Yaz tatili biterken ailelere öneriler
Yaz tatilinin bitmesine sayılı günler kala ailelere uyarılarda bulunan Uzman Klinik Psikolog Enise Öziç, "Yeniden çok katı olmamak koşuluyla kural ve düzenlere minik adımlarla geçiş sağlanmaya başlanabilir. Kitap okumak bir zorunluluk değil,...
Yaz tatilinin bitmesine sayılı günler kala ailelere uyarılarda bulunan Uzman Klinik Psikolog Enise Öziç, "Yeniden çok katı olmamak koşuluyla kural ve düzenlere minik adımlarla geçiş sağlanmaya başlanabilir. Kitap okumak bir zorunluluk değil, eğlendirebilen bir aktivite gibi hissettirilmeye çalışılabilir" dedi.
Liv Sağlıklı Yaşam Danışma Merkezi'nden Uzm. Klnk. Psikolog Enise Öziç, yaz tatili biterken ailelere önerilere uyarılarda bulundu. Yaz mevsimi sona erip yeni eğitim ve öğretim yılı yaklaştığında çocuklu ailelerin evlerindeki heyecanın yükseldiğini belirten Liv Sağlıklı Yaşam Danışma Merkezi'nden Uzman Klinik Psikolog Enise Öziç, "Özellikle evde okula yeni başlayacak çocuklar varsa ailelerdeki hazırlık süreci biraz telaşlıdır ve bu sürece dair duyulan heyecan farklı olur. Çocukların okula dair motivasyonlarını nasıl koruyacakları ve dersleri takipte izlenmesi gereken yollar konusunda da çeşitli soru işaretleri bulunuyor" şeklinde konuştu.
Kitap okumayı eğlenceli hale getirin
Çocukların hala tatilin tadını çıkarmaya devam edebileceğini ifade eden Uzm. Klnk. Psk. Enise Öziç, "Hiçbir zaman tamamen belirli bir düzenin dışına çıkmayı önermesek de eğer çıkıldıysa, yeniden çok katı olmamak koşulu ile kural ve düzenlere minik adımlarla geçiş sağlanmaya başlanabilir. Kitap okuma alışkanlıklarını sağlamak için hala geç değil. Bu tatili fırsat bilerek kitap okumayı bir zorunluluk değil, eğlendirebilen bir aktivite gibi hissettirmeye çalışılabilir. Örneğin, çocukla birlikte kitap saati planlanabilir, okuduğu kitabın içeriği hakkında eğlenceli senaryolar oluşturulabilir, "yeniden kitabı yazsaydın sen nasıl bir kurgu seçerdin" gibi kitap hakkında kısa (ortalama 10 dakika) sohbet edilebilir" diye konuştu.
Öğretmenleriyle iletişime geçilmeli
Çocuğa sorumluluk bilincinin kazandırılması gerektiğinin altını çizen Uzm. Klnk. Psk. Enise Öziç, "Çarpım tablosu, ritmik sayma, yabancı dil seviyesi gibi öğretim unsurlarından eksik olduğu düşünülen bilgiler fark ediliyorsa bunları tamamlamak adına yine "zorunluluk" yerine "sorumluluk" bilinci hakkında çocuğun yaşına uygun kısa (ortalama 10 dakika) konuşmalar yapılabilir. Yine yaşına uygun olacak şekilde bu sorumluluğu nasıl daha istekli yerine getirebilir sorusu üzerine aileler düşünüp plan yapabilirler. Özellikle ilkokul çağındaki çocuklar için eğlenceli ve öğretici oyun seçeneklerini değerlendirebilirler, öğretmenleriyle iletişime geçerek kısa bir fikir desteği alabilirler" ifadelerini kullandı.
Dijital yerine farklı aktiviteler çocuklara önerilmelidir
Uyku saatlerinin birçok çocukta esnemiş olabileceğini söyleyen Uzm. Klnk. Psk. Enise Öziç, şu bilgileri paylaştı:
"Bu bir sorun değil ancak bu konuda da yavaş yavaş saatlerin eski düzene döneceği hakkında konuşabilirler. En önemli konu dijital platformlar. Bu konuda sınırsız kullanım önerilmemekte birlikte bazen zaman aşımını birçok aile yaşamaktadır. Bu ise ailelerde üzüntü ve kaygı oluşturabilmektedir. Bu konuda çocuğa destek sağlamak isteyen aileler öncelikle kendi sakinliğini koruyabildiklerinden emin olmalıdır. Sakin kalamayan öfke, hiddet ya da yüksek kaygı yani endişe ile durumu çözmeye çalışan aileler uzun vadede başarılı olamayacaklar, hatta çocuklarıyla ilişkilerinin zarar gördüğünü dahi hissedebilirler. Bu riski en aza indirmek adına ikinci koşul, çocuklara süre sınırı konusunda net tutarlı ve istikrarlı olmalarıdır. Çocuğun yaşına uygun olacak şekilde dijital platformlar yerine alabileceği birtakım aktiviteleri çocuklarına önerebilirler."
Çocuk oldukları unutulmamalı
Çocukların sıkılmaya da zaman bulmaları gerektiğini vurgulayan Uzm. Klnk. Psk. Öziç açıklamasını şöyle tamamladı: "Sıkılmak keşfetmeye yardımcıdır. Bazen sıkılabilirler. Ailelerinden çözüm bulmalarını bekleyebilirler. Çözümün uygun bir konu denk geldiğinde çocuğa bırakılması, sıkılma duygusu ile baş etmelerini öğrenmelerine hatta yeni ilgi alanları keşfetmelerine yardımcı olacaktır. Her şeyden önce onların "çocuk" olduğu unutulmamalı, sabırlı ve şefkatli olunmalıdır. Her çocuğun kendine özgü bir karakteri olduğu unutulmamalı, ebeveyni ile her zaman aynı düşünmesi beklenmemelidir. Yine de uyum ve kurallar konusunda ciddi sorunlar yaşanıyorsa, çocuklar agresiflik, depresif duyguların ya da sürekli devam eden bir endişe gözlemleniyorsa iştah ve uykuda sorunlara çözüm oluşturulamadığı fark ediliyorsa okul yaşamı başlamadan bir ruh sağlığı uzmanından destek talep edilmesi önemlidir."