Hasan Mutluoğlu
Hasan Mutluoğlu YÜREK YANAR ÖZ AĞLAR

YÜREK YANAR ÖZ AĞLAR

Yakınımızda, çok yakınımızda, yanı başımızda, komşu ülke Suriye’de olanlar yüreğimizi dağlamakta. Kardeşlerimize yapılanlar, özümüzü ağlatmakta.

Tehlikenin boyutu anlatılabilecek gibi değil. “Bıçak kemiğe dayandı” denir ya, aynen öyle.

Modern ve özgürlükçü (SAHTE) dünya sağırlaştı, bakar körlük oyununda. Her düvel, işine geldiği gibi oyun kurma peşinde.

Kendine dokunan zarar –daha doğrusu; gelecek planlarının gerçekleşmesi için oynanan oyunlar- karşısında aslan kesilenler, ezilen mazlumlar için kıllarını kıpırdatmıyorlar.

Diriliş Postası” gazetesinde makale yazan dostum İsmail Yaşa bey, yazısında konu ile alakalı yazdıklarını sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bir avuç Türkmen kardeşimiz, ülkemizin milli güvenliği için hayati öneme sahip o bölgeyi (Türkmen Dağı) savunmak için destansı bir mücadele veriyor.”

Bayırbucak Türkmenlerinin bu mücadelesi, Anadolu’nun güvenliği, İslam dünyası ile doğrudan temas halinde olabilmenin olmazsa olmazı durumu ile doğrudan alakalı olduğu kaçınılmaz bir gerçek.

Türkmen hareketi liderlerinin ifadelerinden, karşılarında Rusya, Çin, İran ve Esed güçleri ile mücadele ettiklerini anlıyoruz.

Türkmen tugaylarının tek amaçları evlerini, köylerini ve namuslarını korumak. Hiç bir zaman saldırı amaçlı olmadılar.”

Böyle olmasına rağmen, Türkmenlere yönelik bu saldırıların nedeni üzerinde çok iyi düşünülmesi ve analiz edilmesi gerekir.

Suriya politikalarımızın yeniden ivedi bir şekilde gözden geçirilmesi, Türkiye olarak yapmamız gerekenler ne ise, zamanla yarışa girmeden gerçekleştirmeliyiz.

Bilebildiğimiz kadarı ile devlet ve ülkeyi yönetenler, Suriye için yapılabilecek ne varsa yapmaya çalışıyor.

Bizler, yapılanları, yapılmaya çalışılanları, gönlümüzden geçen biçimde olamadığından yakınarak, daha aktif olunmasını istiyoruz.

Ancak; fert olarak bize düşen nelerin olduğunu, neler yapabileceğimizi de göz ardı etme lüksüne sahip olmadığımızı da unutmayalım.

Ülkeyi yönetenler, yönetmeye talip olanlar, “ötelere bakmayı, öteleri görmeyi “ bilemek zorundalar.

Devletin refleksleri sağlıklı ve sağlam olmalı. Devletin güvenliği ve devamlılığı için tehlikelerin önceden görülmesi, tedbir alınması önemli.

Yakın zaman diliminde, devlet TIRlarını durduranlar, devletin sırlarını ifşa edenler, bu son gelinen noktanın vehameti karşısında vijdan azabı duyuyorlar mı?

Uşaklık etme zihniyeti” ile yaşadığı ülkenin güvenliğine zarar verebilecek her türlü faaliyet ve söylemlerini ne zaman sonlandıracaklar!?

Dünyanın Suriye konusunda yapacakları mücadele sürecinde, Türkmen kardeşlerimize, devletimize kolaylıklar dileyelim, fiili ve kavli dualarımızı esirgemeyelim. Allah (C.C) yar ve yardımcıları olsun.

“Mücadele Birliği” geleneği şairlerinden arkadaşımız rahmetli av. Faik Eryıldız’ın (Gömülü Çoban) adlı şiirini paylaşmak istiyorum.

 

ÇIĞLIK

Gitmeyi hiç gözümden yaş,

Silirem ağlayı ağlayı!

Sorma mene nazlı gardaş,

Dönirem ağlayı ağlayı!

 

Öz yurdumda köleyim men,

Nice yıldır böyleyim men,

Sor derdimi söyleyim men,

Yanirem, ağlayı ağlayı!

 

Zalim, her dem zulmeyleyi,

Bağrım, ciğerim deleyi,

Söyle mene, men neyleyi?

Gezirem, ağlayı ağlayı!

 

Öz yurdumda dirlik bilmem,

Ayırdılar birlik bilmem,

Men böyle esirlik bilmem,

Doymirem ağlayı ağlayı!

 

Hürriyet mene düş oldu,

Onu da görmek güç oldu,

Baharım bilem kış oldu,

Donirem ağlayı ağlayı!

 

Esaret meni bitirdi,

Üstüme zalim getirdi,

Men öksüz vatan yitirdi,

Gezirem ağlayı ağlayı!

 

Çobandım hür dağlarında,

Men o hürlük çağlarında,

Şimdi esir kamplarında,

İnlirem ağlayı ağlayı!

 

Sen mene gardaş misen?

Yoksa, bi gara daş misen?

Sağır misen, sarhoş misen?

Sorirem ağlayı ağlayı?

 

Dönirem senin dağına,

Yelin koniyir bağrıma,

Men onu ta ciğerime,

Çekirem ağlayı ağlayı!

 

Men esirem işit meni!

Esir görmeyem men seni,

Bilir misen sen düşmeni?

Söylirem ağlayı ağlayı!...

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Mutluoğlu Arşivi