Yeni Haber'de Ramazan

Yeni Haber Gazetesi Ramazan sayfalarında bugün...

Yeni Haber'de Ramazan

RAHMET İNCİLERİ


Günün Ayeti: Allah’a çağıran, dine ve dünyaya yararlı iş yapan ve "Ben Müslümanlardanım " diyenden daha güzel sözlü kim vardır . İyilikle kötülük bir olmaz sen (kötülüğü) en güzel olan davranışla sav; o zaman bide göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş!
 Bu sonuca ancak sabırlı olanlar ulaşabilir , yine buna ancak (erdemlerde) büyük pay sahibi olanlar ulaşabilir. (Fussilet 33.34.35 )


Günün Hadisi: Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur:" Bu  canı bu tende tutan Allah’a yemin ederim ki ya iyiliği emredip / teşvik edip kötülükten sakındırırsınız / uzaklaştırırsınız yada Allah size bir ceza gönderir de O’na dua edersiniz ama O, duanıza karşılık vermez." (Tirmizi )


Günün Sözü: İnsanlığın onuru , aklıyla ;asaleti diniyle ;şahsiyeti ahlakıyladır. Hz.Ömer (r.a)

BUNLARI BİLİYORMUSUNUZ?


Rasulullah’ın iftar sofrasında neler var?
Peygamber Efendimiz, iftar edeceği zaman özel yiyecekler aramaz, yemek ayrımı yapmaz, sofrada ne bulursa onunla iftar ederdi. Onun iftar sofrası ,lüks ve israftan uzak, son derece sade idi. Medine’de efendimizin yanında büyüyen Enes b. Mâlik (r.a),Rasulullah’ın iftarını şöyle anlatmıştır: "Rasulullah (sav) akşam namazını kılmadan önce bir kaç taze hurma ile, eğer yoksa kuru hurma ile iftar ederdi, o da yoksa birkaç yudum suyla orucunu açardı. "Peygamberimiz, Allah rızasını kazanmak için oruç tutar, O’nun rızkıyla iftar eder , iftar ederken de ellerini açarak şöyle dua ederdi: " Allahümme leke sumtü  ve alâ rızkıke eftartü.(Allah’ım! senin rızan için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açtım.)" ( Hadislerle İslam )
 

 -Sahabe: HZ.OSMAN
Hazreti Osman (r.a) 580 yılında Taif’de doğdu. Kureyş’in zengin Ümeyye oğulları ailesindendir. Babasının adı Affan’dır. Peygamberimiz (sav)’den 9 yaş küçüktür.
Bir gün Hazreti Osman abdest alıyor. Abdest bitiyor, kurulanıyor, gülmeye başlıyor. Yanındakiler, hayırdır inşallah diyorlar. Hazreti Osman onlara soruyor: - Ne için güldüğümü niye sormuyorsunuz? Yanındakiler de soruyorlar: - Efendim affedersiniz, niye gülüyorsunuz? Hazreti Osman anlatıyor: - Bir gün, benim şu abdest aldığım yerde Resulullah efendimiz (s.a.v) abdest alıyordu. Biz de oradaydık. Resulullah abdestini aldı, gülmeye başladı. Sonra, “Neden güldüğümü, niye sormuyorsunuz? buyurduğu hatırıma geldi. - Peki efendim, ne oldu? - Biz de, Ya Rasulallah niye güldünüz? diye sorduk. Cevaben buyurdu ki: "Bir müminin abdestte, yüzünü yıkarken, bütün (küçük) günahlarının, suyla beraber aktığını görüyorum. Elini yıkarken, başına mesh ederken, ayaklarını yıkarken, bütün günahlarının döküldüğünü görüyorum. Ümmetim kurtuluyor diye sevinip, ben gülmeyeyim de, kim gülsün?" "Güzelce abdest alan günahlarından sıyrılmış olur." (Hadis-i Şerif - Buhari)


Alim: SÜNNETİN HAFIZI ,MEDENİYETİN MUHAFIZI: BUHARİ
Buhari küçük yaşta önce babasını ,sonra gözlerini kaybetti .Saliha bir kadın olan annesi bir gece rüyasında Hz. İbrahim’i (a.s) gördü.İbrahim ,annesine ,"Ey Kadın !Israrlı ve ihlaslı duaların vesilesiyle Allah Teala oğluna gözlerini iade etti. Dedi. Sabah olduğunda Buhari’nin gözleri görüyordu.(Zehebi,Siyer,) Anne ,yavrusunun gören gözlerine karşı Rabbi’ neşükrünü, yavrusunu "ulema yoluna" teslim ederek gösterdi. Şehir şehir dolaştı, gün geldi kervanlar  da onun adını taşıdı. Sika ravilere ulaşmasına ne yağmur ne çamur ne de dağlar engel olabildi. Sanki ruhuna sünnet muhabbeti içirilmişti. Yollarda aç kaldı, susuz kaldı ,üç gün ot yedi fakat yorulmadı,usanmadı.Silsileye önem verdi, büyüklerin halkalarında müptedi gibi edepli oturdu. Görmediği kimsenin hadisini kabul etmedi .Gusül abdesti alıp iki rekat namaz kılmadan muhallet eseri “el Camius’Sahih’e hadis yazmadı.600 bin hadis içinden seçerek telif ettiği baş yapıtı için tam 16 yıl gecesini gündüzüne katıp çalıştı. Hayatı yollarda geçti ;hanlarda, mescitlerdegeceledi, “Bu kadar yeter demedi”. Gündüzü gibi gecesini de ilme adadı. Bir gece kandili söndürüp yatağa girince , aklına bir ibare geldi;kalktı,kandili yaktı, hadisiyazdı, yatağagirdi, başka bir ibare hatırına gelince ,tekrar kalktı, kandili yaktı, hadisiyazdı, kandili söndürdü, tekrar yattı. Bu kalkış ve yatış gece boyu yaklaşık yirmi defa tekrar etti.
Yazdığı her hadisin arkasında bir hatıra her hatırada bir hasret bıraktı Buhari.

SORU-CEVAP
SORU-)UNUTURAK YEMEK YA DA İÇMEK RAMAZAN ORUCUNU YAHUT RAMAZAN DISINDA TUTULAN ORUCU BOZAR MI?

CEVAP-)Unutarak yemek, içmek orucu bozmaz. Peygamber Efendimiz, “Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş içirmiştir; buyurmuştur.

Unutarak yiyen içen kişi oruçlu olduğunu hatırladığı anda hemen ağzındakileri çıkarıp yıkar ve orucuna devam eder. Oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra yiyip içmeye devam etmek kişinin orucunu bozar. (DİN İŞLERİ YÜKSEK KURULU)

 

Köşe yazımız

Öyle nurlu idi ki, o eşsiz güzel yüzü

Gözü kamaştırırdı o ışığın gündüzü

Başa konmuş bir büyük devlet gibi dünyayı

Aydınlatır aratmaz ne güneşi ne ayı

Fettah olan Rabbimiz anlatılmıştı yüzle

"Orada bir ışık var" ayetini bak izle

O'nun Kabe yüzüne ay ve güneş bakınca

Secde ederler idi her biri tıkatınca

O aydınlık yüzüyle bu dünya mabedinde

Şirkin ocaklarını söndürdü aleminde

Yüzünde yaratılan sayısız mu'cizatı

Nakde bile yetmiyor faal aklın takatı

Dini evreninin O'dur aydınlatan güneşi

Allah'ı gören gözün bebeğidir, yok eşi

O kadar güzeldi ki, tarife sığmayan yüz

Ona yaratan mevla âşık idi, görünüz

Güzellik bahçesinde renkleriyle o çehre

Açılmış gül gibiydi bağışlanmış bu dehre

 

YÜZÜ ETLİ DE ZAYIF DA DEĞİLDİ

Varlıkların övüncü olan Peygamberimiz

Aydınlığı, uğuru daha ne isteriz biz

Şöyle pür-nur idi ol vech-i hasen

Ana bakılmaz idi şevkinden

Alemi devlet-i nagah gibi

Tabnak eyler idi mâh gibi

Vazıh etmişti o yüzden Fettah

Neydüğün ayet-i "fihamısbah"

Ka'be-i vechide ettikçe nazar

Secde eylerler idi şems-ü kamer

Deyr-i âlemde o rûy-i pür-tâb

Etti âteşgede-i dehriharâb (âtesgede-i Fürs'ü)

Mu'cizât-ı ruhinin bi'l-icmal

Edemez naklinin akl-ı fa'ül

Âfitâb-ı felek-i din idi ol

Merdûm-i çeşme-i Hudâ-bîn idi ol

Şol kadar hûb idi ol vech-i cemîl

Âşık-ı hüsn-i cemaliydi Celil

Bağ-ı hüsn içre o rûy-i rengin 

Bir açılmış güle benzerdi hemîn

LEYSE Bİ-MUTAHHAMİN VEL  Bİ-MÜKELŞEM

Dahil ol mefhar-ı  mévcûdatın

Yani Peygamber-i ferruh-zatın

13-007.jpg14-010.jpg