Bir Referandumdan Çok Daha Fazlası
Türkiye tarihinin en önemli dönemlerinden birini yaşıyor. Belki de yüzyıla yaklaşan Cumhuriyet tarihimizin en önemli ve kritik döneminde bulunuyoruz. Anayasa değişikliği ve referandum ile birlikte Türkiye yeni bir döneme hazırlanıyor.
Buna rağmen hem TBMM’de hem de günlük hayatta olayı provoke etmeye çalışanlar var. Referandum sürecinin akamete uğramasını içerde ve dışarda dört gözle bekleyenlerin olduğunu anlatmaya gerek var mı?
Sosyal medyada görüşlerini açıklayan Türkiye’nin gururu milli sporcumuz Arda Turan’ın nasıl linç edilmeye çalışıldığını hep birlikte izledik. Arda’yı yere göğe sığdıramayanlar “evet” dediği için bir anda hain ilan ettiler.
Kendi gibi olmayanı dışlayan, adında halk olan ama halktan korkan bir partiyle, terör örgütlerinin yardım ve yataklığını yapan, terör ile arasına mesafe koyamayan bir partinin söyledikleri ne kadar bağlayıcı olabilir?
CHP ve HDP’nin Türkiye’deki her hayırlı icraata hayır demelerine alışmıştık da Saadet Partisi’nin hayırını anlamakta zorlandık.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu yaptığı açıklamada Saadet Partisi olarak 'Hayır' diyeceğiz dedi. Bu açıklamanın parti tabanından destek bulmasına imkân yok. Şayet Milli görüşün kurucusu ve şu andaki AK Parti kadrolarının temelinde emeği olan Necmettin Erbakan da Başkanlığı savunanlardandı. Hatta daha önceki liderlerden Alparslan Türkeş, Turgut Özal ve Süleyman Demirel de…
Yani bu yeni sistemi yalnızca bu ülkenin menfaatlerini ve büyümesini istemeyenler istemiyor.
Bu süreçte herkes nerde durduğuna, kiminle olduğuna bir kez daha bakmalı. Bunu bir örnekle açmak gerekirse;
İmam Şafii'ye “Fitne zamanı hakkı tutanı nasıl anlarız” diye sorulduğunda "Düşman okunu takip edin, o sizi Hak ehline götürür" demiş.
Yeni sisteme karşı çıkanlar sırf teklif AK Parti kadroları tarafından oluşturulduğundan karşı çıkıyorlar. Dertleri vatan, millet, rejim falan değil…
Derdi millet olan, ülkenin geleceğinin düşünen bu süreçte kendi menfaatlerini bir kenara bıkarak referandumda “evet” deme cesaretini göstermelidir.
Türkiye son derece kritik ve önemli bir süreçten geçiyor. Bu süreçten ülke olarak ya daha güçlenerek çıkacağız ya da zayıflayarak…
Bu işin başka bir açıklaması yok.
Bu referandum o nedenle bir referandumdan çok daha fazlasını ifade ediyor. Türkiye, yeni sistem ile birlikte referandumda geleceğini de oylayacak.
Bu güne kadar hiç yanılmayan Anadolu insanı her zaman olduğu gibi yine ferasetini göstererek en doğru kararı verecektir.
İstikbalimiz ve istiklalimiz için Türkiye’nin bir sistem değişikliğine ihtiyacı var.
Askeri İhtilalleri, 28 Şubatları, Gezi olaylarını, 15 Temmuz’u bir daha yaşamamak için şart.
Evet, güçlü bir Türkiye, içerde ve dışarda birilerini çok rahatsız edecek ama bu mızrak artık bu çuvala sığmıyor vesselam…