Yeni Haber'de Ramazan | Film ve Kitap Önerileri - 6 Nisan
Ramazan ayı, oruç ile geçirdiğimiz manevi yönden zengin en önemli aylardandır. İbadetle ve dualarla geçirilen Ramazan ayında iftar ve sahur arasında uyumayıp sahuru bekleyenler için izlenebilecek filmleri ve okunabilecek kitapları derledik.
Yayınlanma:
Güncelleme:
Film önerileri
ALİ
O Cassius Clay olarak doğdu ... 1960'lı yıllarda ringlerde fırtına gibi eserek, otoriteler tarafından gelmiş geçmiş en iyi boksör olarak nitelendirildi. Vietnam Savaşı'na gitmeyi red ettiği için elinden alınan şampiyonluğunu tekrar geri kazandı. Müslümanlığı seçerek Muhammed Ali adını aldı. Yaşamı ve başarılarıyla tüm dünyaya ilham vermiş efsanevi sporcu Muhammed Ali’nin 1964-1974 yılları arasında yaşadıklarını anlatan filmde; Muhammed Ali rolünde Will Smith’i izliyoruz. Muhammed Ali’nin duruşunu, hoşgörü ve eşitlik uğruna mücadelesini ekrana yansıtan film, hoşgörü ayı Ramazan’da efsane ismi anmak için güzel bir fırsat.
Yönetmen: Michael Mann
Senarist: Stephen J. Rivele, Gregory Allen Howard
Tür: Biyografi, Dram, Spor
ON EMİR
Yapıldığı 1956’lı yılların çok ötesinde bir prodüksiyona sahip On Emir; 3 saat 40 dakika süresine rağmen soluksuz izleyeceğiniz gerçek bir klasik. 7 dalda Oscar adayı olan filmin başrollerinde ise sinema tarihinin efsane isimleri Charlton Heston ve Yul Brynner bulunuyor. Hz. Musa’nın yaşamını etkileyici bir dille anlatan On Emir, ölmeden önce izlemeniz gereken filmler listesinde de yer alıyor. Filmin konusu özetle şöyle: Musa henüz bir bebekken terkedilmiştir. Onu paçavralar içinde bulup Mısır sarayına getiren kişi Firavun'un kız kardeşinden başkası değildir. Sarayda bir prens olarak yetişen Musa, iyi yürekliliği ve adaleti ile kısa zamanda çok sevilir ve tahtın mirasçısı olarak görülmeye başlanır. Erkek kardeşi Ramses'e gelince, o hem gelecekteki hükümranlık payesini hem de aralarındaki bir başka çekişme konusu olan Prenses Nefertiti'nin kalbini Musa'ya bırakmaya niyetli değildir. Musa gerçek kökenlerinin İsrailoğularına dayandığını öğrendiğinde, ülkede haksızlığa ve kötü muameleye maruz kalan, köle hayatı yaşayan bu kavmi koruyup kollamaya karar verir. En sonunda onlarla birlik olup Mısır'ı terkeder. Bunlar olurken yaradan tarafından gelen 10 Emir ile birlikte peygamberlik makamına layık görülür. Kavmiyle birlikte tüm engelleri aşar ve Kızıl Denizi yararak halkını karşıya geçirir. Firavun'un ordularını ise yıkım beklemektedir.
Yönetmen: Cecil Blount DeMille
Senarist: Aeneas Mackenzie , Jack Gariss
Orijinal İsmi: The Ten Commandments
Tür: Biyografi, Dram, Macera, Tarih
ŞAŞKIN KÖPEKLER
Film, eski Taliban rejiminden sonra Afganistan’da vuku bulan işgaller sırasında iki çocuğun hayatta kalma mücadelesini anlatır. Anneleri zina suçundan ötürü hapistedir ve babaları da Guantanamo Bay’dedir. Değişen kanunlar doğrultusunda artık çocuklar, hapiste annelerinin yanlarında kalamazlar. Gol-ghotai ve ağabeyi, hayatta kalabilmek için bütün gün sokaklarda dolaşıp, çöpten bukduklarını yerlerken, akşamları da annelerinin yanına hapishaneye giderler. Bu iki çocuk, yanlarında bir köpekle kurtuluş yolu ararlar ve ne yazık ki bulabildikleri tek çare hırsızlık yapmaktır.
Yönetmen: Marzieh Meshkini
Senarist Marzieh Meshkini
Orijinal adı: Sag-haye velgard
Tür: Dram
CENNETİN RENGİ
Küçük Muhammed (Mohsen Ramezani), Tahran‘daki bir körler okulunda yatılı olarak eğitim görmektedir. Kör olarak doğmuştur ve çevresindeki dünyayı dokunarak ve işiterek anlamaya çalışmaktadır. Okulu yazın tatile girdiğinde babası onu almak ve köyüne götürmek üzere okula gelir. Muhammed’in annesi ölmüştür ve babası yeni bir evlilik planlamaktadır. Özürlü bir çocuğun evlilik planlarını bozacağından endişelenen baba sürekli olarak ondan kurtulmak için çareler arar. Köyde ise Muhammed’i yazı birlikte geçirecekleri sevecen iki kız kardeş ve yaşlı ninesi beklemektedir.
Yönetmen: Mecid Mecidi
Senarist: Mecid Mecidi
Orijinal İsmi: Rang-e Khoda
Tür: Aile, Dram
Kitap önerileri
ESRAR VE RUMUZ-MUHAMMED İKBAL
İkbal’in öne çıkan taraflarından biri de ‘ben felsefesi’ denebilecek görüşüdür. Tasavvuftaki fena düşüncesi daha çok ‘ben’in yokluğuna, nefsi yok etmeye kadar giderken, İkbal bunun aksine bir şey söyler. Ona göre manevi kurtuluş ve olgunlaşma, ‘ben’in yok olmasında değil, kendini “Aşkın olan” ile yeniden tanımlamasında yatar. ‘Ben’i özellikle vurgular, diri ve dinamik bir ‘ben’in kuruculuğundan bahis açar. İslam’ın diri ve aktif bir şahsiyet öngördüğünü, bu şahsiyetin de dinamik bir toplum kuracağını söyler. Müslüman bireye ve toplumlara, kendi benlerini keşfetme çağrısında bulunur. İstediği, kâmil bir insan ve toplumdur. İkbal, yazdığı ilk mesnevi olan Esrar ve Rumuz’da, işte bu ‘ben felsefesi’ni anlatır. Prof. Dr. Ali Nihat Tarlan’ın titizlikle çevirdiği kitap, “Benliğin Sırları” ve “Benlikten Geçmenin Remizleri” isimli iki bölümden oluşur. İlk bölümde Müslüman ‘ben’in nasıl bir şey olduğunu izah eder, bu ‘ben’in dünyasını anlatır. Hayatın dinamik bir şey olduğunu, bu sebeple ancak var olabilmiş bir ‘ben’le hayatta kalınabileceğini söyler. İkinci bölümde ise bu ‘ben’den geçişin remizlerini aktarır. Çünkü o, var olabilmiş bir ben i işaret etse de, bu ‘ben’in kuracağı bir dünyayı önemser.
RAMAZAN SOHBETLERİ-AHMET RASİM
Edebiyatın ve gazeteciliğin duayen ismi Ahmet Rasim'in 1913 yılının Ramazan ayında yayımlanan bu yazıları, birbirinden güzel hikâyecikler ve tarihi anekdotlarla farklı bir Ramazan okuması deneyimi sunuyor. Üstad, tüm ülkenin Balkan Savaşı cephelerinden gelen haberlerle yatıp kalktığı bu dönemde yazılarıyla halka ve cephedeki askerlere moral vermeye çalışmıştı. Bunu yaparken Osmanlı tarihinden karşılaştırmalı örnekler vererek önemli tespitler yapmış, milletçe gelinen noktayı cesurca göstermiştir.
Muzaffer Gökman'ın 1967'de yeniyazıya çevirip dipnotlarla zenginleştirdiği Ramazan Sohbetleri, hem eski Ramazan kültürümüzü görmemizi sağlayacak hem o günlerin siyasi hayatına ışık tutacak.
GELİN MÜSLÜMAN OLALIM-EBU'L A'LÂ EL-MEVDUDÎ
Ben, gerçekte İslâm'ı, çok dikkatli bir inceleme ve araştırmadan sonra benimsemiş olan bir çeşit mühtediyim. Kalbim de, kafam da bu yolun dışında başka bir selamet ve emniyet yolu olmadığını söylüyor. Sadece gayrimüslimleri değil, Müslümanları da İslam'a davet ediyorum. Bu davetin gayesi İslam yolundan hayli uzaklaşmış olan şimdiki sözde Müslüman toplumu idame ettirmek değildir. Benim davetim şudur: Gelin dünyanın her yerine yayılmış olan zulme ve kargaşaya son verelim. İnsanın insana tahakkümünü kökünden kazıyalım. Beşeriyetin gerçek yerini tekrar alacağı, insanların şerefle, özgürce, adalet ve kardeşlik içinde yaşayabileceği Kur'an'ın gösterdiği çizgi üzerinde yeni bir dünya kuralım. (Tanıtım Bülteninden)
BİR DEĞİRMENDİR BU DÜNYA-CAHİT ZARİFOĞLU
Bir Değirmendir Bu Dünya, şiirlerinden, anı yazılarından ve hikâyelerinden tanıdığımız Zarifoğlu'nu başka bir açıdan tamamlamaktadır. O herkesin entel takıldığı bir zamanda çevresindeki meraklı insanlara, dostlarına, okuyucularına ilmihal okumayı tavsiye ediyordu. Namazların tadil-i erkân üzere kılınmasını, gece namazlarına kalkılmasını, hanımlara iyi davranılmasını, çocukları adam yerine koyarak karşımıza almamızı, yollarda zikirle yürümemizi telkin ediyordu. Daha doğrusu Müslüman olarak iç dünyamızı zenginleştirmek, çağa donanımlı bir Müslüman olarak yetişmemiz için elinden geleni yapıyordu. Hem çocuklar için yapıyordu, hem de büyükler için. Bu kitaptaki yazılara, kendi yatağında sessiz, sakin ve içten içe maveraî uğultularla akan bir nehrin zaman zaman coşup kabarması olarak da bakılabilir.
İslam