Ali Kaya
Ali Kaya Amerika’nın Pişkinliği Suud Aymazlığı

Amerika’nın Pişkinliği Suud Aymazlığı

Yıl 2017 mayıs ayının yirmisinde Amerika başkanı Trump,  Suudi Arabistan’a  ziyaret  yapmış ve Amerika için hayli karlı bir anlaşma yaparak bu ziyareti taçlandırmıştı. Trump’ın Arabistan ziyaretinde yüz on milyar dolarlık bir askeri anlaşma yaparak bu ziyaretin parasal öneminin yanında sembolik gösterilere katılarak dünya’ya mesajlar vermişti. Trump  ziyaretinde bir açılışta Suud kralı Selman, Mısır darbecisi Sisi ve Amerika Başkanı Trump bir küreye ellerini koyarak bir açılış yapmış. Bir diğer gösteride de yine Suud kralı Selman ile Trump kılınç dansı denilen bir gösteri yapmışlardı. Trump’ın Arabistan ziyaretinde yüzünde bir beğenmişlik bir umursamazlık veya aşağılama sezinlenmişti ama aradan bir buçuk yıl sonra Amerika başkanı bir miting de  konuşmasında  aynen şöyle diyor “Selmanı severim, ama ona dedim ki; Bak kral biz seni koruyoruz. Biz olmasak orada iki hafta bile duramazsın. Ordun için ödeme yapmalısın.” Diyerek hem kendi karakterine uygun diğer taraftan muhataplarının karakterine uygun bir konuşma yapmıştır. Suud ailesi için utanç olan bu düzeyde ithamlara verdiği cevap ta bir o kadar utanç verici  sözde veliaht prens “ Trump ile çalışmayı seviyorum. Bilirsiniz kabul etmek gerekir ki her dost iyi ve kötü şeyler de söyler. Arabistan ve Abd arasındaki ilişki başladığından beri her şeyi onlardan parayla satın aldık.” Tencere kapak misali birbirlerini iyi bulmuşlar. Amerika Arabistan kralını aşağılayan bir konuşma yaparak pişkinliğini gösterirken diğer muhatap ise aymazlığını göstermektedir. İyi ki Kral Selmanı seviyor ya sevmeseydi, evet tirajı komik bir durum.

Amerika’nın kural tanımaz ve tehditkar üslubu sadece şimdiki lideri Trump’a ait olmadığını bilmemiz gerekir. Trump  başkan seçildikten sonra tüm semavi dinler için kutsal olan Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması ve Elçilik binasını Kudüs’e taşınması kararı karşısında ses çıkaramayan Suud yönetimini yazılarımızda eleştirmiştik fakat görünen o ki Suud yönetiminin Amerika aşkı gözlerini kör etmiş ve koltuk sevdası ile Amerika’nın her yaptığını onaylayan bir hal almıştır. Görünen o ki Suud yönetimi Amerika prangasından kurtulamamıştır bırakın kurtulmayı celladına aşık bir görüntü vermiştir.

Diğer taraftan Amerika’nın huysuz başkanı Trump “Avrupa’yı Rusya’dan korumamız gerektiği söyleniyor. Öyleyse neden Nato ülkeleri enerji için milyarlarca dolar ödüyor. Almanya’ya savunma harcamalarını düşürüp Rusya ile enerji anlaşmalarını gerekçe göstererek   “ Almanya Rusya’ya yüksek düzey de ödemler yapıyor. Bu nedenle Almanya Rusya’nın esiri” demesine karşılık Almanya Başbakanı Merkel “Biz özgürlükte birleşmiş Federal Almanya Cumhuriyetiyiz. Bu yüzden bağımsız politikalarımızı üretip bağımsız kararlarımızı alabiliyoruz. Diyerek cevap vermesi karşısında ne diyebiliriz ki.

 

Amerika ile Türkiye arasında ki ilişkilerde özellikle 1960 marhşal  yardımlarından sonra Kıbrıs müdahalesinde kendini göstermiş ve Türkiye o yıllardan bu güne kendine ait silah araç ve gereçlerini üretmeye gayret göstermiştir. Ne var ki bu üretim son 15 yıla gelinceye kadar yüzde 20 veya 30 seviyelerinde iken son yıllarda yüzde yetmiş seviyelerine çıkması ile artık ayakları üzerinde duran bir ülke olmuştur. 1963 yılında Kıbrıs’ta Rum askeri üslerine hava saldırı yapmasından sonra Meşhur Johnson mektubu ve İsmet paşa’nın verdiği cevap önemlidir. İsmet paşa özetle cevabında “Birbirine karşı antlaşmalardan doğan zorunluluklarını, yükümlülüklerini istediği zaman reddeden bir devletler arasında bir ittifaktan söz edilebilir mi? “ sorusu ile cevap vermiştir.   Bir gazetecinin Amerika ile ilişkilerin bitip bitmemesi ile ilgili bir soruya o meşhur cevabını vermiştir. “ Yeni bir dünya kurulur. Türkiye de o dünya da yerini alır.” İsmet İnönü’nün yaptığı çoğu politikaları beğenmesem veya eleştirsem de yaptığı bazı politikaları ülkemizi zor  dönemlerden kurtarması ve vakur duruşunu her zaman takdir etmişimdir.

Saygılarımla…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ali Kaya Arşivi