3 GÜNLÜK DÜNYADA FIRILDAK OLMAYA GEREK YOK
Küçük kasabanın birinde, bir caminin tam karşısında arazisi olan adam, arazisi üzerine bir genelev inşa etmeye başlamış. İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler, ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine nasıl bir iş yeri açacağına da yasal olarak karşı çıkamamışlar. Tüm cemaatin tek yapabildiği şey, imamın öncülüğünde bu genelev için her gün beddua etmekten öteye geçememiş.
İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu genelev yerle bir olmuş. Caminin cemaati bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti saklamaya gerek görmemişler, ancak genelev sahibi adam, cami imamının ve cemaatin direk veya indirek olarak bu hasardan sorumlu oldukları iddiası ile cami cemaati ve imama karşı tazminat davası açmış.
Cami imamı ve cemaat, savcılığa verdikleri savunmalarında bu konuda herhangi bir şekilde sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler,
Bu olayın kendi dualarından dolayı meydana gelmiş olabileceği iddiasını da kabul etmemişler. Gerekli tüm belgeler tamamlanıp mahkemeye günü geldiğinde hâkim dosyayı dikkatle incelemiş ve taraflara dönüp:
“Bu konuda nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum,” demiş.
Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak ortada tuhaf bir durum var.
Taraflardan birisi duanın gücüne inanan bir genelev sahibi, diğeri ise duanın gücüne kesinlikle inanmayan bir imam ve cemaati…!”
Nefis bir anekdot…
Aynen günümüzde olduğu gibi; Kimi dinsizlerin menfaat ve çıkarları uğruna nasıl dindar gözüktükleri ile kimi dindarların, çıkarları uğruna nasıl dini inkâr ettiklerinin hikâyesi…
***
İşte 3 günlük dünyada bu oyuna gelmeyelim. Bizler 3 kuruş daha fazla kazanmak uğruna ve insanlara kendimizi farklı göstermek uğruna riyakâr olabiliyoruz. Hep günü birlik yaşıyoruz ve günü kurtarmak adına dünyalık hareket ediyoruz. Kendimizi bazen silkelemek gerekiyor. Kanuni Sultan Süleyman vasiyetinde "Ben ölünce bir elimi tabutumun dışına atın. İnsanlar görsünler ki padişah olan Kanuni bile bu dünyadan eli boş gitmiştir." diyerek aslında dünyanın ne kadar boş olduğunu göstermiştir. İbret alacağımız ve bizleri düşüncelerle boğacak o kadar çok kıssadan hisse var ama bizler unutma alışkanlığı yüzünden çok çabuk bir şekilde dünya telaşelerine dönebiliyoruz. Eski Siyasetçilerimizden ve insanların gönlünü kazanmış Merhum Muhsin Yazıcıoğlu ise, ‘‘İki saniye sonrasına garantimiz olmayan bir hayatımız için fırıldak olmaya gerek yok!’’ diyerek 2 satır sözle insanın hayatını özetlemiş. İnsanları, işçi-patron, doktor-çöpçü, hakim-simitçi vb. diye ayırt etmeden insan olduğu için değer verir ve Allah için seversek, sevilen bir kul olarak bu hayatta mutlu oluruz. Mutlu olmak insanın elindedir. Çevreye pozitif enerji yayarak, bir güler yüzle selam vererek insanların kalbini kazanabilirsiniz. Allah hepimizi riyakârlıktan, bencillikten ve egoistlikten korusun…