4. şehir; Konya

YENİ HABER / MERVE ATEŞ

4. şehir; Konya

Yeni Haber söyleşilerine makine sektörünün öncü isimlerinden Sandıkçılar Makine’nin üçüncü kuşak temsilcisi Murat Özsandıkçı konuk oldu. “ Yaptığım bütün işlerde işi ticari olarak değil her iki taraf için de kazan kazan politikasıyla yürüttüm” diyen Özsandıkçı, Konya sanayisinin üretim planlamasının olmayışının verime balta vurduğunu ve makinaların ruhsatlandırılmasının ön şart olduğunu söylüyor.

Murat Özsandıkçı kimdir?

1976 Konya doğumluyum. Annem babam Konyalı, nesillerdir Konyalı’yım . Konya’nın öz evladıyım. Babam hırdavatçılıktan makinaya geçti, oradan da uluslararası makina ticaretine başladık. Bende bu sırada İnkılap İlkokulunu ,Meram Anadolu Lisesini ve Yıldız Teknik Üniversitesi makine mühendisliği bölümünü tamamladım. Zaten babamın işi gereği çocukluğum makinaların arasında dolaşmakla geçti. Bu iş çocukluğumda o kadar içime işlemiş ki başka bir meslek hiç aklımdan geçmedi. Yıldız Teknik Üniversitesinde Makine Mühendisliğini  çok şükür 4 senede tamamladım. 23. olarak derece yaptım. 4 senede tamamlamayı normal görmezler. Çoğu arkadaşım uzatmıştı okulu.

 “SADECE ÖĞRENİM SİZİ ARANILAN ELEMAN YAPMAZ”

İstanbul hayatınızda eğitiminizi tamamladığınız şehirlerden birisi, ne kattı İstanbul size?

İstanbul ve üniversite bana çok şey kattı. Üniversiteyi anne babadan ayrı okumak hayat şartlarını öğrenmek açısından çok önemli. Anadolu aile yapımızda çok fazla korumacılık var, çocuklar fanus içerisinde büyüyorlar.18 yaşında farklı bir şehirde ayakları üzerinde durmak önemli, bu da üniversite eğitimimin çok önemli bir kısmı. Tercih yaparken buna göre tercih yapması gerekli. İstediğiniz kadar iyi öğretim alın siz aranılan eleman olmayabilirsiniz. Sosyal olarak insani ilişkileri problemli insanlarda öğreniyor. Ailemden uzakta okumak hayatıma çok şey kattı.

 “BEDELSİZ DANIŞMANLIĞA ŞEHİR DİRENİYOR”

Aplikasyon mühendisliği noktasında da çalışmalarınız var biliyoruz. Bu çalışmanın başlangıcı nasıl oldu?

Üniversite eğitimimin sonrasında Amerika var. Bizim dönemimizde yurt dışına gidip dil geliştirmek popüler bir olaydı. O dönemde Japonlarla çalışıyorduk. Amerika’daki fabrikalarına başvurduk. Japon makine fabrikasına mühendis olarak girdim. Konya’nın en önemli ihtiyaçlarından biri olan aplikasyon mühendisliği alanında çalıştım. Bir ürünü getiriler size kaç saniyede kaç metrekarede ne kadar maliyetle üretirsiniz onu sorgularlar. Çok yüksek getirisi de vardı. Danışmanlık verdiğiniz her firma bedel ödüyordu. Konya’da bedelsiz verdiğimiz halde hala şehir direnciyle karşı karşıyayız.

 “AMERİKA’DA BURSLU İŞLETME EĞİTİMİ ALDIM”

Amerika maceram oldu dediniz, eğitiminizi tamamladınız, Türkiye’ye dönme kararınızda ne etkili oldu?

Firmalar hızlı büyüyor, üretim konusunda danışmanlık almayı düşünmüyorlar. Amerika’da çalışırken MBA yaptım. Bir burs alırsam iyi olur dedim. İşletme bölümü ile görüştüm. Burs vermeyi kabul ettiler.2,5 sene sürdü. En yüksek ortalama ile mezun oldum oradan da. Akademik çalışmalarda da bulundum.  Bunların hepsi beni bir bütün olarak yoğurdu.  Artık telefonda babamla görüşürken Türkçeyi unutmaya başlayınca hemen toparlanıp geliyorsun dedi. Anlamış ki bugün gel demezse hiç gelemeyeceğim. Geldikten sonra bahsetti bundan. Bir kaç ay içerisinde geldim.

 “TİCARET DEDEDEN GELİYOR”

Ticari hayatınız nasıl başladı? Atölyeden fabrikaya uzanan hikayeniz nasıl şekillendi?

