Bate küte vura kıra eze eze turladık!
Ben şimdi bu maçı size nasıl anlatayım? Ne yazsam eksik kalır ne söylesem cılız kalır. Anlata anlata bitirilemeyecek bir başlangıç yaptı Konyaspor.
Öyle bir Konyaspor izledik ki!
Maçın başından sonuna kadar tek hakim Konyaspor’du. İki maçta da muhteşem bir takım izledik.
Maç iki gün sürse iki gün gözümü kırpmazdım.
Sadece Konyaspor taraftarı değil; eminim bütün futbolseverler büyük bir keyif aldı.
İlk maçta da ikinci maçta da eze eze galip geldik.
Bu iki maçı izledikten sonra bence herkes emin oldu Konyaspor’un Avrupa serüveninin uzun soluklu olacağına.
İlk maçtaki gibi bu maçta da takım halinde çok iyi organize olan bir Konyaspor izledik.
Maçın yıldızı da Rahmanoviç’ti. Amir’e nazire yaparcasına attığı uzun paslarını, Drogba vari dönerek vuruşla filelere astığı golle süsledi. Golden önce attığı dört uzun pasla aslında ‘ben birazdan çok fena bir gol atacağım’ demişti. Uzun boyuna rağmen bileklerinin bu kadar kaliteli olması şaşırtıcı.
Maçın güzel taraflarına tekrar dönecek olursak; kanatlarda Muric ve Bytyqi bu sene rakip beklerin başına bela olacaklarını şimdiden gösterdiler. Bytyqi zaten başka bir mevzu, Ronaldinho’dan esintiler izletti bize yine. Bu sene de büyük işler yapacak, o kesin.
Ya Muric, ondan kalır yanı yok. Muric ne kadar doğru bir transfer olduğunu bir kez daha gösterdi. İlk maçta attığı golden sonra da söylemiştim; bu sene Muric’ten çok estetik goller ve paslar izleyeceğiz. Rahmanovic’e yaptığı asistten önce benzer ince pasları atmıştı aslında ama bir türlü golle buluşamamıştık. Takıma tam olarak uyum sağladığı zaman Michalak ile büyük bir rekabet içine girecekler. İlhan hocanın özellikle sağ kanatta iki tane farklı ve güçlü silahı var artık. Biri nam-ı diğer Road Runner Michalak, diğeri nam-ı diğer Sniper Muric.
Yeni transferlerden Calvo için ise Abdülkerim’in muadili desek yanılmış olmayız. Hiç hissettirmiyor onun boşluğunu. Özellikle çevre kontrolü beni hayran bırakıyor. Kafası hep yukarıda, geriden oyun kurarken çok bilinçli. Yönetimi tebrik etmek lazım; MLS’den bir oyuncuyu, hem de Kostarikalı bir oyuncuyu alıp Konya’ya getireceksiniz ve takıma böylesine uyum sağlayacak. Nereden baksanız büyük iş. İstanbul takımları o bütçelerle ve imkanlarla bunu başaramıyorlar mesela.
Maçta oynayan oyunculardan Cebrail’in ayağı yere sağlam basan oyunu ve sprintleri de dikkat çekiciydi. İlhan hoca ona da önemli dokunuşlar yapacaktır. Ben onu da çok beğendim.
Pavicic ve Muhammet Demir şimdilik yetersiz duruyorlar ama onlar da takıma uyum sağladığı zaman İlhan Palut’un eli çok rahatlayacaktır.
Ez cümle, İlhan Palutizm felsefesinin yükselişinin bu sene de hız kesmeden süreceğini bu maçlar hepimize gösterdi. Hoca özellikle ikinci yarıda yaptığı hamlelerle; takımın hepsini bir şekilde hazır tutmak istiyorum dedi... İkinci yarıdaki bu hamleleri sanki bir Avrupa maçı değil de Ziraat Türkiye Kupası maçı oynuyormuşuz gibiydi. Kendine ve takımına olan güvenini burada bir kez daha gösterdi.
Geçen sezonla birlikte takım kimyasındaki ofansif ilerleme de dikkat çekiciydi. Konyaspor, İlhan Palut ile birlikte kompakt bir oyundan daha ofansif ve organize bir takım haline geldi. Kesin olan bir şey var, bu sene çok daha fazla can yakacak. Ligde yine ilk 3’e oynayacak.
Ne diyelim, helal olsun hocam, helal olsun çocuklar.
Şimdi sırada Vaduz var. İlk maç deplasmanda. Ben Konyaspor’un oradan da galibiyetle döneceğine inanıyorum.