Yaşamını itiraf eden şair; Pablo Neruda

Ahmet Arpat çevirisi ile anı-biyografi alanında okuyucuya sunulan "Yaşadığımı İtiraf Ediyorum", şair Pablo Neruda'nın hayatını yakından tanımanızı sağlıyor.

Yaşamını itiraf eden şair; Pablo Neruda

Şili'de demiryolu işçisi bir baba ve öğretmen bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Pablo Neruda annesini çok küçükken kaybetti. 13 yaşındayken yerel "La Mañana" gazetesindeki yazdığı makalelerle yazı hayatına adım atan şair, 1920'de "Selva Austral" isimli edebiyat dergisinde "Pablo Neruda" adıyla yazmaya başladı.

Serüvenlerle dolu bir hayatı geride bırakan ve İspanya'da gerçekleşen iç savaşa tanık olmasıyla iç hesaplaşmalarını, yaşadığı tarihi haber vermesi, yazdığı şiirleriyle lirik bir atılım yaparak dostlarına seslenişi, geçmişe ve yarınlara dair bir ant içme niteliği taşır Neruda'nın anıları.

Bu anılarda şairin yaşamının bütün duraklarını, şiirlerini yazma sürecini, başta Lorca, Alberti, Hernández, Eluard, Aragon, Nâzım Hikmet olmak üzere şair dostlarıyla ilişkilerini, Şili'nin cunta tarafından öldürülen lideri Alende'yi okuma ve tanıma olanağı buluruz.

Bir şair hayatı nasıl olur?

'Benim anılarım hayaletlerle dolu bir galeridir' der Neruda ve ekleyerek 'insan, hayatında bazı şeyleri unutur. Benimde hayatımda unuttuğum anılarım vardır. Onlar toz olmuştur ya da kırılan bir bardağın artık birleştirilmeyen parçaları gibidir. Benim anılarım, hayaletlerle dolu bir galeridir. Belki ben kendi hayatımı değil de, başkalarının hayatını yaşadım. Bu sayfalarda geriye bıraktığım anılar arasında bazıları sararmış yapraklar gibi yere düşecek, ölecektir. Oysa, bazı anılarım zamanla yeniden canlanacak, yeniden hayat bulacaktır. Benim hayatım, bütün hayatlardan oluşmuş bir hayattır. Bir şair hayatıdır." şeklinde ifade eder hayatını.

Şair barıştan doğar...

Neruda'nın yaşamına tanık olduğumuz ve savaşa tanıklık ettiği yılları da etkili bir dil ile anlattığı kitabın "Şehitleri aramak için yola çıktım" isimli bölümünde ise, şiir ve şairin tanımını şu şekilde ifade eder. "Şiir, her zaman için barışın bir parçası olmuştur. Şair, barıştan doğar. Tıpkı ekmeğin undan doğması gibi..."

Şiir ve şair ölümsüzdür Neruda'nın dünyasında. Onun için yaşadığı hayat içerisinde küçük yaşta annesini kaybetse de, savaşlara tanıklık eden ruhu en sevdiklerinden ayrılmış olsa da ölüme inat şiire ve kelimelere sığınır ve inanır. "Kim öldürebilir ki şiiri! Şiir, kedi gibi yedi canlıdır. İşkence ederler, sokaklarda sürüklerler, üstüne tükürürler, alay ederler, etrafını dört duvarla çevirirler, sürgüne yollarlar, fakat o bütün bunları yaşar, sonunda tertemiz bir yüzle ve gülümseyerek yeniden ortaya çıkar." şeklinde ortaya koyduğu inanç, köklü bir şiir inancının barışçıl tezahürü gibidir.

Neruda kitabında Nazım Hikmet'le olan ilişkisini de anlatır ve Nazım Hikmet adına Barış Ödülü almıştır. Bir kongrede Nazım Hikmet ile ilgili 'Nazım Hikmet'in yanında biz şair bile olamayız' ifadelerine yer vererek, Nazım Hikmet'e olan sevgi ve saygısını ifade etmiştir.

Özel bir şair olan Pablo Neruda'nın "Yaşadığımı İtiraf Ediyorum" isimli anılarını kaleme aldığı kitabı, Ahmet Arpad çevirdi. Kitabın ilk baskısı, Evrensel Basım Yayın tarafından Kasım 2004'de gerçekleşti ve 3. baskısı ile okuyucuya Kasım 2012'de yeniden ulaştırıldı.