötü davranışın varlığının kanıtlanması durumunda, ayrıca evlilik birliğinin çekilmez hale gelip gelmediği incelenmez.
Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma Davası
Onur kırıcı davranışlar, kanunda açıkça tanımlanmamıştır ve mahkeme tarafından belirlenir. Onur kırıcı davranış, evlilik süresince bir eşin diğerinin kişilik haklarını ihlal eden söz, yazı ve eylemlerdir. Toplum içinde hakaret etmek, bir eşin diğerine iftira atması gibi dav
ranışlar, ağır onur kırıcı davranış olarak kabul edilebilir. Onur kırıcı davranış da kesin boşanma sebebidir ve boşanma kararı verilmesi için evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına gerek yoktur.
Onur Kırıcı Davranışın Ağır Olması Gerekir: Kanun, onur kırıcı davranışın "ağır" olmasını gerektirir. Hangi davranışın ağır onur kırıcı davranış olduğu, mahkeme tarafından somut olaya göre belirlenir. Mahkeme bu değerlendirmeyi yaparken, davranışın gerçekleştiği yer, zaman ve çevrenin niteliğini de göz önünde bulundurur.
Kasten Hareket Edilmeli: Bir davranışın ağır onur kırıcı davranış olarak kabul edilebilmesi için, bir eşin diğerinin şeref ve haysiyetini hedef alması gereklidir. Ayrıca, davranışı gerçekleştiren eşin kasten ve aşağılama niyetiyle hareket etmesi gerekir. Eleştiri düzeyindeki sözler veya şaka amaçlı söylenen sözler, onur kırıcı davranış olarak kabul edilmeyebilir.
Suç Niteliği Taşıması Gerekmez: Onur kırıcı davranışın Türk Ceza Kanunu'nda suç olarak tanımlanması gerekmez. Ancak bu davranışlar, aynı zamanda suç oluşturabilir.
Affın Etkisi
Hayata kast, aşırı kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle açılan boşanma davalarında, bu davranışların mağduru olan eş, diğer eşi affederse dava hakkı düşer. Affetme, evlilik birliğinin devam edebileceği ve mağdur olan eşin evlilik birliğini sürdürme isteği olduğu şeklinde yorumlanır.
Affetme, açıkça, sözlü veya yazılı olarak gerçekleştirilebileceği gibi, dolaylı olarak da gerçekleşmiş olabilir. Affeden eşin iradesinin serbest olması gereklidir. Tehdit altında affettiğini söyleyen eşin affı geçerli olmayacaktır.
Suç teşkil eden davranışlar nedeniyle ayrıca ceza mahkemelerinde dava açılmış olması durumunda, eş şikayetten vazgeçebilir. Yargıtay kararlarına göre, bir kişinin şikayetten vazgeçmesi, eşini affettiği anlamına gelmez. Şikayetten vazgeçme, boşanma davası açılmasına engel olmayacaktır.
Davada Hak Düşürücü Süre
Hayata kast, aşırı kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle açılacak davalar için kanunda hak düşürücü süre belirlenmiştir. Bu hükme göre, bu davranışların mağduru olan eş, boşanma sebebini öğrendiği andan itibaren 6 ay ve her halükarda bu davranışların gerçekleşmesinden itibaren 5 yıl içinde dava açmalıdır. Aksi takdirde, bu sebeplere dayanarak boşanma davası açılamaz. Bu durumda Bursa boşanma avukatı ile görüşmek önemli olabilir.