Bir şehir hastanesinin anlattıkları…
Dev bir sağlık kompleksi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım’ın katılımlarıyla açıldı.
Sadece bir kurdela kesimi değil bu…
Sadece bir açılışın ötesinde…
Etrafımız içten ve dıştan binlerce düşmanla sarılmışken hala büyük kazanımları var bu ülkenin…
Saldırılar her gün devam ederken, icraatlar son sürat devam ediyor…
Ağızlarından salyalar akan kuduz köpekler canım ülkeyi rahat bırakmazlarken, ülkem tırnaklarıyla kazıyor geleceği…
İşte Mersin Devlet hastanesinin açılışı sadece bir hastane açılışının çok ötesinde anlattıklarıyla…
Böyle bir dönemde bile hala yatırımlar yapılıyorsa, hala bu ülkeden medet uman bir ümmet var ise, hatta hala düşmanlarımız var ise bu ülkede güzel şeyler yapılıyor demektir…
İşte bu açılışlarda bunun örneği…
Türkiye’ye umut aşılayan, gelecek adına ümitlendiren şeyler…
Ve daha güzeli bu açılışlar burada kalmıyor… Daha da devam edecek…
Köprüler, yollar, hastaneler, ihracatı artırmak için Afrika seferleri, üreticinin ve sanayicinin olabildiğince desteklenmesi, girişimcilere açılan binlerce kapı, bugüne kadar hiç olmadığı kadar yapılan saldırılara rağmen güçlü bir şekilde ayakta duran ekonomi, eğitimi rayına sokmak için üretilen projeler… Ve daha binlercesi…
İşte çıldırdıkları nokta bu…
Hazmedemedikleri noktada bu…
Bunca şeye rağmen hala yürüyüşünü, istifini ve geleceğe olan inancını yitirmemiş bir ülke tahammül edemedikleri…
Şunu onlarda gayet iyi biliyorlar artık…
Bu yüzyıl Türkiye’nin yüzyılı…
Dolayısıyla Ümmetin, mazlumun yüzyılı…
Üçyüzyıldır zulümleriyle inlettikleri dünya ellerinden göz göre göre kayıyor… Nasıl hazmetsinler nasıl tahammül etsinler… Nasıl başıboş bıraksınlar bu ülkeyi… Bırakmazlar, bırakamazlar… ona göre hazırlıklı olmalı… Ona göre gardını almalı tüm ülke, hem devlet hem vatandaş olarak…
Bizi de umutlandıran şey de şu ki; Bu millet artık bunun bilincinde ve farkında…
Kimseye pabucu bırakmaya niyeti yok…
Bu aslında Türkiye için en çok sevindirici nokta…
Tüm bun nedenlerle söylüyorum; Korkun bizden….
…
Hala anlayamadılar, bu toplum Erdoğan’ı ne Batılılar ondan övgüyle bahsediyorlar nede nefret ediyorlar diye, ne ziyaretlerinde Obama karşılıyor ne de bütün dünya ona gıptayla bakıyor diye ne her olayda dik ve mazlumun yanında durdu diye ne yollar, koylar, köprüler, geçitler, fabrikalar, planlar, projeler yaptı diye ne sıcak ve halktan biri gibi davrandı diye ne yaşadığı toplumla aynı duyguyu aynı düşünceyi aynı heyecanı ve coşkuyu taşıyor diye nede kendisiyle aynı dili konuşabiliyor diye seviyor…
Bu halk bu millet onu eski şanlı günlerine ulaştıracak tek insan olarak gördüğü için seviyor ve ondan destekliyor.
Ve desteklemeye de devam edecek…
