“Türkiye’nin varlığı bizim varlığımızdır”
İskeçe Müftülüğüne seçilen Mustafa Trampa ve 32 yıldır Gümülcine Müftülüğü görevini sürdüren İbrahim Şerif, Yeni Haber’e özel açıklamalar yaptılar. Türkiye’nin, Batı Trakya Müslümanları için çok değerli olduğunu söyleyen Müftü Trampa, “Türkiye’nin varlığı bizim varlığımızdır” ifadelerini kullandı. Konya İmam Hatip Lisesi mezunu olan İbrahim Şerif ise, Türkiye’nin ve Konya’nın desteklerini her zaman yanlarında hissettiklerini belirtti.
İskeçe Müftüsü Mustafa Trampa ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif, Konya Büyükşehir Belediyesi ve Konya İl Müftülüğünün Şeb-i Arus daveti üzerine Konya’ya geldi. Batı Trakya’daki son durumu anlatan Müftü Şerif ve Trampa, Türkiye’nin ve Konya’nın desteğini her zaman hissettiklerini ifade ettiler.
“DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI İLE BİRLİKTE HAREKET EDİYORUZ”
Geçtiğimiz eylül ayında İskeçe Müftülüğüne seçilen Mustafa Trampa ve 32 yıldır Gümülcine Müftülüğü görevini sürdüren İbrahim Şerif, Yeni Haber’e özel açıklamalar yaptılar.
Yüzde 70 oy oranıyla İskeçe’nin yeni müftüsü olduğunu hatırlatan Trampa, “Önceki Müftümüz Merhum Ahmet Mete ile 15 yıl birlikte çalıştık ve bu süreçte epey bir tecrübemiz oldu. Şimdi onun bıraktığı yerden ailelerimize ve gençlerimize yönelik hizmetler yapıyoruz. Bunları yaparken birçok şeyi Türkiye’den örnek alıyoruz fakat bazı uygulamaları farklı yapıyoruz. Kur’an eğitimlerimiz hafta içi her gün yapılıyor. Çocuklar sabah okula giderken, öğleden sonra akşama kadar da din eğitimi alıyorlar. Bunun yanında aile şubelerimizde ailelere yönelik hizmetlerimiz oluyor. Ailelerimizin maddi ve manevi olarak ihtiyaçlarını karşılanmaya çalışıyoruz. Son zamanlarda etkisini hissettiren küreselleşme nedeniyle bazı sorunlar da yaşıyoruz. Aileler ve gençler sosyal medyada yabancı kültürün etkisi altında kalabiliyor. Ailelerde kuşak çatışmaları meydana geliyor. Bunları tespit ederek yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu kapsamda eğitimlerle bu sorunu ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Şu anda İskeçe’de 11 bölgede bu hizmetleri vermeye çalışıyoruz. Bu eğitimleri de iyi yetişmiş ilahiyatçılarla yapıyoruz. Pandemi öncesinde Türkiye’ye gelerek, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurslarında yetişen eğitimcilerimiz gruplar halinde İskeçe’de eğitimler veriyorlardı. Bunun gibi Diyanet İşleri Başkanlığıyla sürekli irtibat halindeyiz ve bizlere desteklerini eksik etmiyorlar” dedi.
“DİNİ HASSASİYETİN VE MİLLİ BENLİĞİN UNUTULMAMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Batı Trakya’da Kur’an eğitimine çok önem verildiğini ifade eden Trampa, “Batı Trakya’da devlete ait okullarda örgün eğitimde Türkçe ve Yunanca dersler veriliyor. Fakat okullarda Türkçe ve din eğitimleri gittikçe azaltıldı. Bu sebeple biz de İskeçe Müftülüğü olarak dini eğitimleri ve Türkçe eğitimlerini yaygınlaştırdık. Aynı zamanda Diyanet İşleri Başkanlığının yöntemlerini de orada uygulamaya aldık. Hizmet içi eğitim çalışmalarımızda personelimize de sürekli eğitimler veriyoruz. İstanbul’un seçkin imamlarıyla İskeçe’deki imamlara kıraât eğitimi gerçekleştirdik. Bu eğitimleri de yaygınlaştırarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Batı Trakya’da Kur’an eğitiminin ve milli değerlerin iyi verilmesi gerekiyor. Çünkü çocuklarımız hem Türkçeyi hem de dini bilgilerini unutmaya başlıyor. Bu sebeple bizden önceki müftülerimiz Kur’an eğitiminin daha profesyonel olarak verilmesi için bu alana önem göstermişler. Biz de bunu devam ettiriyoruz” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN VARLIĞI BİZİM VARLIĞIMIZDIR”
Yunan medyası tarafından baskıların her geçen gün artığını söyleyen Müftü Trampa, “Özellikle yerel basın mensupları sürekli aleyhimizde yayın yapıyorlar. Geçtiğimiz gün Türkiye’de Anadolu Ajansı’na, ayrımcılık yapıldığına dair röportaj verdim. Bu sebeple üzerimize baskı kurmaya çalıştılar. Bir vaazımızda veya bir söylemimizdeki cümleyi çarpıtarak sürekli yalan ve iftira atıyorlar. Bunu daha fazla faşist kişiler yapıyor. Yerel olarak huzursuzluk çıkaranlar oluyor. Tabi vatandaşlarımız da bundan etkileniyor. Baskılar ve bu tarz haberler sadece müftülerimize karşı değil, STK başkanlarına, belediye başkanlarına karşı da yapılıyor. Basında haberi okuyan gençlerimiz ve ailelerimiz bu durumlardan dolayı tedirgin oluyorlar. Bugüne kadar bizim çalışmalarımızı takdir eden tek bir haber yapılmadı. Biz de zaten bu durumlara psikolojik olarak hazırız ve demokratik çerçevede gerekenleri yapıyoruz. Orada protokolde yerimiz yok ancak Türkiye manevi anlamda çok desteğimiz, varlığımızdır. Geçenlerde Amerikalı bir gazeteci bizimle haber yaptı ve Türkiye’yi nasıl gördüğümüzü sordu. Türkiye’nin varlığı bizim varlığımızdır dedim. Bunu anlamadı ve 3 kez tekrar ettim. Sonra anlamak istemediğini anladım. Bu gazeteci bize, Türkiye aradan çekilse Yunanistan’ın birçok sorunu çözeceğini söyledi. Biz de bu söylediğine inanıp inanmadığını sorduk ve tam olarak emin olmadığını anladık. Gerçekleri onlar da biliyor” dedi.
“MÜSLÜMAN-TÜRK NÜFUSU GİTTİKÇE DÜŞÜYOR”
Batı Trakya’da Müslüman-Türk nüfusunun gittikçe düştüğünün altını çizen Müftü Trampa, “Ekonomik krizler gençleri Avrupa’ya yöneltti. İskeçe ile Gümülcine farklı yerler. İskeçe’de gençler ailelerini bırakıp 3-4 ay çalışmaya gidiyorlar. Genellikle tershanelerde çalışıyorlar. Daha sonra ise yeniden İskeçe’ye geliyorlar. Bu durum İskeçe’de kültür haline gelmiş. Gümülcineliler ise ailesiyle birlikte Avrupa’ya yerleşiyorlar ve nüfus böylelikle azalıyor. Öbür taraftan gençler evlenmiyor, evlenenler de çocuk yapmıyor. Çünkü Yunanistan vatandaşı da böyle yapıyor ve etkileniyorlar. Bu yönden nüfus oranında sorunumuz her geçen gün büyüyor” dedi.
“EĞİTİM ALDIĞIM KONYA’YI ÇOK SEVİYORUM”
Konya’da eğitim aldığını ve Konya’yı çok sevdiğini söyleyen Müftü Trampa, “Konya Büyükşehir Belediyesi’nden ve Şeb-i Arus için davet aldık ve Gümülcine Müftüsü İbrahim Şerif hocamla birlikte hemen geldik. Müftümüz Prof. Dr. Ali Öge de bizi kuruma davet etti. Konya’nın havasını suyunu biliriz. Buraya gelen arkadaşlarımız buradan çok etkilendi. Buranın havası ve maneviyatı bizi çok etkiliyor. Böyle bir etkinliğe ilk kez katılıyoruz. Konya ve Türkiye bizim için çok önemli. Biz buralara geldik ki Konyalıları da Gümülcine ve İskeçe’ye de bekliyoruz” dedi.
“HALKIN SEÇTİĞİ MÜFTÜNÜN TANINMASINI İSTİYORUZ”
Batı Trakya’daki durumu değerlendiren Müftü Şerif ise, Balkan Savaşından Kurtuluş Savaşına kadar olan süreçte büyük toprak kayıpları olduğunu hatırlattı. Balkan Savaşından Lozan Anlaşmasına kadar olan süreçte İstanbul’daki 90 bin Rum’a karşılık Batı Trakya’da 110 bin Türk’ün kaldığını söyleyen Müftü Şerif, “Biz o 110 bin Türk’ün torunlarıyız ve bizim kaderimiz burada başlıyor. Yunanistan 1985 yılında bizi dağıtmak için müftüleri kendilerinin tayin edeceğini açıkladı. Bu, Lozan Anlaşmasına ve halkın isteklerine uymayan bir talepti. Yunanistan bu isteğini halen gerçekleştiremediği için baskıları sürdürüyor. Şimdi iki müftülük sistemi yaptılar. Birincisi Yunan devletinin tayin ettiği müftü, ikincisi de halkın seçtiği bizim gibi müftüler var. Yunan devleti bizleri tanımıyor, halkımız da Yunan devletinin atadığı müftüyü tanımıyor. Halk bizi tanıdığı için Yunan devleti hep baskı yapıyor ve ömrümüz mahkemelerde geçiyor. Hatta bazı durumları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine kadar götürdüm. Yunan resmiyetinde bizler yokuz fakat halkın gerçek tanıdığı müftü biziz ve camiler bizim kontrolümüzde. Gümülcine’de hutbeleri biz çıkartıyoruz, bunun yanında Kur’an Kurslarımız bizim elimizde ve çocuklarımızın eğitimini 4 yaşında başlatıyoruz. Burada bir çocuk 7-8 sene Kur’an eğitimi alıyor. Düğün, bayram ve şenliklerde halk bizimle birlikte. Ancak devletle olan ilişkiler olduğunda halk mecburiyetten devletin atadığı müftüye gidiyor. Bu durumun düzelmesini ve tek müftünün halk tarafından seçilen müftü olarak tanınmasını istiyoruz” dedi.
“HAYAT PAHALILIĞI NEDENİYLE GÖÇ VERİYORUZ”
Gümülcine’deki Müslüman Türklerin Avrupa ülkelerine göç etmesi nedeniyle bölgede nüfusun gittikçe azaldığını söyleyen Şerif, “Özellikle pandemi dönemi ile birlikte Yunanistan’da hayat pahalılığı çok arttı. Türkiye ile kıyaslama yapıldığı zaman, enerji, iletişim ve gıda gibi ürünlerde Yunanistan’da hayatın daha da pahalı olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebeple bizim bölgemizdeki gençlerin bir kısmı Avrupa ülkelerine gidiyor. Daha sonra ailelerini de götürüyorlar. Dolayısıyla Gümülcine’de Müslümanların sayısı gittikçe azalıyor” dedi.
“KONYA ÇOK BÜYÜK GELİŞME KAYDETMİŞ”
Konya İmam Hatip Lisesi mezunu olduğunu da hatırlatan Şerif, Konya’nın şehircilik anlamında ve sosyolojik anlamda çok büyük gelişmeler kaydettiğini her gelişinde müşahade ettiğini söyledi. Türkiye’nin ve Konya’nın desteklerini her zaman yanlarında hissettiklerini belirten Müftü Şerif, Konyalıları bölgeyi ziyaret etmeye davet etti.
• SEYFULLAH KOYUNCU / YENİ HABER GAZETESİ