Ali Kaya
Ali Kaya Asım'ın Nesli

Asım'ın Nesli

 Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;

'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.

Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:

İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.

Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...

O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,

Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!

 

               Bu millete Çanakkale de   Asımın nesli olduğunu hatırlatan milli şairimiz  M. Akif Ersoy un manevi aleme intikalinin yıldönümünde onu rahmetle anıyoruz. Çileli hayatında kendi nam ve hesabına çalışmayan şairimizin hayatı filmlere konu olacak nadide hayatlardan biridir. Aslen Arnavut kökenli olan Akif  yirmi  Aralık 1873 de İstanbul’da doğmuş  ve yirmi yedi Aralık 1936 da İstanbul’da vefat etmiştir.

              Sizlere Akif’in hayatında bizim için önemli olan bazı anlarını  anlatmak isterim . 1893 yılında Baytar mektebinden mezun olduktan sonra uzun yıllar bu mesleğe hizmet etmiştir. Baytar mektebinde  sınıf arkadaşı ile aralarında  hangimiz önce ölürsek sağ kalan çocuklara bakacak diye birbirlerine söz vermişler ve arkadaşı öldükten sonra onun çocuklarına bakarak sözüne sadık bir insan olan Akif arkadaşının çocuklarına misafir diyenlere hayır misafir değil benim çocuklarım diyecek kadar tevazu sahibi bir insandır. O  dönemin aydın entelektüel çevreleri tarafından Balkan harbi sırasında düşmanın Türk halkına yaptığı eziyetler karşısında ‘’ Tükürün yüzüne bu medeniyetin’’diyen bir Akif’i  eleştirenler oldu  ,  Halide Edip Adıvarın önerdiği Amerikan mandalığına karşı çıktığı için geri kafalı ilan edilmiştir  ve Mısır da entari giyip dolaşmak yerine ceket pantolon ve Frenk gömleği giydiği için gavur Akif olarak damgalanan Akif , tek sermayesi  yatağı yorganı  ve bir arkadaşı tarafından hediye edilen pardesüdür. Böyle zor  durumda olmasına rağmen  İstiklal Marşı şiirinden  kendisine verilen ödülü dahi kabul etmeyen bir insan ruhun şad olsun  Mehmet Akif .

             Son zamanlarda sıkça duyduğumuz ve bu günkü  yazımızın başında Asımın nesli demiştik ya kim bu Asım ve  neden Asımın nesliyiz diyenlere arıların koruduğu sahabe  Asım bin sabit hakkında bilgi vermek isterim. Asım bin sabit ashabı kiramdan ,peygamber efendimizin (S.A.V) arkadaşlarındandır. Âsım Müslüman olduktan sonra, hiç bir müşrike dokunmamaya ve müşriklerden hiçbirini de kendine dokundurmamaya karar vermişti. Bu kararında sâbit olması için de devamlı olarak Allahü teâlâya duâ ediyor, yalvarıyordu. Âsım bin Sâbit, Uhud'da da bulundu ve Resûlullahın has okçularından idi.Uhud savaşında  müşriklerin sancaktarlarından Müsâfi bin Talhâ ile kardeşi Hâris bin Talhâ'yı ok ile öldürdü.Bunların anneleri Sülâfe binti Sa'd, Hz. Âsım'ın kafatasından şarap içmeyi nezrederek yemîn etti ve Onun başını kendisine getirene yüz deve vermeyi vaad etti.

- Uhud savaşından sonra Müslüman olan  kabileler   Kur'ân-ı kerîm öğretmenine ihtiyâcımız var diyerek kendilerine İslâmiyeti, Kur'ân-ı kerîmi öğretecek kimselerin gönderilmesini istediler? Sevgili Peygamberimiz kendilerine, 10 kişilik bir öğretmenler heyeti yolladılar. Başlarında, Âsım bin Sâbit hazretlerinin bulunduğu bu heyet yolda müşriklerce saldırıya uğradı ve Asım bin sabit Reci vakası denen bu saldırıda şehit oldu. Şehit olmadan önce şöyle dua etti: “Ey Allahım ben (bugüne kadar) senin dînini hıfz ettim (sakladım). Senden bu günün sonunda benim etimi (vücudumu) koruyup, hıfzetmeni niyaz ediyorum”, diye duâ etti.Ancak şehit olunca kafirler  asım bin sabitin kafasını keserek Mekke müşriklerinden ödül  almak istediler ancak Allah tarafından gönderilen arılar cesedin etrafını sarınca yaklaşamayıp akşam karanlığını beklemek istediler ancak hava kararınca  şiddetli yağmur cesedi alıp götürdü  ve kafirler aradıysa da bulamadılar.Yani Allahu Teala Asımın duasını kabul etmiş ve cesedini korumuştur.Milli şairimiz de Vatanı savunan Mehmetçikleri Asımın nesli olarak nitelendirerek onlara daha güçlü bir anlam katmıştır.(Kaynak : www.bizimsahife.org)

SAYGILARIMLA

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Kaya Arşivi