Bayram hediyesi
Ramazan Bayramı, biz Müslümanlar için oruç sonrası gelen büyük bir hediye.
Peygamber Efendimiz Medine'ye hicret ettiği zaman Medinelilerin eğlenip neşelendiği iki bayramları vardı. Hz. Peygamber Medinelilere özgü olan, cahiliye izleri taşıyan bu bayramların yerine bütün Müslümanların sevinip eğleneceği İslâm'ın iki bayramını onlara haber verdi: "Allahü Teâlâ size, kutladığınız bu iki bayramın yerine, daha hayırlısını, Ramazan bayramı ile Kurban bayramını hediye etti". Bayramlarımız bize bu şekilde hediye edildi.
Bayram, Ramazan çıkıp bayramın başladığı Şevval hilalini görmekle, havanın bulutlu olması durumunda da Ramazan'ı otuz gün tutmakla başlar. Ramazan'ın yirmi dokuzunda hilal görünürse, ertesi gün Şevval'in biridir ve bayram yapılır.
Ramazan bayramı, bir aylık oruçtan sonra yemenin, içmenin ve her türlü helal nimetten yararlanmanın mubah olduğu bir bayramdır. İnsanların eğlenip birbirlerini ziyaret ettikleri, hediyeleştikleri, çocukların, fakirlerin ve kimsesizlerin sadaka verilerek sevindirildiği; kısaca İslâmî kardeşliğin toplumun her kesiminde canlı olarak yaşandığı; bütün bunlarla birlikte Allah'a karşı da sorumluluklarının bilinciyle topluca namaz kılıp birbirine nasihat ettikleri sevinç günleridir. Bu günleri ailemizle, sevdiklerimizle, eşimiz, dostumuzla mutlu ve huzurlu geçirmeliyiz.
Kırgın, küskün olanlarımızın, bayramı beklemeyip, barışması gerekse de bazen yapamıyoruz. Rabbimizi ve Peygamber efendimizi seven, insanların kusurlarına bakmaz, hoşgörülü olur. İyi insan, herkesle iyi geçinir. Başkalarına sıkıntı vermediği gibi, onlardan gelecek eziyetlere de katlanır. Bir kusuru için kimseye darılmamak gerekir. Bayram da bunun için büyük bir fırsat olabilir. Dargınlık olsa bile üç günden fazla sürmemeli. Şayet bayrama kadar süren bir dargınlık olduysa, daha fazla gecikmeden barışmalı. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: “Birbirinizle münasebeti kesmeyin! Birbirinize arka çevirmeyin! Birbirinize kin ve düşmanlık beslemeyin! Birbirinizi kıskanmayın! Ey Allah’ın kulları kardeş olun! Bir Müslümanın diğer kardeşine darılarak üç günden çok uzaklaşması helâl değildir.”
Tüm bunları yerine getirebilirsek ne mutlu bize. Bayram günlerin kutsallığını görmek, anlamak ve değerlendirmek lazım. Kırmadan, incitmeden, sevgi ve şefkat ile…
Ailelerimiz, akrabalarımız, sevdiklerimiz ve dostlarımızla mutlu, huzurlu, şeker tadında bir bayram olmasını diliyor ve umut ediyorum.
Herkese hayırlı bayramlar diliyorum.