Acun Ilıcalı'nın yeni dizi projesinin artıları ve eksileri
Acun Ilıcalı’nın, TV8’i satın aldığından beri dizi senaryoları okuduğunu biliyoruz. İlkönce Murat Boz’a bir dizi yapmayı düşünmüş sonra hazırda yürüyen “kaçak gelinler” dizisini Star TV’den transfer etmişti. Şimdi de sıfırdan bir dizi yaptırıp izleyici karşısına çıktı:”Hom Ofis”.
Dizinin Doğruları:
Dizinin Mint, yani Birol Güven tarafından yapılıyor olması iyi. Birol Güven, dizi sektöründe özellikle komedi/sitkom dalında başarısını ispat etmiş bir senarist/yapımcı.
Minimalist bir sitkom tarzının seçilmiş olması da, hem izleyici hem de TV8 açısından doğru.
Dizinin Yanlışları:
Dizinin düşük temposu ve yapılan esprilerin vasatlığı düşünülse bile, senaryonun kötü olabileceği seçeneği Birol Güven imzası yüzünden akla mantıklı gelmiyor. Bu durumda, senaryo iyi ama gerektiği gibi çekilememiş diye yorumlayabiliriz. Artık oyunculardan mı, yönetmenden mi yoksa bambaşka bir sebepten mi kaynaklandığını bilemiyoruz?
Dizinin diğer en önemli yanlışı da cast seçiminde olmuş. Ailesi için çalışan, fedakar, yeri geldiğinde mazlum, alıngan, çekingen, kırılgan, .. “baba” karakteri için, daha geçen gün “Aramızda Kalsın” dizisinde ailesinden çok kendisini düşünen, çocuklarını bile para için kullanan, kötü karakteri yüzünden karısının boşadığı, kimsenin sevmediği hatta öz babasının bile evlatlıktan reddedip mirastan mahrum bıraktığı “dalavereci” baba olarak gördüğümüz Cengiz Bozkurt’un seçilmiş olması hiç de inandırıcı olmamış. Cengiz Bozkurt’un daha önce oynamış olduğu rollere bakarsak, hemen hemen hepsinin “dalavereci” veya ona yakın kötü karakterler olduğunu ve o rollerde de çok iyi oyun sergileyip zihinlerimize kazındığını görürüz. İşte zihnimizdeki o “dalavereci”, şimdi bu karaktere uymamış.
Acun Ilıcalı, “O ses”, “Survivor”, “Var mısın Yok musun” ..gibi şov programlarıyla ünlendi ve bu günlere o programlar sayesinde geldi. Acun Ilıcalı, TV 8’i satın alması için gereken maddi gücün ötesinde, küçük bir kanalı reyting savaşında ilk sıralara taşıyabilme gücünü de kendinde görmüştü. İşte ona bu güveni veren de o tip programlardaki başarısıydı. Ancak şu var ki, bu programların ortak özelliği, Acun Ilıcalı’nın izleyiciyi baştan beri yakalamış olan “bizden biri” tavrı ile programların bizzat içinde görünüyor olmasıdır; programların başarısını sağlayan da Acun’un bu katkısıdır. Aksi olsa, Acun Ilıcalı’nın sunmadığı bir “fire Faktör” veya “Var mısın Yok musun?” reyting almadığı için yayından kaldırılmazdı.
Bence Acun Ilıcalı, yine eski programlarına devam etmeli, sitkom dizileri gibi işleri de onların tutup tutmayacağını bilenlerle yapmalı.
Benden söylemesi.
Kaynak: Televizyondizisi / Dizi Profesörü