Türkiye’nin kara günü
Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremle tüm Türkiye sarsıldı. 7,7 büyüklüğünde gerçekleşen deprem Gaziantep, Sivas, Hatay, Şanlıurfa, Mersin, Samsun, Trabzon başta olmak üzere birçok kentte hissedildi. Tüm millete baş sağlığı dileyen Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Şükrü Arslan, “Zor bir dönemden geçiyoruz. Bu dönem birlik ve beraberlik dönemi. Bir olacağız, beraber olacağız ve bu enkazı inşallah kaldıracağız.” dedi.
Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinde 7,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem Gaziantep, Sivas, Hatay, Şanlıurfa, Mersin, Samsun, Trabzon başta olmak üzere birçok kentte hissedildi. Çok sayıda can kaybı yaşandı. En büyüğü 6.6 olmak üzere 100 artçı deprem de meydana geldi. Deprem hakkında değerlendirmede bulunan Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Şükrü Arslan, gerçekleşen depremin, Elazığ depreminde meydana gelen fayın devamında oluşan bir kırılma olarak ön gördüklerini söyledi.
‘BİRÇOK İLDE HİSSEDİLDİ’
Depremin, çevre illerde de yıkıma sebep olduğunu vurgulayan Şükrü Arslan, “Deprem, Elazığ depreminde meydana gelen fayın devamında oluşan bir kırılma olarak ön görüyoruz. Buradaki bir bindirme fayında 7 kilometre derinliğinde 7,7 büyüklüğünde bir sarsıntı meydana geldi. Bu sarsıntı Kahramanmaraş’ın Pazarcık İlçesi merkezinde oldu ama birçok ilde fazlasıyla hissedildi ve çevre illerde de yıkımlara sebep oldu. Çevre illerdeki yıkımın esas sebebini daha önceki depremlerleler ilgili konuşmalarımızda, basın açıklamalarımızda da sıklıkla dile getirmiş olduğumuz zemin büyütmesiyle açıklayabiliriz. Zemin büyütmesi daha çok ovalarda kurulan şehirleşmelerde yapılan yapılaşmalarda hissedilen bir durum. Dağlık kesimlerde, kaya zeminlerde değil de daha çok küçük taneli malzemelerin bulunduğu gevşek az tutturulmuş veya taneler arası tutturulmamış zeminlerde oluşan, ovalarda görülen bir durumdur. Bu tür zeminlerde, deprem sarsıntısı ne kadar uzakta olursa olsun, 150-200 kilometre uzakta olmasına rağmen, sanki hemen yanındaymışçasına depremi şiddetlendiriyor ve yapıya şiddetin hissedilmesini sağlıyor. Bu durum Hatay’daki, Şanlıurfa’daki hatta Diyarbakır’daki yıkımları da zemin büyütmesinden kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz.” şeklinde konuştu.
‘TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK DEPREMLERİ ARASINDA’
Yaşanan depremin Türkiye’nin en büyük depremleri arasında yer aldığının altını çizen Arslan, “Deprem bölgesinde zaten bir enerji birikimden bahsediliyordu. Bu faylar zaten potansiyeli yüksek deprem üretebilecek faylardı. Bir enerji birikiminden bahsediliyordu ama bu kadar büyük olması bizleri de çok üzdü. Türkiye’nin en büyük depremlerinin arasında yer alıyor. Milletimizin başı sağ olsun. Yaralılara acil şifalar diliyoruz. Devletimiz kudretlidir, büyüktür. Bu büyük yükün altından kalkmasını bilecek güce sahiptir. Bizlerin, Türk Vatandaşlarının birlik ve beraberlik zamanı. Böyle zamanlarda birliğimizi, beraberliğimizi koruyup, omuz omuza vererek, dayanışmayla bu günlerden geçeceğiz. Bu gün de öyle bir gün. Bugün artık her şeyi bırakıp, tek vücut olup bu sıkıntıyı aşmak için herkesin elinden ne geliyorsa layıkıyla yerine getireceği dönemdeyiz.” İfadelerine yer verdi.
‘KONYA’DA BÜYÜK DEPREM ÜRETEBİLECEK FAYLAR MEVCUT’
Konya çevresinde büyük deprem üretebilecek fayların olduğu söyleyen Arslan, “Önceki yıllarda söylemiş olduğumuz olay, burada üzücü bir örnek olarak karşımıza çıktı. Zemin büyütmesi dediğimiz, Konya’da da bizim ısrarla her seferinde dile getirdiğimiz, yapılarımızı bu zemine göre doğru hesaplayalım dediğimiz olay da buydu. Konya’nın çevresinde büyük deprem üretebilecek faylarımız mevcut. Bu faylar Erciyes, Tuz Gölü ve Akşehir faylarıdır. Bunlar potansiyeli yüksek, yüksek derecede deprem üretebilecek faylardır. Bu faylar Konya’mızdan belki 150-200 kilometre uzaklıkta ama bu deprem büyütmesiyle, faylarda oluşabilecek büyük şiddetli bir depremi aynı şekilde Konya’da da hissedebiliriz. Bu yüzden hazırlığımızı bu günden, buna göre yapmamız gerekiyor. Özellikle deprem bölgesinde kalan vatandaşlarımızın temkinli olmalarında fayda var. Gece sabaha karşı 7.7 büyüklüğünde olan deprem diğer fayları da tetikleyerek bölgede 3 ayrı fayda ayrı ayrı kırılmalar ve depremler görülmüştür. Depremin üç fayda olması artçıların önümüzdeki süreçte sıkça yaşayacağımızı göstermektedir. 7.7’lik bir depremin artçıları da en az kendi kadar büyük olabilir. Bu sebepten, bölgede yaşayan vatandaşlarımızın Afad’ın talimatlarına uyması, toplanma ve barınma alanlarına gitmesi büyük önem arz etmektedir. Bu süreçte artçı depremlere karşı dikkatli olunmalı. Herkes evlerini, yapılarını kontrol ettirmeli. Hasar görmüş binalara hiçbir şekilde girilmemeli. Hasar görmüş binalardan, yapılardan uzak durulmalı.” sözlerine verdi.
‘BİRLİK VE BERABERLİK DÖNEMİ’
Birlik ve beraberlikle bu dönemin atlatılabileceğini dile getiren Arslan, şu sözleriyle konuşmasını sonlandırdı; “Biz millet olarak birbirimize karışmış, birlik halinde olan bir milletiz. Konya’da olan birçok vatandaşımızın Kahramanmaraş’ta, Şanlıurfa’da, Diyarbakır’da, Hatay’da, yıkım olan illerde eşi, dostu, tanıdıkları, akrabaları bulunmakta. Kimisi bunlara ulaşabilmiş, kimisi de ulaşamamış durumda. Panik yapmasınlar. Sakin bir şekilde devletin verilerine, devletin iletişim koordinasyonlarıyla iletişime geçsinler. Şu anda da hava şartları çok zor. Yollar kaplı. Türkiye’nin 4 bir yanından bütün ekipler bu bölgeye müdahale ederek, gerekli yardımı sağlamak için gidiyorlar. Bu zorlu şartlarda vatandaşlarımız da mümkün olduğunca bu ekiplere yol açsınlar. Trafikte gereksiz bir yoğunluğa mahal vermesinler. Zor bir dönemden geçiyoruz. Bu dönem birlik ve beraberlik dönemi. Bir olacağız, beraber olacağız ve bu enkazı inşallah kaldıracağız. 2000 yılında Düzce’de aynı böyle bir deprem olmuştu. Geçtiğimiz aylarda 6 büyüklüğünde yine Düzce’de bir deprem meydana geldi ama yıkım ve can kaybı yaşanmadı. Bunun en büyük sebebi, deprem sonrasında bilinçli ve bilime dayalı yapıların yapılmasıydı. Şu an yıkılan bölgemizde de yeniden yapılacak yapılarla bilime ve depreme dayanıklı yapılarla bu bölgemizde bir daha böyle acılar yaşamayacağımızı umuyoruz.”
• BÜŞRA ERKUŞ / YENİ HABER GAZETESİ