Türkiye tarihi bir rol üstlendi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, "Ateşkes ve barış arayışlarının İstanbul'da ele alınacak olması bizleri umutlandırmış, Türkiye'nin tarafsız politikalarıyla güvenilir bir ülke olduğunu tescillemiştir" dedi.
TBMM (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Daha önceki toplantılarını 6+1 formatında yapan bu partiler, şimdi Kuytulcuları da alarak sayıyı 6+2'ye çıkarmışlardır. Masa altına saklanan sabıkalı ve suçlu sayısı böylelikle ikiye ulaşmıştır." dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, Rusya ve Ukrayna arasında barışın savunucusu, anlaşmanın ve uzlaşmanın arabulucusu olarak tarihi bir rol üstlendiğini söyledi.
10 Mart Antalya Zirvesi'nden sonra, ateşkes ve barış arayışlarının, İstanbul'da yeni baştan ele alınacak olmasının, kendilerini ihtiyatlı bir yaklaşım içinde umutlandırdığını; Türkiye'nin dengeli, tutarlı ve tarafsız politikalarıyla güvenilir ülke olduğunu tescillediğini belirten Bahçeli, "Dileğimiz ve temennimiz Putin ile Zelenskiy'in yüz yüze görüşmelerini en kısa zamanda İstanbul'da yapması, savaşı barışla düğümlemeleridir." diye konuştu.
Bahçeli, Türkiye'nin hakem ülke olarak kalıcı barışın hadimi olduğunu bir kez daha ispat ettiğini kaydetti.
Geçmişte orak-çekiç flamasını sallayan, Rusya yanlısı olarak mangalda kül bırakmayan gedikli Marksist-Leninist ve sosyalistlerin, bugün "bir numaralı Amerikancı kesildiklerini" dile getiren Bahçeli, "İstanbul Dolmabahçe rıhtımına demirleyen ABD'nin 6'ncı filosuna 17 Temmuz 1968'de saldıranlar ve onların izinden yürüyenler, geldiğimiz bu aşamada utanmadan, sıkılmadan, hiçbir mahcubiyet duymadan o filonun tayfası, kurşun askeri haline gelmişlerdir. Bunların dünü mü doğruydu, yoksa bugün yaptıkları mı doğrudur? Bu komünist tertipçilerin kimin hesabına kiralandığı artık nettir. Bize göre bu namertlerin dünü de yanlıştı, bugünü de yanlıştır." ifadelerini kullandı.
- "İşte CHP, bunların topal siyaset ayağıdır"
ABD Başkanı Joe Biden devşirmelerinin, emperyalizm kuklalarının, sosyalist maskeli taşeron şarlatanların Türkiye'ye yönelik kurulmuş tuzak, yönlendirilmiş beşinci kol faaliyeti olduğunu artık hiç kimsenin yok sayamayacağını belirten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İşte CHP, bunların topal siyaset ayağıdır. Zilletin diğer ortakları bunların motivasyon ve moral aşısıdır. Muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcutken, başka yerlerde, başka başkentlerde, zulüm projelerinin kanlı sayfalarında ikbal ve kudret arayanlar iki dünyalarını da kaybetmiş sefillerdir. Zillet ittifakının Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşta, ABD'nin başını çektiği Batı bloğuna aleni yandaşlık ve kandaşlık yapması siyasi bir tercihten daha çok, sırf göze girmek, ruhsat almak, taltif beklemek üzerine şekillenmiş küstah ve köhne bir sapmadır.
Bunlara gelin Türkiye’nin hak ve çıkarlarını anlatın, savunun derseniz, önce çıkarlarına, öncelikle neyi kazanıp neyi kaybedeceklerine bakarlar, ona göre siyasi konumlarını belirlerler. Sorarım sizlere, vatan ve millete yan bakanlara, surat asanlara, el kaldıranlara sessiz ve seyirci kalmak, onlarla iş birliği kurmak şerefli ve onurlu bir davranış mıdır?"
-"Biden'ın bugünkü hedef ülkesi Rusya'dır"
Bahçeli, Biden'ın başkan olmadan önce, Türkiye'deki muhalefet bloğuna destek verilmesinden, iktidarı da değiştirip Cumhurbaşkanı'nı devirmekten bahsettiğini anımsatarak, "Bu düşmanlık saçan ağzın demokrasiyi telaffuz etmesine, otokrat rejimlerden şikayet etmesine kim inanacak, kimler aldanacak? Aynı ton ve içerikteki bir konuşmayı Polonya'nın başkenti Varşova'da yapmadı mı? Bu defa da Putin’i hedef tahtasına koymadı mı?" sorularını yöneltti.
Biden'ın, Rusya'nın Ukrayna saldırısının demokrasiyi boğazladığını iddia etmekle kalmadığını, kendi dışişleri bakanı tekzip etse de Putin'in iktidardan bile uzaklaştırılmasını söylediğini vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bizim için Putin'in iktidarda kalıp kalmaması evvelemirde Rus halkının bileceği bir konudur ve Rusya'nın kendi iç meselesidir. Ancak Biden hem hukuktan hem demokrasiden hem özgürlükten söz açıp da, ülkelerin rejim ve siyasi yönetimlerinin değişmesini ne hakla, hangi yetkiyle isteyebilmektedir? Dün Türkiye'yi hedef alan Biden'ın bugünkü hedef ülkesi Rusya'dır.
ABD bu savaştan rahatsız değildir, bilakis uzamasından ve şiddet dozunun arttırılmasından yanadır. Zira stratejik çıkarlarına ve küresel hedeflerine uygun olan budur. Kıyılarımıza kadar yüzen serseri mayınların kimlerin tezgahı olduğu, İğneada'ya kadar nasıl geldiği, Türkiye'nin başına nasıl bir çorap örülmek istendiği işin özünde muamma değildir. Geçmişin tecrübeleri göz önüne alınarak çok dikkatli, temkinli ve uyanık olmak hayati derecede mühimdir. Yine bu savaş çerçevesinde, zayıflayan NATO ve Transatlantik bağlar yeniden güç toplamıştır. Kanlı savaş NATO'ya yeni bir ruh katmış, kurumsal işleyişini güçlendirmiş, öldüğü söylenen beyin yeniden çalışmaya başlamıştır. Yani ABD'nin başını çektiği NATO Rusya ile Ukrayna arasındaki şiddet ve dehşet rekabetinden kazançlı çıkmıştır.
Sevsek de sevmesek de, beğensek de beğenmesek de, Türkiye NATO üyesi bir ülkedir. Aynı zamanda ve ne yazık ki, bizzat ittifak ortaklarının yaptırımına muhatap kalan da bir NATO ülkesidir. Buna rağmen takip edilen politikalar milletimizin arzu ve beklentilerine uygun olup, Türkiye hiçbir ittifakın, hiçbir ülkenin kule nöbetçisi, sınır devriyesi, cephe ülkesi, gözü kapalı silahşoru değildir, olmayacaktır. Biz ne Rusya'dan ne de Ukrayna'dan taviz veremeyiz. Birisini diğerine tercih edemeyiz."
- "Kuytul ittifakı"
"Zillet ittifakı" partilerinin, yeni bir toplantıyla günü kurtarmanın peşine düştüklerini savunan Bahçeli, "İkinci 28 Şubat bildirisinin toz bulutu içinde zillet ittifakı Türk polisine işkenceci diyen devasız ve edepsiz zihniyetin ev sahipliğinde, ama bu defa Atatürk posterinin duvara asıldığı bir odada, yine yuvarlak masa etrafında bir araya gelmişledir. Daha önceki toplantılarını 6+1 formatında yapan bu partiler, şimdi Kuytulcuları da alarak sayıyı 6+2’ye çıkarmışlardır. Masa altına saklanan sabıkalı ve suçlu sayısı böylelikle ikiye ulaşmıştır." dedi.
Bu ittifakın adının "zillet" olduğu kadar, aynı zamanda "Kuytul ittifakı" olarak hafızalara kazındığını öne süren Bahçeli, "Gönül ister ki, dürüst olsunlar, mert olsunlar, HDP ile Kuytul'u da yanlarına alarak yuvarlak masanın çapını genişletsinler. Ne var ki yapamazlar, yapmaya yürekleri yetmez. 6 siyasi partinin ortak imzasıyla yayımlanan bildiride yine hiçbir şey yoktur. Kılıçdaroğlu, 'altımız da birbirimize benziyoruz' derken, Allah var ya doğru bir noktaya temas etmiştir. Bizim de dediğimiz aynısıdır. Ancak yedekte bekleyen, masa altında sıkışıp kalan siyasi bölücülerle münafık soytarı Kuytul'u da ihmal etmemesi tavsiye ve temennimizdir." değerlendirmesini yaptı.
"Zillet ittifakı" partilerinin ortak açıklamasının "evlere şenlik, trajikomik" olduğunu belirten Bahçeli, altına imza attıkları metnin bir akıl tutulmasına, vahim bir çarpıklığa ve baştan ayağa tutarsızlığa çanak tuttuğunu savundu.
-"Bunlar hacıyatmaz gibi..."
Bahçeli, dünya, Türkiye'nin dış politikadaki stratejik ve mukayeseli yükselişini konuşuyorken, zillet ittifakının, gelişmeleri tribünden izlemekten, gerçekleri itiraf ve ifadeden aciz ve mahrum kaldığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Rusya ile Ukrayna arasındaki krizin, akılcı, tutarlı ve ülkemizin orta ve uzun vadeli stratejik menfaatlerini dikkate alan bir dış politikanın önemini bir kere daha gösterdiğini iddia etmişler ve yüz kızartıcı bir yanlışın faili olmuşlardır. Bunlar hacıyatmaz gibi, düşüp düşüp kalkıyorlar. Ne dediklerini kendileri de bilmiyorlar. Derslerine çalışmıyorlar, densizliklerine aldırmıyorlar.
6 partinin ortak açıklamasında yer bulan bu saçma sapan değerlendirmeye karşı biz de diyoruz ki; hepinize geçmiş olsun, bu yakalandığınız illet hastalık gözünüzü perdelediği gibi, vicdanınızı da pençelemiştir. Yazık size, ayıp size, Türkiye'ye bu kadar mı yabancısınız? Bu zilletin kendine hayrı yoktur, ülkemize hayrı nasıl dokunacaktır? Bunların cüretleri cehaletlerinin eseridir. Kemal Kılıçdaroğlu, sözde darbe davalarının sanıklarını tekrar yargılamaktan bahseden selamsız Babacan'ın yüzüne nasıl bakabilmiştir? Buna karşılık cevabı ne olmuştur? Sayın Kılıçdaroğlu, 'burunlarından fitil fitil getireceğiz' haykırışını, bu selamsızın gözünün içine baka baka söyle de sözünün arkasında mısın değil misin öğrenelim. Haydi yap da görelim. Yüreğin varsa konuş da gerçek düşünceni bilelim. Birbirlerinin kuyusunu kazan bu ittifakın Türkiye'nin geleceğinde bırakınız söz sahibi olmasını, bunun konuşulması dahi akla ve mantığa bühtandır. Türk milleti bunlara müsaade etmeyecek, 2023 yılının Haziran ayında sandığa gömecektir."
Bahçeli, ramazan ayının geldiğini anımsatarak, bilhassa ekonomik durumu elverişli vatandaşların, temel gıda ürünlerine erişme zorluğu çekenlere, marketlerden alışverişlerini yapabilmeleri için belirli bir parasal tutarı ihtiva eden "Dayanışma ve Kardeşlik Kartı"nı ulaştırmalarının bu ayın mana ve ruhuna müzahir bir davranış olacağını ifade etti.
(Bitti)
Kaynak: