Yeni Haber'de Ramazan | Film ve Kitap Önerileri - 19 Nisan
Ramazan ayı, oruç ile geçirdiğimiz manevi yönden zengin en önemli aylardandır. İbadetle ve dualarla geçirilen Ramazan ayında iftar ve sahur arasında uyumayıp sahuru bekleyenler için izlenebilecek filmleri ve okunabilecek kitapları derledik.
FİLMLER
YEDİNCİ GÜNÜN SABAHI
Bu İran filminde iflah olmaz bir hırsız olan Sinan'ın tahliyesinin ardından, yedi gün boyunca yaşadığı hüzün ve mizah dolu hikayesi anlatılıyor. 2008 yılında çekilmiş 90 dakikalık İran filmi. Film oldukça ilginç. Başlangıçta sıradan bir senaryo ile başlıyor ama sonrasında sıradışı tuhaf bir hal alıyor. En sonunda ise insanı ciddi ciddi düşündürüyor. filmin türü için tek bir şey söylemek zor. Filmin atıf yaptığı hadis: “İki günü anı olan zarardadır.” Ve ana fikri bence Allah doğru yolda olan, işinde ve ibadetinde olan insanı korur. Filmle ilgili çok farklı çıkarımlar da yapmak mümkün.
Yönetmen: Seyyid Mesut Etyabi
Yapımı: 2008 – İran
Orijinal İsmi: SobheRoozeHaftom
Süre: 90dk
Tür: Dram, Komedi
ALLAH’IN ADIYLA (KHUDA KAY LİYE)
İngiltere, ABD ve büyük bir bölümü Pakistan’da geçen, birkaç hikayenin iç içe yaşandığı güzel bir film. İnsanların inançlarını sorgulamasını göz önüne getiren ve kandırılışlarının anlatıldığı, toplum baskısı, terörizm, işkence, müzik ve İslam gibi değişik başlıkları bir araya getirmiş, farklı kültürlerden gelmiş insanların ilişkilerinin de mevcut bulunduğu izlenmeyi fazlası ile hak eden bir film. Ayrıca film içerisinde özellikle doğu müziğini sevenler için de güzel parçalar bulunmakta. Filmin finalindeki mollanın, İslam’daki yanlış algılamalara getirdiği tefsiri özellikle önemlidir.
Yönetmen: ShoaibMansoor
Senarist: ShoaibMansoor
Yapımı: 2007 – Pakistan
Orijinal İsmi: Khuda Kay Liye
Süre: 168dk
Tür: Dram, Gerilim, Savaş, Suç
MİNYONLAR
Tarih öncesi çağlardan beri kendilerine kötü bir efendi arayışında olan Minyonlar, Dracula'dan, Firavun'a, Napolyon'dan, Dinozorlara kadar birçok kişiye hizmet etmeye çalışsalar da, hepsi birgün yok olmuştur. Hizmet edecek bir efendi bulamayınca Antartika'da kendi hallerinde yaşamaya başlayan minyonların kaderi 1960'lı yıllarda değişir. Çünkü 3 kişilik maceracı bir minyon ekibi, Amerika'ya doğru yola çıkar. Filmin yönetmenliğini Pierre Coffin ve Kyle Balda, senaristliğini Brian Lynch yaptı. Seslendirme kadrosunda ise SandraBullock, JonHamm, Michael Keaton, AllisonJanney, GeoffreyRush, Steve Carell gibi yıldız oyuncular var.
Yönetmen Pierre Coffin, Kyle Balda
Senarist Brian Lynch, EricGuillon
Orijinal adı TheMinions
Tür: Animasyon, Aile
VEBA
Veba illetinden korunma yolu olarak Meksika körfezindeki hiç kimsenin ulaşamadığı bir kumsala ulaşmak Danny'nin en büyük arzusudur. Bu katil kendini sıyırmayı kafasına koyan Danny, kardeşi Brian, kız arkadaşı Bobby ve Danny'in okuldan arkadaşı Kate, Amerika Birleşik Devletleri'nin güneybatısı boyunca, hayalini kurdukları bu güvenli mekana ulaşmak için hızla yolları katederler. Çocukluğundan aklında kalan hatıralarına bel bağlayan Danny, Meksika Körfezi'ndeki ıssız kumsalın hepsinin derdine derman olacağı konusunda grubu ikna etmiştir. Yeni dünyalarının kuralları oldukça basittir; yan yollardan gitmek, her ne pahasına olursa olsun diğer insanlarla temastan kaçınmak. Ama dikkatsiz davranışları yolculuklarının uzamasına neden olmaya başlar; en az onlar kadar kendilerini korumaya çalışan, virüs bulaşmamış insanlarla veya umutsuzluk içinde yardım isteyen, virüs bulaşmış kişilerle karşılaştıkça, boş yollar ve kasabaların arasında çocukluk masumiyetleri yavaşça zayıflar. Yolda geçirdikleri dört gün boyunca, bu dört kişilik grup hiçbir insanın yüzleşmek zorunda kalmaması gereken ahlaki kararlar vermek durumunda kalır. Karşılarındaki en büyük düşmanın insanlığı tehdit eden virüsün değil, iç dünyalarında su yüzüne çıkan karanlığın olduğunu keşfederler.
Yönetmen:ÀlexPastor, David Pastor
Senarist:ÀlexPastor, David Pastor
Oyuncular: ChrisPine, PiperPerabo, Lou Taylor Pucci
Orijinal adı:Carriers
Tür: Dram, Korku
KİTAPLAR
İŞTE GELDİK GİDİYORUZ-HAYATİ İNANÇ
İçinde bulunduğumuz modern çağda öyle bunaldık, modern kültür adıyla savrulduğumuz kültürsüzlük içinde öyle daraldık ki âsûde zaman ve mekânlardan bir teselli arar olduk. Hayhuy içinde hayatın manâsını da lezzetini de yitirip yarış atı gibi sadece koşuyoruz. Telâşla ve anlamsızca. Mutlu olmak için yaptıklarımız ve edindiklerimiz ise mutluluk vermek şöyle dursun, sırtımıza ayrıca yük oluyor. Boşa harcanan zaman ve duymazdan gelinen vicdan intikamını alıyor. En hafif bedel huzursuzluk ve stres. “İşte geldik gidiyoruz” dedik o yüzden. Nereden nereye? sorusunu hatırlatması ümidiyle. Yaşam anlamsız belki ama ‘hayat’ manâsız değil.
HİDAYET-ŞULE YÜKSEL ŞENLER
Şule Yüksel Şenler, başta Huzur Sokağı olmak üzere yazdığı kitaplarla, verdiği konferanslarla birkaç neslin inancıyla tanışmasına, şuurlu bir hayatı seçmesine öncülük eden isimlerin başında gelen bir kanaat önderi. Bugünün Türkiye’sini kuran aksiyon ve düşünce mimarlarından biri. Hidayet, bir Demir Perde ülkesinde dünyaya gelen, anne babasının ve ülke rejiminin sertliğine rağmen gencecik yaşında verdiği cesur bir kararla Müslüman olmuş bir genç kızın, Maria’dan Cemile’ye dönüşmesinin hikâyesi. Şenler, Hidayet adını verdiği kitabında Barbara, Maria, Crean iken Cemile, Salime olmayı seçmiş, İslamiyet’le tanıştıktan sonra adeta yeniden doğmuş genç kadınların ibretlik öykülerini anlatıyor. Ve esasında kulağımıza şunu fısıldıyor: Hidayet aslında yanı başınızda…
YA TAHAMMÜL YA SEFER-MUSTAFA KUTLU
İnandığımız uğruna pek çok şeyi göze aldığımız "dava"lar. Bizimle aynı duyguları, fikirleri paylaşan arkadaşlar. Ancak onlarla var olabileceğimizi hayatımızın bir mana kazanabileceğini düşünürüz. Ya Tahümmül Ya Sefer, yakın geçmişimizde böyle düşünen insanların, nesillerin nasıl bir araya geldiklerini, sonra nasıl dağıldıklarını, şahsiyetlerinden ve bulunmaları gereken yerlerden nasıl uzaklara sürüklendiklerini ele alıyor. Bu insanların açmazlarını, acılarını dile getiriyor.
İSLAM DEKLARASYONU-ALİYA İZZETBEGOVİÇ
Aliyaİzzetbegoviç Osmanlı hakimiyetini , Avusturya Macaristan ve Komünist hakimiyeti yaşamış biri olarak geri kalmışlık sorununun Islamdan değil, İslami yasayamamaktan geldiğini anlatmaktadır. Ayrica kaybolan İslam medeniyetinin arkasından ağlamak yerine ilerisi için reçeteler sunmaktadir. “Bugün kamuoyuna sunduğumuz bildiri, yabancılara ve şüphe içinde olanlara, İslam'ın şu veya bu sistemin, şu veya bu düşünce grubunun üzerindeki üstünlüğünü ispatlayacak bir metin değildir. Bildiri, hangi tarafta olduklarını apaçık bir biçimde kalplerinde hisseden ve nereye ait olduklarını bilen Müslümanlara yöneliktir. Bu gibi insanlar için bu bildiri, onların sevgisi ve aidiyetinin ne gibi görevler yüklediği hakkında gerekli sonuçların çıkarılması için bir çağrıdır.”