İlk işimiz kendi işimiz, babamıza destek olmaktı. 2002 de Büsan sanayi sitesin taşınmıştık. Dedemin babamın yaptığı makina ticaretine devam ettik. Dededen geliyor makine ticareti 3 kuşaktır ticaretle uğraşıyoruz. Soy ismimiz ve şirketimizin tarihi ile oluşmuş o bayrağı taşımanın sorumluluğunu kardeşimle üzerimize aldık. Konya’da kurulmuş hemen hemen tüm sanayi kuruluşlarında dedemin babamın emekleri vardır. İlk makinaları onlar vermiş, cesaretlendirmiştir. Konya sanayisinin gelişimine katkı sağlayan bir aileden gelmiş olmam nedeniyle nasıl verimli olabilirim sorusu ile kendimi geliştirmeye başladım.

 

 “KAZAN, KAZAN POLİTİKASI”

Uzun yıllardır, hatta üç kuşaktır bu işi yapan bir dedenin torunu olarak sanayicilerimize, Kobilerimize küçük işletmesinden fabrika hayal eden yatırımcılara neler tavsiye edersiniz?

“Yaptığım bütün işlerde işi ticari olarak değil her iki tarafa da kazan kazan politikasıyla yürüttüm. Bu benim için önemli vicdanımı rahat ettiren konulardan bir tanesi. Yaptığınız işe inanmazsanız vicdanen rahat etmek mümkün değil. Bazen hakikaten kazancımdan fedakârlık edip doğruyu söylüyorum bu sizin işinizi görmez diyorum.”

 

“CNC MAKİNALARI 24 SAAT ÇALIŞMAYA PLANLIDIR”

Konya hep CNC tezgahı cenneti olarak anlaşılıyor. Konya makinaları verimlilik açısından gereğini yapıyor mu?

“Verimlilik açısından çok alt sıralarda. Konya vardiyalı çalışmaya çok alışkın bir şehir değil. CNC makinalar 24 saat çalışmaya göre dizayn edilmiştir. Bu tezgâhların diğer özelliği de cep telefonu gibi teknolojisi her sene sürekli gelişir. Maksimum fayda için ömrünü kısa sürede tamamlattırıp yeni tezgâh almalısınız. 5 seneden sonra size zarar ettirir. Gelişmiş ülkelerdeki de böyledir. Almanya gibi... Yurt dışında tezgâh yenileme için teşvik verilir. Bizde böyle teşvikler yok, makinaların ömrünü uzatmaya çalışıyoruz. Bu manada firmanın verimliliğine darbe vuruyoruz. Konya’da çok fazla makina marka çeşitliliği var. Çok fazla atıl kapasitede ve bir vardiya ile çalışan çok makine var.”

“AYNI GÜNDE FARKLI ÜRÜN ÜRETEREK VERİM ALAMAZSINIZ”

Konya’da çok fazla ürün çeşitliliği var, tercih nedeni de bu zaten. Pazarda kaybolmadan asıl verim arttırılabilir.?

“Bir vardiyadaki verime bakmak gerek. Konya’da ürün çeşitliliği fazla . Ürünleri iyi planlamak çok önemli. Esnek üretim yapılıyor. Avrupa’nın Konya’yı tercih etmesinin nedeni bu.  Çok çeşitli ürünü aynı günde üretirseniz verim alamazsınız. Gün boyunca tezgah ayarlarını değiştirirsiniz. Bir makinadan günde ne kadar iş çıkaracağınızı planlamanız gerek. Makina yetmiyorsa vardiyaya geçin. Bu ay ürün yetişmedi bir makina daha alalım diyemezsiniz. Üretim planlaması olamadan maliyetinizi satışınızı verimini bilemezsiniz.”

“MARKA OLDUĞUNUZ ZAMAN ÜRÜNÜN FİYATINI BELİRLERSİNİZ”

“Ürün fiyatını piyasa belirliyor. Marka olduğunuz zaman ürünün fiyatını belirlersiniz. Size ancak maliyetle ilgilenmek kalıyor. Kârı arttırmak isteyen verimliliği arttırmak zorunda. ‘Veri’niz yoksa verimlilik alamazsınız. Giriş çıkış arasında ki üretim süreçlerini bilmek gerek. Endüstri mühendisliği bölümü sanayiden kopuk Konya’da.”

“MAKİNELERİN SESİNİ DUYUNCA ZEVK ALIYORUM”

Çoğu firmalar mekan değişikliği ile birlikte bir büyüme öngörüsüyle hareket edip boşa giden yatırımlar yapabiliyor. Zihniyet değişimi neleri değiştirir Konya sanayisinde?

“Makinaların çalışma sesinden zevk alıyorum. Atölyeden 30 bin metrekarelik alana geldiysek. Atölye zihniyeti ile Organize Sanayi’ye taşındığınızda verimlilik artmış olmuyor. Türkiye sanayisi Konya’dan ibaret değil. Zaman içinde sizi sistem dışına itiyor. Firmaların bu tehlikeyi görmesi gerek. Üniversiteden bizim için ne yapabilirsiniz istediğinde bulunması gerek. Firmadan ısrarlı talep gelmesi durumda akademi-sanayi işbirliği iyi seviyelere gelir. Seminerlere, konferanslara, projelere, sektör kurullarına kaç kişi katılıyor? Talep oluşturulmalı. Bu da iyi örneklerle olur. Bir kaç firmanın iş birliğiyle büyümesi diğerlerini tetikleyecektir. Üniversitelerin, odaların pilot çalışma yapması gerek. Siz çalışmalarınızla firmanın nereden nereye geldiğin gösterirseniz bu iş için iyi bir adım atmış olursunuz.”

“KONYA HENÜZ ULAŞILABİLİR BİR ŞEHİR DEĞİL”

Sizde MÜSİAD üyesininiz. Konya sanayisi ve sanayicisi ile ilgili sorunlar ve çözümleri de dahil olmak üzere gözlemleriniz nelerdir?

MÜSİAD benim Amerika dönüşü için de bulunduğum ilk kurum. Babamdan MÜSİAD’lıyım. Ben bu şehir için ne yapabilirimin cevaplarını burada buldum. Ülke için fikirlerimizin, ortak aklın ne demek olduğunu burada öğrendim. Konya’nın temel ihtiyacı dış pazara açılmak. Biz Konya’nın şimdiki ilerlemesini iyi görüyoruz. Daha iyisini görmediğiniz için iyi demek kolay. İstanbul,  Antep uçuyorken biz kendimizi iyi görmeli miyiz? Bunun verisi, kriteri ne? 100 ülkeye ihracat yapılıyorsa belki 200 olması doğru olan. Konya ulaşılabilir bir şehir değil .İş adamını  aktarma uçakla , ürünü ambarlarda bekleterek gönderemezsiniz, dünya ticareti bunu kabul etmez. Konya’nın dış ilişkileri Türkiye’nin ortasında olduğu gibi ulaşımında ortasında.”

“MAKİNALARIN RUHSATLANDIRILMASI ŞART”

Uzmanlaşma, sektör kurulları istenilen düzeyde mi?

“Sektör kurullarının en önemli amacı sektörümüzü  ve bağlantılı sektörleri tanımak ve tanıtmak. Bizde üreticiye bunu diyoruz. Tanıyın dayanışma içerisinde olun, ortak akılla üretin. Sektörler arası çapraz iş geliştirin diyoruz. MÜSİAD üyeleri olarak bunları yapmaya çalışıyoruz. Sektör kurullarına ben ne verebilirim demeli. Hepimizin bu alana mesai harcanması katılım sağlanması lazım. Vizyonumuza katkısı olabilecek bir oluşum.

Bir ülke için ne kadar makine olduğu ne kapasitede kullanıldığı devlet için millet için önemlidir. Bunun için ruhsatlandırılması gerekli. Böylece aynı zamanda teminat değeri haline de dönüşüyor. Makineler pek çok araç ve evden pahalı olmasına rağmen ruhsatları yok. 3 Milyon liralık tek makinalarımız var.”

“KONYA’YI İLK 4 ŞEHİR ARASINDA GÖRÜYORUM”

Çeşitlilik açısından Konya ön planda. Ciddi sanayici kapasitesi var. Havayolu seferleri arttırılıyor. Önümüzde  yılda Konya’yı nerede görüyorsunuz. 2023 vizyonunda nerede olur.?

“Konya’nın avantajı  girişimcisi. İyi niyetli girişimciye sahip. İşini geliştirmek isteyen insanlara sahip. Şu anda da bu kısıtlı imkânlarla ciddi işler başarıyorlar. Konya’nın 4 ilk şehir arasında olacağını düşünüyorum. İstanbul, Ankara, İzmir, Konya denilecek. Hem kamu ve hem de öz sermayesinin desteğiyle Konya’nın öne geçmesi çok kolay. Konya ürünleri markalaşan ürünler. Daha tam markalaşmadık. Satmadığımız çok ülke var. Ulaşılabilirlik çözüldükten sonra Konya tercih edilecek bir şehir. İyi niyetli girişimci burada devreye giriyor.”

“KONYA’YA MUTLAKA UĞRATMALIYIZ”

Sanayici olarak topyekun bir birlik olması gerektiğini  belirttiniz, son olarak Konya ne yapmalı bir mesajınız var mıdır?

“ Sayın Davutoğlu’nun tabiriyle kadim bir şehir Konyamız. Sanayinin de bu manada baş çekmesi gerektiğini düşünüyorum. Aranılanın bulunabileceği bir algıyla bir sanayi olduğunu tüm dünyaya duyurmalıyız. Bir ürün almak isteyen mutlaka Konya’ya uğramalı algısını geliştirmeliyiz.”