UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'na alınan Bursa'nın ipeği ve çinisi dünyaya tanıtılacak
BURSA (AA) - İSMAİL ÖZDEMİR - Bursa'nın "zanaat ve halk sanatları" dalında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'na dahil edilmesiyle ipek ve çini ustaları, el sanatlarını dünyaya tanıtacak olmanın gururunu yaşıyor.
Hanlar Bölgesi, Sultan Külliyeleri ve Cumalıkızık ile 2014'te UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren kentin, Yaratıcı Şehirler Ağı'na da dahil olmasıyla Bursa ipeği ve çinisi dünyada daha çok tanınacak.
Büyükşehir Belediyesinin girişimleriyle başlatılan proje kapsamında Bursa, dünya gelinde UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı'na üye 295 şehir arasında yer aldı.
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı tarafından "2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti" ilan edilen şehirde, Bursa Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Meslek Eğitim Kurslarında üretim yapan çini ve ipek ustaları, sanatlarını çeşitli etkinliklerle tanıtma fırsatı bulacak.
Çini usta öğreticisi Duygu Uzun, AA muhabirine, çini işçiliğinin sabır ve beceri gerektiren bir iş olduğunu söyledi.
Geçmişten geleceğe sanat aktarımı için çalıştıklarını anlatan Uzun, "Aslına uygun desenlerimizle bu işi sürdürmeye çalışıyoruz. Özellikle Bursa'nın geçmiş mirasından bize değer olarak kalan yapılarını, mimarilerini çinilerde kullanmaya çalışıyoruz. Örneğin Yeşil Türbe'yi minyatür olarak üretiyoruz, boyalarla renklendirip çini geleneğini sürdürmeye çalışıyoruz. Geçmişe bağlı kalmaya çalışıyoruz. Çok sabır, dikkat isteyen bir iş olduğu için sürekli aynı noktaya bakma gereksinimi duyuyorsunuz ve gözleri olumsuz etkileyebiliyor." dedi.
Ürünlerinin beğenildiğini ve turistik değer oluşturduğunu belirten Uzun, bunun da kendilerini çok mutlu ettiğini kaydetti.
- "UNESCO'da çini ve ipekle şehrimizi temsil edeceğiz"
Bursa Büyükşehir Belediyesi Umurbey İpek Üretim ve Tasarım Merkezi Üretim Sorumlusu ve proje koordinatörü Mehmet Ünal, ipek üretiminin tarih boyunca kentin simgelerinden biri olduğunu söyledi.
Bursa'nın İpek Yolu'nun Asya'daki son durağı olduğuna değinen Ünal, şöyle konuştu:
"Burası 1810 yılında kurulmuş Osmanlı'nın ilk fabrikalarından biri. Buranın aslına uygun şekilde tadilatını yaptık. Dut bahçesinden başlayıp nihai ürüne kadar burada geleneksel yöntemle yani Osmanlı'da 300 yıl boyunca nasıl yapılıyorsa, elektriği aydınlatmanın dışında kullanmadan imalatlarımıza devam ediyoruz. Proje başladığında dağ yöresinde 16 köy tespit ettik, bu köylerde terk edilmiş okullar vardı, bunların ikisini kumaş atölyesine çevirdik, 14 tanesini ipek halı atölyesine çevirdik. Projede ilk 2 senemizi, bir hafıza vardı ve bunu gelecek kuşağa aktarmak için çaba harcadık. Atölyelerimizi açtığımız zaman bu işi bilen teyzelerimiz vardı ve çok yaşlılardı. Ama onlar bizi kırmadılar ve kumaş, halı tezgahlarının yanına oturdular, yanlarına genç kızlarımız oturdu, 2 sene içinde bu teyzelerimiz ne biliyorsa genç kızlara aktardı."
İpek üretiminin Bursa'da çok kaliteli şekilde gerçekleştiğini anlatan Ünal, kalitesinden dolayı tarih boyunca üründen Avrupa'da gümrük vergisi alınmadığını aktardı.
Ünal, merkezde hazırlanan ürünlerin yurt içi ve dışından rağbet gördüğünü belirterek, "UNESCO'da çini ve ipekle şehrimizi temsil edeceğiz, bu bizim için gurur kaynağı oldu. Bu proje 4 yıl kadar sürecek ve bu süre içinde bir sürü etkinlikler yapılacak ipeğin ve çininin geliştirilmesi için. Zaten bu merkez Türkiye'de ipekçiliğin merkezi haline geldi. Çini ve ipeği birleştirerek birçok ortak projeler yapacağız. İpekçilik ve çinicilik dünyada daha çok tanınacak. Sırbistan'a gidiyoruz ve orada bu projenin lansmanını yapacağız." ifadelerini kullandı.
Kaynak: