Türkiye'nin istikrarına soru işareti gelmesin
İçişleri Bakanı Ala, cumhurbaşkanı seçimine ilişkin, "Dikkat ettiğimiz en önemli şey, Türkiye'nin istikrarına en ufak bir soru işareti gelmesin, yanlış olmasın tutumu içindeyiz" dedi.
İçişleri Bakanı Efkan Ala, cumhurbaşkanı seçimi sürecine ilişkin, "Dikkat ettiğimiz en önemli şey, Türkiye'nin istikrarına, Türkiye'nin geleceğine en ufak bir soru işareti gelmesin, bir yanlış olmasın tutumu içindeyiz" dedi.
Futbolcu Gökhan Töre'nin silahla yaralanması ve Ankara'da toplu taşıma aracının karıştığı kaza hatırlatılarak, "Meclis gündemindeki Silah Kanunu Tasarısı bu yasama yılında hayata geçirilecek mi? Bakanlığın silah ruhsatının dağıtımına yönelik yeni bir uygulaması olacak mı? Toplu taşıma sürücülerinin denetimine yönelik yeni bir çalışma var mı" sorusu üzerine Ala, her yöneticinin hiçbir olay olmaması için çalışması, buna rağmen olursa nereden kaynaklandığını da araştırması gerektiğini söyledi.
Göreve başladığı günlerde kış şartlarında bir iki kaza olduğunu ve ciddi tedbirler aldıklarını aktaran Ala, şöyle dedi:
"Ülkedeki araç sayısı artmış olmasına rağmen bölünmüş yol ve altyapı çalışmaları sonucu trafik kazalarında gözle görülür bir düşüş var. Eskiden bayramlarda neler olurdu. Allah muhafaza. Şimdi çoğu sürücü hatasından kaynaklanan kazalar oluyor. Oralara indi. Ama onların da giderilmesi için mesela önümüzdeki hafta bu konuda çalışma yapmış hocalarla bir araya geleceğiz. Sürekli önümüzde olması gereken, dikkat etmemiz gereken, kuralları yenilememiz, uygulayıcıları eğitmemiz gereken bir alandan bahsediyoruz. Trafik böyle bir husus. Çünkü yeni araçlar çıkıyor, yeni gelişmeler oluyor. Altyapı ihtiyacı da burada çok önemli, onu da gideriyoruz. Burada hatırı sayılır bir mesafe alındığı açıktır. Ama yapılacak da çok iş vardır, onları da biz yapıyoruz."
Ala, tek başına trafik cezalarının arzu edilen sonuçları almaya yetmeyeceğini belirterek, "Ceza, kural ihlal edildikten sonraki aşamanın işi oysa kural ihlal edilmeden önce kural ihlalini önleyecek mekanizmalar üzerinde de kafa yoruyoruz. Umarım daha iyi neticeler elde ederiz" dedi.
Bakan Ala, hem bireysel silahlanma hem de kullanıma ilişkin düzenlemeleri gözden geçirdiklerini söyledi. Ala, "Tamamen serbest olan ülkeler var. Oralarda sürekli olay oluyor diyemeyiz. Bireysel silahlanmanın Türkiye için çok gerekli, çok anlamlı olduğunu söylemiyorum. Gerek de yok. Ruhsatlı olarak silah bulunduranlardan ziyade ruhsatsız silah bulunduranların karıştığı olaylar olabiliyor. O konunun da çok ciddi üzerinde duracağız. Az sayıda bile olsa buna kesinlikle fırsat verilmemeli" diye konuştu.
"Laf olsun diye yapılmıyor"
Bakan Ala, Cumhurbaşkanı seçim sürecine ilişkin soru üzerine, AK Parti'nin bu konuda ülkenin alışık olmadığı bir yöntem izlediğini belirtti.
Partinin kendi içinde demokratik mekanizmaları işlettiğini ifade eden Ala, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kurulların tamamının, milletvekillerinin, ilçe teşkilatlarının, il başkanlarının, belediye başkanlarının, kendi üyelerinin, gençlik kollarının tamamının fikirlerini alıyor, istişareleri yapıyor. Bu istişarelerden sonra değerlendirmeler yapılacak ve bu değerlendirmelerden sonra ortaya çıkacak. Şimdi biz de o kurulların üyesiyiz ve o kurullarda düşüncelerimizi çok açık biçimde paylaşıyoruz. Ondan sonra ortaya çıkacak sonuca da hep birlikte uyacağımızı ve arkasında duracağımızı şimdiden deklare ediyoruz. Dikkat ettiğimiz en önemli şey, Türkiye'nin istikrarına, Türkiye'nin geleceğine en ufak bir soru işareti gelmesin, bir yanlış olmasın tutumu içindeyiz. O daha belli olacak. Çünkü bu istişareler hiçbir şey iş olsun, laf olsun diye yapılmıyor. Son derece ciddi, son derece dikkate değer ve kıymet verilerek yapılıyor istişareler. Herkes de fikirlerini söylüyor. O süreçleri izleyeceğiz, izliyoruz ve içinde bulunuyoruz."
"Biz de oralardan geldik"
Bakanlar Kurulu üyelerinin çocukluk fotoğrafları projesi hatırlatılarak, "Biz o tabloyu şöyle okuduk, bazı bakanlarımızın pantolonları, bazılarının gömlekleri yırtık. Fakirlik yüzlerinden belli. Fakirlikten gelmiş ve bakan olmuş, ülkeyi yönetiyorlar. Ülkeyi bir yere getiriyorlar. Dünyanın 17, Avrupa'nın 6. büyük ekonomisi. Biz yeni Türkiye'nin albümü demiştik. Sizin o fotoğrafları gördüğünüzde aklınıza ilk gelen ne oldu" sorusu üzerine Ala, bu çalışmanın Türkiye'nin aldığı mesafeyi ortaya koyduğunu söyledi.
Çalışmanın, yokluk içinde olanların bile şimdi ülkeye hizmet etme fırsatı bulduğunu gösterdiğini aktaran Ala, bu kanalların açık bulunmasının da Türkiye için çok önemli bir kazanım olduğunu söyledi. Ala, şöyle dedi:
"O kanalların kapalı olduğu ülkelerde neler oluyor görüyorsunuz. Türkiye çok önemli şeyler yakalamış. Vatandaşımız neye sahip olduğunu biliyor. O yüzden istikrar ve demokrasiye saldırı, şiddetle karşılık görecektir bundan sonra. Çünkü onun kendisinin ne kadar lehine olduğunu çocuklarından görüyor. Biz de oralardan geldik. Onun bir şey söylemesine lüzum yok ki ben hissediyorum. Yollarda nasıl kaldığımızı, nasıl sıkıntılar çektiğimizi, nasıl yaya oradan oraya gittiğimizi. Önceden vatandaşlarımızın o sıkıntıları hikayelere konu olurdu. Gidenler gelir hikayeler anlatırdı. Çünkü öyle yaşamamış. Şimdi öyle yaşayanlar burada zaten anlatmaya lüzum yok biliyor. Onun için hemen işe girişiyor. Bu işler, KÖYDES, BELDES nasıl oldu? Bu projelerle bütün köylerin yolları, suları nasıl gitti. İşte o köydeki susuzluğu, o yol olmayışını yaşayan insanların belli yerlerde kamu imkanlarına sahip olması ve o imkanı müttefikleriyle paylaşma yerine dönüp vatandaşa hizmete yönlendirmesi aracılığıyla yapıldı. Biz hakikaten o kaliteli duruşu, noktayı yakalamış durumdayız. Ondan sonrasında da ilerleyip devam edeceğiz."
Erzurum mu, Diyarbakır mı?
Ala, bir sonraki dönem milletvekili adayı gösterilirse Erzurum'u mu Diyarbakır'ı mı tercih edeceği yönündeki soru üzerine, "Bize düşen çok çalışmak ve hiçbir zaman vatandaşımızın teveccühünü unutmamak. Bilelim ki yanlış yaparsak o teveccühü hemen çeker. Onun için vatandaşın teveccühünü çok dikkate aldığımızı söyleyelim" dedi.
Nerede çalışması gerekiyorsa gidip orada çalışacağını belirten Bakan Ala, "Biz o gün değerlendirmeler yaparız. Vatandaşlarımıza çalışmalarımızı, projelerimizi anlatırız. Onlar samimi bulursa, bize de yetki ve görev verirse geliriz" şeklinde konuştu.
Bakan Ala, büyükşehir sayısının artırılması ve yönetim alanının genişletilmesiyle ilgili de şunları söyledi:
"Yerel yönetimlerde belediyelerde yaptığımız devrim niteliğinde değişim oldu. Büyükşehir sınırlarının il sınırları haline dönüşmesi, son derece kritik ve güzel bir düzenlemeydi. Bundan sonra önümüzdeki 5 yıl içinde bize hangi kazanımları getirdiğini göreceğiz. Önceden aynı birimler hem ilde İl Özel İdares'nde vardı hem belediyede vardı, bunların hepsi birleşti. Şimdi tek birim, hem planlama hem organizasyon hem de maliyetlerin düşürülmesi bakımından, etkinlik bakımından, çok önemli sonuçlar doğuracaktır. Bu ciddi bir reformdur."
Demokratikleşme ve çözüm süreci
Hükümetin başlattığı çözüm süreci ve demokratikleşme kapsamında yeni yasal düzenlemenin olup olmadığı yönündeki soru üzerine Bakan Ala, "Gerçekten bir paradigma değişimine sahne oldu Türkiye, önceden devlet diye sadece hazineden maaş alanlar tanımlanırdı oysa devlet aynı zamanda vergi verenlerdir, vatandaşlar topluluğudur, herkes devlettir. Devlet diye sadece memurlara bakıp, orada kamu görevlilerine ya da sadece güvenlikçilere bakıp vaziyet almayalım diye hep birlikte bir dil geliştirmeye çalıştık ki doğrusu da budur. Vatandaşlarımız bunun karşılığını çok yerde verdiler, veriyorlar" diye konuştu.
Demokratikleşme adımlarının ve çözüm sürecinin ciddi bir biçimde devam ettiğini belirten Bakan Ala, şöyle devam etti:
"Demokratikleşme adımları 2002'den beri atıldığı içindir ki teröre, terörist faaliyetlere destek olabildiğince azalmıştır, zaten demokrasi teröre desteği azaltır. Yani toplumda böyle bir atmosfer oluşturur, ama terörist faaliyetleri önleyecek şey, onlar daha farklı yöntemlerdir. İşte biz çözüm süreciyle, teröre desteği azaltan, demokratikleşmenin üzerine, bu terörist faaliyetlere de son verdirecek mekanizmaları geliştirip, tedbirleri alma yönünde çalışıyoruz. Burada önemli mesafeler de alındığını söyleyebilirim. Çözüm sürecine ilişkin, Güney Doğu'da Diyarbakır'da, Batman'da, Şırnak'ta, bütün o bölgedeki illerimizde yüzde 90'lara yakın daha da üzerinde bir desteğin olduğunu ve Türkiye'nin bu 'Akil Adamlar' toplantısından sonra da Türkiye'nin bütün bölgelerinde yüzde 60'ların üzerinde bir desteğe kavuştuğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bir iklim oluşmuştur, bu çok önemliydi, bundan sonra kararlı bir biçimde ciddi bir biçimde Türkiye bu adımlarını atıyor, çalışmalarını yürütüyor. Takdir edersiniz ki önemli bir kısmı, sonuca ulaşmadan deklare edildiğinde yolları tıkamaktadır.
Türkiye'nin çıkarına olan, 76 milyonun lehine olan, annelerin ağlamayacağı, insanların dağda hak aramadığı, gelip aşağıda Türkiye'nin içerisinde Türkiye'nin gelişmesine ve kendi gelişimine katkıda bulunabileceği, bir hedefi yakalamaya çalışmak için, biz çözüm sürecini son derece ciddi bir biçimde ve buna yürekten inanarak devam ettiriyoruz. Neticeyi alacağımıza ben yürekten inanıyorum."
"Vatandaşın mesajı ortada"
"Seçim sonuçlarını kendiniz ve muhalefet açısından nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki soru üzerine ise Bakan Ala, şöyle konuştu:
"AK Parti hükümetlerinin gitmesi, örselenmesi, dağılmasını düşünen bütün güçlerin ittifak ettiği bir seçimdi bu, hatta sadece demokratik yollar kullanılarak değil antidemokratik darbe teşebbüsleriyle, kayıt dışı ve ahlak dışı organizasyonlarla bile ittifakların yapıldığı seçimi geride bıraktık. İşte manzara ortada, vatandaşın mesajı ortada, halen daha bu mesajı okuyamayan siyasi aktörler ve sosyal aktörler de ortada. Şimdi bu seçim yenilgisini çeşitli atraksiyonlarla ve saldırılarla, tehdit eder bir dil kullanarak örtmeye çalışan kurnazlıklarla karşı karşıyayız. Seçim yapılıyor, yeniliyorlar, hiç seçim yapılmamış gibi yollarına devam ediyorlar. Buna ne denir, bizim toplumumuzda 'pişkinlik' denir, buna kurnazlık denir, siyasi aktivite, siyasi akıl denmez. Çünkü siyasi tavır millete saygılı tavırdır. Dönersiniz geriye, zaten birinciliği hedeflemiyorsanız, yarışa girmemelisiniz. Her seçim başıyla, sonuyla kendi kulvarı içerisinde bir yarıştır. Öncekiyle kıyasladığınız zaman bile geridesiniz, o anda kıyasladığınız zaman bile geridesiniz. Ama oradan bir başarı hikayesi çıkarmaya çalışıyorsunuz, buna bizim milletin söyleyeceği 'pes' yani, bu kadarı olmaz."
Seçimlerden önce tahminlerde yanılmanın olmasının normal olduğunu belirten Ala, "Ama artık seçim sonuçlarını okuyamama bir demokratik körlük demektir. Halen eski jakoben tavır, kimseye faydası olmayan tavır ve geleneklerle hareket ediliyorsa, 'evet biz doğru yerdeyiz ama millet yanlış yaptı, ahali yanlış yaptı' diyen akıl, halen yürürlükteyse siyaset alanındaysa, onu da tebessümle izlemek lazım. İrdelemeye değer bir tutum yok demektir. Seçimler bize çok yüksek sesle net bir biçimde siyasi istikrarın ve demokrasinin arkasında halkımızın durduğunu göstermiştir" diye konuştu.