Yusuf İslam: "Barış, sessizce oturup hiçbir şey yapmadan sağlanamaz"
İngiliz sanatçı Yusuf İslam, "İnsanlar fakirse, evleri ve yiyecekleri yoksa barıştan söz edemeyiz. Barış, dengeyi sağlamanın esaslarından biridir." dedi.
Yorumcu, şarkı sözü yazarı ve müzisyen Yusuf İslam, "Barış, sadece sessizce oturup hiçbir şey yapmadan sağlanamaz. Barış bundan çok daha fazlasıdır. Tabii ekonomiyi işin içinden çıkaramayız. İnsanlar fakirse, evleri ve yiyecekleri yoksa barıştan söz edemeyiz. Barış, dengeyi sağlamanın esaslarından biridir." dedi.
"TRT World Citizen Yaşam Boyu Başarı Ödülü"ne layık görülen İslam, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yeni kurduğu ve dünyaya tanıttığı hayır kurumu "Barış Treni" ile projelerini anlattı.
İngiliz sanatçı, ödül için minnettar olduğunu ifade ederek, "Hayatınıza bir bakınca hiçbir şeyin sona ermediğini ve hala yapacak çok iş olduğunu, geriye baktığınızda ise neler yaptığınızı fark ediyorsunuz." diye konuştu.
İnsani çalışmalar için verilen bir ödülün müzik ödüllerinden daha değerli olduğunu kaydeden İslam, "Bence yapılan iyi işlerin tanıtımını yapmak güzel bir şey. Başkalarının da iyi işler yapması için bir çeşit teşvik görevi görüyor. İnsanları teşvik etmek için güzel bir yol bu." ifadelerini kullandı.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde devam eden protestoların çoğunun işsizlik ve fakirlikten kaynaklandığına dikkati çeken İslam, "İnsanların yüzde biri dünyadaki tüm varlığın yarısına sahip. Bu yüzden toplumda bir rahatsızlığa şahit oluyoruz. Bunun sebebi eşitsizlik. Barış, bu rahatsızlığın ve dengesizliğin olmamasıdır. Arapçada 'barış' kelimesi çok fazla şeyi kapsıyor. Barış, sadece sessizce oturup hiçbir şey yapmadan sağlanamaz. Barış bundan çok daha fazlasıdır. Tabii ekonomiyi işin içinden çıkaramayız. İnsanlar fakirse, evleri ve yiyecekleri yoksa barıştan söz edemeyiz. Barış, dengeyi sağlamanın esaslarından biridir." değerlendirmesinde bulundu.
"Tüm dünyanın bir olduğunu düşünerek yazdım"
Ünlü sanatçı, "Barış Treni" adlı şarkısını yazdığı 1970'li yıllarda herkesin savaşı protesto ettiğine işaret ederek, "Bu şarkı başımıza gelecek iyi şeyleri anlatıyordu. İyi şeyler için de bizim bir ilerleme kaydetmemiz ve bir şeyler yapmamız gerekiyor. 'Barış Treni' ayrı ayrı değil, hep birlikte bir ilerlemenin simgesi ve dünyanın alacağı hal hakkında birçok insanın iki kez düşünmesine sebep oldu. Ben o şarkıyı tüm dünyanın bir olduğunu düşünerek yazdım." dedi.
Dünyaca ünlü İngiliz müzisyen John Lennon'ın da aynı düşüncelerle birçok şarkı yazdığını anımsatan İslam, şöyle devam etti:
"Tüm dünya bir ama adil değil. Dolayısıyla biz de bu şarkıdan esinlenerek Peygamberimizin Hadis-i Şerif'ini yerine getirmek amacıyla bir proje başlattık. Peygamberimize 'İslam en iyi nasıl olur?' diye sorduklarında, 'Aç olanları doyurmak ve tanıyıp tanımadığın herkesi selamlamak.' demişti. Dolayısıyla açları doyurmak ve selamlaşmak, bu dünyada istediğimiz barışı ve eşitliği tesis etmemiz için temel esaslar arasında yer alıyor. Oluşturduğumuz bu taşıyıcılar, fakir şehirlere, kasabalara, mülteci kamplarına yardımlar götürecek. Ayrıca Londra gibi büyük şehirlere de götürecek. Londra'da da fakir insanlar var."
Sanatçı, Barış Treni projesi kapsamında, Türkçe, İngilizce ve Arapça metinlerin yanında notlar yazmak üzere boş sayfaları bulunan "Barış Notları" adında bir kitap hazırladıklarını kaydederek, "Hayatımızda barışı tesis etmek için gereken şeyleri yazdığımız bir kitap oldu. Genellikle Peygamberimizin hadisleri var." diye konuştu.
"Back to Earth" (Dünyaya Dönüş) adlı 1978 çıkışlı albümünü de yeniden düzenleyerek müzikseverlerin beğenisine sunduklarını dile getiren İslam, Müslüman olmadan önce yazdığı şarkıların hepsinin de İslam ile bağdaştığını aktardı.
"Barış Treni'yle Gaziantep'e yardım götüreceğiz"
Yusuf İslam, geçen ay kendisini kabul eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a da "Barış Treni"ni anlattığını vurgulayarak, "Küçük eğlenceli bir trenimiz var. Önümüzdeki ay onunla Gaziantep'te bir mülteci kampına kıyafet ve kırtasiye malzemeleri gibi yardımlar göndereceğiz. Ben de o etkinliğe gelmeyi umuyorum." ifadelerini kullandı.
İnsani yardım çalışmalarıyla ilgilenmesinin sebebini "Bence ilk sebep insan olmam." ifadesiyle açıklayan İslam, şöyle devam etti:
"Ben de ortalama sayılacak bir ekonomik seviyedeydim. Bir anda varlıklı olunca biraz sorumluluk hissediyorsunuz. Ben de hissettim. Ayrıca ben bir Hristiyan olarak yetiştirildim ve Hristiyanlar da hayır işlerine eğilimlidir. Özellikle Noel'de bu hayır işlerini çok fazla görürsünüz ama Müslüman olduktan sonra gördüm ki bu sadece gönüllü yapılan bir iş değil, yapmak zorunda olduğunuz bir şey, sosyal yapının bir parçası. İslam'da hayır işlerinin çok daha önemli bir yeri var."
"Dünyanın fark etmemesi beni şaşırtıyor"
Sanatçı, Türkiye'nin 4 milyondan fazla sığınmacıya kapılarını açmasının çok etkileyici bir durum olduğunun altını çizerek, "Dünyanın bunu fark etmemesi beni çok şaşırtıyor. Türkiye'nin bu kadar mülteciye ev sahipliği yapması gerçekten çok etkileyici. Bunun arka planında bence Türk insanının 'İbrahimi' kültürü yatıyor. Bildiğiniz gibi İbrahim Peygamber, tanıdığı, tanımadığı herkese ikram eder ve onları selamlardı. Bu da Türkiye'de hala yaşamakta olan o güzel kültürün bir yansıması." dedi.
Müslüman olduktan sonra hayatındaki en önemli değişikliğe ilişkin ise sanatçı, şu yorumu yaptı:
"Bence en önemli şey, doğduğunuz zaman içinizde var olan bilgelik. Yoksa onu kendiniz bulmalısınız. Benim için de 'Kim olduğum' ve 'Neden burada olduğum' sorularının cevabını bulmak çok önemliydi. 'On The Road To Find Out' (Bulmak için Yoldayım) isminde bir şarkı yazdım. O zaman, Müslüman olmadan önce aslında cevabı yazmışım. İslam bu kadar basit. Ancak siz kendiniz aramadıkça hediye gelmiyor. Ben gelmesini beklemiyordum ama geldi."
Türk halkının kibar, misafirperver ve sıcak olduğunu vurgulayan İslam, "İnsanların bu kadar çırpındığı, görgünün azaldığı bir dönemde, Türkiye yine de bütünlüğünü, şerefini koruyan bir ülke bence. İnsanlar harika. Oğlum da bir Türk kızla evli. Ben de biraz Türk sayılırım." dedi.
Yusuf İslam, Türk kültür ve sanatına ilişkin ise "Ben müzik sektöründeyim ve bu sektörde de globalleşme çok güçlü şekilde işliyor. Bunu göz ardı edemezsiniz. Sürekli bir 'ödünç alma' var. Çünkü kültürler hep böyledir, diğerlerinden bir şeyleri ödünç alır ve kendine göre onu şekillendirir. Türkiye'de bitmeyecek bir şey varsa o da kültürüdür." ifadelerini kullandı.
Yaptığı müziğin ton olarak Türk müziğinden farklı olduğunu dile getiren sanatçı, Türk müziğini duyduğunda kendisinde çok derin bir etki bıraktığını sözlerine ekledi.
Kaynak: