Esra Doğan
Esra Doğan Amerika’nın stratejik girişimleri ve hezimeti

Amerika’nın stratejik girişimleri ve hezimeti

Ülkemiz tarih boyunca sürekli badireler atlattı. Sadece ülkemiz mi dersiniz? Bazı ülkeler yükselmekte olan ya da kendilerince “müdahale zamanı gelmiş olan” ülkelere karşı hep aynı yöntemle yaklaşmıştır. Nitekim Amerika’nın bu girişimlerinde görev almış bir kişi seri haline gelmiş kitaplarında bu planlardan bahseder.

Oraya geçmeden önce asıl iplerin kopuş noktasına değinmek gerekir. O nokta 1 Mart Tezkeresi’dir. Amerika Türkiye üzerinden Irak’a geçecekti. Meclise sunuldu ve salt çoğunluk sağlanamadığı için tezkere meclisten geçmedi.

Tezkerenin geçmemesi Amerika’yı hayal kırıklığına uğrattı ve 1 Marttan sonra Amerika Türkiye’nin kalemini kırdı. Peki sonrasında ne/neler mi oldu?

Yukarıda bahsettiğim yazarın kitabında aktardığı bilgilere göre; “Amerika eğer bir ülkeye müdahale edecekse öncelikle ekonomisini çökertmeye çalışır.” Bakalım 2008 Küresel Ekonomik Kriz…

O dönemde Başbakanımız olan Recep Tayyip Erdoğan sürekli bu ekonomik krizin ülkemizi teğet geçeceğini söyledi ve söylediği gibi de oldu. Nasıl peki, komşumuz olan Yunanistan dibe vurmuşken bizi nasıl teğet geçti kriz?

Gelişmeye başlamış ülkelerde merkez bankası kurulur. Bu bankanın iki daimi hissedarı vardır ve bunlar o ülkelerin para akışını kontrol altında tutar. O ülkedeki bankaların ve devletin de hissesi olur. Merkez Bankası’nda devletin hissesi genelde düşüktür. Ekonomik krizin teğet geçmesinde devletin bankadaki hissesinin yüksek olması önemli rol oynamıştır. Tevafuk mu olmuştur yoksa bu durum karşı güçlerin gözünden mi kaçmıştır bilinmez ama bu Türkiye’nin menfaatine olmuştur.

Sonuç olarak ekonomik kriz bizi teğet geçerken ummadıkları bazı ülkeleri devirdi, geçti.

Bu süreçten günümüze kadar terör olayları hep devam etti.

“Eğer Amerika bir ülkeyi ekonomik olarak çökertemezse, kaset vb. şeylerle kişileri ve kurumları itibarsızlaştırmaya çalışır.” Yıpratma politikası güder. 2013’te 17 ve 25 Aralık operasyonları gündeme geldi. Operasyonlar sırasında Başbakanımız Şeb-i Arus programı sebebiyle Konya’daydı. Paralel yapının “usulsüzce” kaset vb. tehdit ve suçlamalarla belirlediği kişileri gözaltına almak için planladığı operasyondur. Daha doğrusu karalama kampanyasıdır.

Tam bu olanlar açıklığa kavuşuyor derken Gezi Olayları sürüldü servise. Ağaçların kesilmesine tepki gösterdiğini iddia eden bir grup özellikle İstanbul’da olay çıkardı. Etrafa zarar verdiler, polise saldırdılar, polis müdahale edince de ortalığı savaş alanına çevirdiler.

Olayların arka planında burada protesto eden insanlara paralar verilerek burada tutuldukları, diğer ülkelerin ajanlarının kol gezdiği ortaya çıktı. “Ağaçlar kesilmesin” elbet, ama bu başka bir şeydi. Bu ülkeye göz dikenlerin oyunuydu ve bunu da bir şekilde atlattık.

“Amerika bunda da başarılı olamazsa darbe girişiminde bulunur.” 15 Temmuz Darbe Girişimi... Bu girişim bir hainliktir, alçaklıktır. Maşalar görevini yaptı, bu ülkenin vatandaşı olarak devletine ve milletine ihanet girişiminde bulundu. Millet darbeyi direnişe dönüştürdü ve ülkesine sahip çıktı.

“Eğer darbe girişiminde de başarılı olamazsa ülkeyi direkt işgal eder.” Darbeyi devletçe ve milletçe bertaraf edemeseydik, kapılarımız o günlerde fetöcü komutanlar tarafından açılmış, direkt içerdelerdi. Bunu terör saldırılarıyla ve başka yollarla içerideki ve dışarıdaki maşalarını kullanarak denemeye çalışacaklardır, uyanık olalım.

Kendi içlerinden biri kitabında özetle stratejilerini böyle aktarıyor. Bu strateji müdahale ettikleri tüm ülkelerde böyle oldu ve başardılar. Türkiye büyük lokma yutamadılar ve Allah da fırsat vermedi.

Planlarına millet ve Allah’ın yardımını ket vurdu, bu durum onları hezimete uğrattı. Ne yapalım, doğru ve dürüst olmanın da bir karşılığı olacaktır elbet. Bu millet ve devlet sizin levellerinizi aşıp ulaşamayacağınız bir levele doğru yol almaya başladı. Belki, bir gün, siz de…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Esra Doğan Arşivi