Zafer usta 22 yıldır müzik enstrümanı yapıyor

Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde 70 yaşındaki Zafer Bultan, emekli olduktan sonra kurduğu 70 metrekarelik atölyesinde yaklaşık 22 yıldır ahşabı müzik enstrümanına dönüştürüyor- Zafer Bultan:- "Emekliliğimden bugüne geçen yıllar içerisinde iki bine yakın müzi

Zafer usta 22 yıldır müzik enstrümanı yapıyor

ZONGULDAK (AA) - ERSEN BERK ÇELİK - Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde yaşayan Zafer Bultan, 22 yıldır çeşitli müzik aletleri yapıyor.

Ereğli Demir ve Çelik Fabrikalarından emekli olan 70 yaşındaki Bultan, çocukluk hayalini gerçekleştirmek için ilçe merkezinde 70 metrekarelik atölye kurdu.

Atölyesinde ahşaba şekil veren Bultan, keman, tambur, ud, kanun, kemençe, rebap ve santur üreterek, Türk müziğine destek veriyor.

Zafer Bultan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzik enstrümanları imal etmenin ve ahşaba şekil vermenin çocukluk hayali olduğunu söyledi.

İlçe merkezinde kendisine ait küçük atölyede enstrümanlar ürettiğini belirten Bultan, şöyle devam etti:

"Bölgede bu işle uğraşan 3-4 kişiden birisiyim. Emekliliğimden bugüne geçen yıllar içerisinde iki bine yakın müzik enstrümanı ürettim. Enstrümanları atölyemde yaparken her birine ayrı ayrı isim vermiyorum ancak onların her biri benim çocuklarım gibidir. Onları üretim aşamasında şekil vererek ellerimle tescillemiş oluyorum zaten. Yani gidip herhangi bir kurumda tescilleme işlemi yapmıyorum."

Bir ağacı seçerek, enstrümana çevirmenin titizlik isteyen çok meşakkatli bir iş olduğunu anlatan Bultan, "Uygun ağaç, iyi ustalık ve işçiliği birleştirdiğin zaman çalınabilecek iyi bir enstrüman elde edilebilir. Bunun anlatamayacağım çok detaylı ince işleri var. Hissedip, görüp, duyup bunlarla bütünleştirerek ancak istediğin sonucu alabilirsin." diye konuştu.

- "Yanımda çalışacak çırak dahi bulamadım"

Bultan, enstrüman yaparken önceliğinin ticari kaygı olmadığını, bir dönem İstanbul piyasasına ve birçok ünlü isme müzik aletleri ürettiğini dile getirdi.

Bu işi gençlere de öğretmek istediğini vurgulayan Bultan, şunları kaydetti:

"Yanımda çalışacak bir çırak dahi bulamadım. Gençler yetişmiyor ve hiç kimse gelip 'Ben bu işi öğreneyim.' demiyor. Mesleğimi yeni nesillere öğretmek için mücadele ettim. Burası belki yeri değil, İstanbul'da yaşasaydım 10 kişi daha bu işten ekmek yiyebilirdi. Artık yaşım ilerledi, bu işi kimseye öğretemeden ben de bırakacağım anlaşılan."


Kaynak: