Yeni Haber'de Ramazan
Yeni Haber Gazetesi Ramazan sayfalarında bugün...
RAHMET İNCİLERİ
Günün Sözü:
Gençliğe güvenip vakit erken derken, belki de elveda bile diyemezsin giderken. (Necip Fazıl Kısakürek)
Günün ayeti:
Ey iman edenler ! Alım satım, dostluk ve aracılığın olmadığı bir gün gelip çatmadan Allah’ın size verdiklerinden O’nun için harcama yapın. Kâfirler zalimlerin ta kendileridir. ( Bakara Suresi 254 ayet)
Günün Hadisi:
Allah Rasulu şöyle buyurmuştur : "Zahid olmak ( dünya rağbet etmemek ) ,kişinin helal olan şeyleri kendisine haram kılması veya malını dağıtıp tüketmesi demek değildir. Bilakis zâhid olmak, elinde olan şeylere , Allah katında olanlardan daha fazla güvenmemek demektir... " ( İbni mace)
Soru-Cevap köşesi
Aşı olmak veya igne yaptırmak orucu bozar mı?
Dinimiz tedavi surecinde olan hastalarınoruçtutmamalarına ruhsat vermektedir. Bu nedenle tedavisi devam eden hastalar sağlıklarına kavuşup, tedavileri sona erinceye kadar oruçlarını erteleyebilirler. Bununla birlikte ramazan ayında herkesle birlikte oruca devam etmeyi arzu ediyor ve oruçtutmalarındabaşka bir engel yoksa iğnelerini iftardan sonra yaptırmaları yerinde olur. Bu imkana sahip olmayanlar tedavi ve aşı amaçlı igne yaptırabilirler. Ancak oruçlu iken gıda ve vitamin iğneleriyaptıran,damardan serum ile kan verilenlerin orucu bozulur ,daha sonra bu oruç kaza edilir. (Din İşleri Yüksek Kurulu)
BORCUN VAR MI?
- Bir Ramazan günü III Mustafa’nın veziri Koca Ragıp Paşanın konağında yapılan sohbet esnasında Paşa şair Haşmet’e hitaben "Senin de borcun var mı Haşmet? diye sorar ve şu cevabı alır -Evet efendim mahalle bakkalına bin kuruş kasaba beş yüz kuruş. ..Ragıp Paşa sorununun anlaşılmadığını düşünerek şu açıklamayla tekrarlar .Ben onu demiyorum oruç borcun var mı? Şair Haşmet bu soruyu şöyle cevaplar :-Paşam, oruç borcunu sadece Allah sorar sizin soracağınız kul borcudur.
Osmanlı döneminde iftar vakti
Osmanlı döneminde sahurlardaki coşku iftarlarda zirveye çıkmış , öyle zamanlar olmuş ki, iftar sofraları törenle kurulur ve ikram edilen yemekler, belli bir düzen içinde yenilir hâle gelmiştir. İftar vakti top atışlarıyla ilân edilmiş, bu uygulama çeşitli hediyeler dağıtılarak devam etmiştir. Günümüzde de gerek Mekke ve Medine’de saflar hâlinde oluşturulan uzun, geniş, mütevazı sofralarla gerekse ülkemizde kurulan küçük büyük iftar çadırlarıyla toplumun her kesiminden insan bir araya gelerek iftar sevincini paylaşmakta , farklı şekillerde de olsa iftar ve Ramazan coşkusu bütün İslâm aleminde yaşanmaktadır .
İftar davetlerini verirken akrabaların , dostların, komşuların dikkate alınması güzeldir. Fakat bu daireyi genişleterek, iftar sofralarına ihtiyaç sahibi insanları buyur etmek Allah’ın rızasına çok daha uygun bir davranış olacaktır. İftar davetleri belli bir zümrenin bir araya gelerek lüks mekânlarda, zengin sofralarda yemek yemelerinin ötesine geçmeli; sofralara dâhil edilen yetimler,yaşlılar ve muhtaçlarla Halil İbrahim bereketinin arandığı salih amellere dönüşmelidir.(Hadislerle İslam Sayfa 429)
UÇMAYI BAŞARAN İLK İNSAN ENDÜLÜSLÜ ABBAS B. FİRNAS
Dokuzuncu yüzyılda yetişen ve ilk uçağı yapıp uçmayı başaran Müslüman astronomi alimidir.
Tarihî kaynaklar İslâm bilgini Endülüslü İbn-i Firnas’ın uzun çalışmalar sonunda bir keşifte bulunup cihaz yaptığını, üzerine kumaş geçirip kanat yerine büyük kuş kanatları taktığını ve bu âleti çalıştırarak havalanıp uçtuğunu kaydeder. İbn-i Firnas’ın bu başarısı Batı’da uçak yapıp uçmayı başaran Wright Kardeşler’ den 1023 yıl öncesine rastlamaktadır.
İbn Firnas, birçok alanda çalıştı, kimya, fizik, astronomi okudu. Sülfürik nitrik, nitro hidrolorik asitleri keşfetmiş, ayrıca birçok kimyevi maddeyi de ortaya çıkarmıştır. Astronomi tabloları hazırladı, şiir yazdı, el-Makata adlı saati tasarladı. Kumdan cam imalatını icat etti ve ayrıca kaya kristallerini kesme yöntemini geliştirdi. O zamana kadar sadece Mısırlılar kristal kesmeyi biliyordu. Bundan sonra, İspanya Mısır’dan ihracını bıraktı.
Ünlü bilgin ayrıca kendisine has metodlarla bir kısım taşlardan mükemmel cam imal etme usûlünü keşfetmiş, cam sanayiinin de öncüsü olmuştu. Ayrıca düzeltme kabiliyeti olan camı keşfederek gözlüğün mucidi olduğu kabul edilir.
Bilgin İbn-i Firnas’ın aynı zamanda İslâm musıkîsinin İspanya’da topluma mal edilmesini sağlamıştır.
Güneş ve gezegenleri hareket halinde gösteren bir Plenatarium da yapmıştı. Bilgin bu cihazla yıldızlarla birlikte bulutu ve şimşekleri de inceliyordu.
Hz. Ömer’in Örnek Davranışı
Hazreti Ömer (r.a.) hilâfeti zamanında, 400 dirhem paraya muhtaç olmuş ve bu parayı da Abdurrahman b. Avf hazretlerinden istemişti. Abdurrahman b. Avf hazretleri, Hazreti Ömer’e para vermek yerine şu telkinde bulundu:
— Ya Ömer! Parayı benden mi istiyorsun? Halbuki Beyt’ül Mal senin elindedir... Parayi oradan al, sonra iade edersin...
Hayatı adalet timsali olan Hz. Ömer, Abdurrahman b. Avf Hazretlerine şu cevabı verdi:
— Ya Abdurrahman! Parayı senden istiyorum... Zira bir emri ilahî vukuunda veya borcu ödeyememe gibi bir durumda seninle helalleşmek kolay olur. Ya mirasımdan bir miktar ayırtırım, yahut helalleşiriz. Ama ben, bu borçlanmayı devlet hazinesine yaparsam, bütün Müslümanlarla helalleşmek lazım gelir ki, bu da mümkün değildir. O takdirde, ne benim malım onu ödemeye kafi gelir, ne de sevabım ahirette beni kurtarır. Bu kadar ağır bir yükün altına giremem!