Türkiye-İran 8. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Ortak Bildirisi yayımlandı
Türkiye-İran 8'inci Yüksek Düzeyli İş birliği Konseyi Ortak Bildirisi, İletişim Başkanlığı'nca paylaşıldı. Bildiride, iş birliğinin her alanda geliştirilmesi yönünde güçlü siyasi iradelerin bir kez daha tekrarlandığı aktarıldı.
Türkiye-İran Sekizinci Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Ortak Bildirisi Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığınca paylaşıldı.
Bildiride, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın davetine icabetle 24 Ocak'ta Türkiye'ye resmi bir ziyaret gerçekleştirdiği, ziyaret vesilesiyle iki ülke arasında Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Sekizinci Toplantısının yapıldığı anımsatıldı.
Bildiride tarafların, karşılıklı saygı, ortak çıkarlar, dostluk ve köklü kültürel ve tarihsel bağlara dayanan geleneksel ilişkileri ile güncel bölgesel ve küresel gelişmeler ışığında, 2014'te ihdas edilen Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantılarının, ilişkilerin daha da geliştirilmesi için faydalı bir kurumsal yapıya dönüştüğünü memnuniyetle not ettiği belirtildi.
Tarafların karşılıklı üst düzey ziyaretler ve halklar arası temasların güçlendirilmesi yoluyla ikili işbirliğinin her alanda geliştirilmesi yönündeki güçlü siyasi iradelerini bir kez daha tekrarladığı aktarılan bildiride, iki ülke arasında sürdürülmekte olan üst düzey diyaloğun ikili ilişkiler ve bölgesel gelişmeler bakımından sağladığı yararların altı çizildi.
İki ülkenin mevcut potansiyelleri itibarıyla siyasi, ekonomik, kültürel, bilimsel ve güvenlik işbirliğinin yanı sıra, bölgesel konulardaki işbirliğini güçlendirmeleri bakımından geniş imkanları bulunduğunun teyit edildiği belirtilen bildiride, Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı, EİT, D-8, Asya İşbirliği Diyaloğu (AİD) ve Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (AİGK) gibi uluslararası örgütler ve platformlardaki işbirliğinin önemi vurgulandı.
Bildiride, küresel ve bölgesel ihtilafların barışçı çözümü için küresel ve bölgesel işbirliğinin önemini ve mevcut uluslararası düzenin daha adil bir uluslararası düzene dönüşmesini teminen adaletli, ayırım gözetmeyen ve insani temelli yaklaşımların gerekliliği vurgulandı.
"ORTAK MÜCADELE KARARLILIĞI YİNELENDİ"
Tarafların, çağın en büyük sorunlarından birisi haline gelen ve iki ülkenin bulunduğu bölgeye de büyük zararlar getiren terörizmin her türlü somut çeşidi ve tezahürleriyle ortak mücadele kararlılıklarını yineledikleri belirtilen bildiride, şunlara yer verildi:
"Taraflar, başta Karma Ekonomik Komisyon, güvenlik, ulaştırma, gümrük, sınır ve tarım alanlarında işbirliği anlaşmaları ve komiteleri dahil yürürlükte bulunan ikili mekanizmalardan ve anlaşmalardan, anlaşmaların hükümlerini tam olarak ifa etmek suretiyle eksiksiz şekilde yararlanmayı ve ihtiyaç duyulan alanlarda sayılarını daha da artırmayı kararlaştırdı. Ekonomik ve ticari işbirliği alanlarındaki kayda değer potansiyelleri ışığında, 30 milyar ABD doları tutarında ticaret hacmine ulaşmak ve istikrarlı ve uzun vadeli ekonomik ve ticari işbirliğini sağlamak konusundaki kararlılıklarını yineledi. Taraflar, karşılıklı yatırımları teşvik etmek suretiyle ülkelerindeki yatırım alanlarını etkin bir şekilde kullanmak ve genişletmek, karşılıklı yatırımlar için iş dostu bir ortam meydana getirmek, mevcut yatırımcıların muhtelif sorunlarını çözmek ve iki ülkenin özel sektörlerine teşvikler sağlamak üzere birlikte çalışma konusunda mutabık kaldı."
Doğal gaz ve elektrik gibi mevcut enerji işbirliğinin öneminin vurgulandığı bildiride, "Taraflar, iki ülkenin birbirlerinin Avrupa ve Asya'ya açılan kapıları olarak yük ve yolcu taşımacılığında sahip oldukları stratejik konumlarını ve merkezi rollerini göz önünde bulundurarak, bölgesel iletişimi güçlendirme ve destekleme, ulaştırma koridorlarının kara yolu, demir yolu ve çoklu transit geçişini kolaylaştırma, sınır ticaretini güçlendirme, yeni sınır bağlantıları kurma ve bunların altyapılarına ortak yatırım yapılması yönünde özel sektörleri teşvik konusundaki iradelerini vurguladı. İki ülke arasında giderek artan toplumlar arası ilişkiler ışığında, konsolosluk alanındaki işbirliğinin geliştirilmesi ve mevcut ikili anlaşmalar bağlamında vatandaşların hukuki ve adli sorunlarını görüşmek üzere düzenli komite toplantıları yapılması yönünde mutabık kalındı." ifadeleri yer aldı.
"İKİ ÜLKENİN DE MENFAATİNE"
Bildiride, ortak sınır boyunca ve diğer bölgelerdeki tüm terörist gruplara ve her türlü uzantılarına karşı mevcut işbirliği mekanizmalarından azami ölçüde istifade edilmesinin ve terörizm, mal ve silah kaçakçılığı, yasa dışı uyuşturucu ticareti ve organize suçlarla mücadelede sonuç odaklı işbirliği yapılmasının her iki ülkenin de menfaatine olduğunun teyit edildiği aktarıldı.
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması (NPT) çerçevesinde tüm ülkelerin nükleer enerjiden barışçıl şekilde yararlanma hakkını vurgularken, KOEP taahhütlerinin tüm taraflarca tam anlamıyla uygulanmasına devam edilmesi için konuyla ilgili tüm aktörlerin iyi niyete dayalı yapıcı bir tutum sergilemesinin gerekliliği aktarılan bildiride, KOEP sürecinin başarıyla neticelenmesinin, anlaşmazlıkların çok taraflı diplomasi yoluyla çözümü için iyi bir emsal teşkil edebileceği ve bunun taraflar arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da artmasına katkıda bulunacağı vurgulandı.
Sürdürülebilir kalkınma hedefiyle "sıfır atık", biyolojik çeşitliliğin korunması, su ve toprak kaynaklarının sürdürülebilir etkin kullanımı da dahil olmak ve bunlarla sınırlı olmamak üzere çevre alanındaki ikili işbirliğinin devam ettirilmesinin önemine değinilen bildiride, iki ülke arasında imzalanan 1959 tarihli Kültür Anlaşması doğrultusunda, kültür, arşiv, eğitim, bilim, gençlik ve spor alanlarında ikili ilişkilerin ve işbirliğinin ve bu alanlarda sürdürülmekte olan karşılıklı üst düzey heyet ziyaretlerinin öneminin altı çizildi.
Yükseköğretim alanındaki işbirliklerini daha da geliştirme, ikili bilimsel ve eğitim işbirliğini genişletmek üzere ortak uzman komitesi kurma kararlılıkların yinelendiği aktarılan bildiride, şunlar kaydedildi:
"İki ülke, medya alanında Ortak Komite'den istifade etme ve mevcut anlaşmaları uygulamak suretiyle yapıcı işbirliğini geliştirme iradelerini beyan etti. Taraflar, müteaddit Kur'an-ı Kerim Mushafları yakma hadiselerini, İslam'a karşı artan nefreti ve dini inanca karşı istismar ve saldırganlığı körükleyen popülist söylemi şiddetle kınadıklarını vurguladı. Taraflar, Birleşmiş Milletler tarafından kutsal kitaplara yönelik saldırıları dini nefret ve uluslararası hukukun ihlali olarak tanımlayan kararlar kabul edilmesini memnuniyetle karşılarken, İslam'a karşı nefret de dahil olmak üzere her türlü nefret söylemini tümüyle reddettiklerini tekrar teyit etti ve Birleşmiş Milletler ve İİT de dahil olmak üzere, uluslararası kuruluşlar bünyesinde yakın işbirliğini sürdürme konusunda mutabık kaldı."
SALDIRILARIN ACİLEN DURDURULMASI ÇAĞRISI
Gazze'de 7 Ekim 2023'ten bugüne ve işgal altındaki Filistin topraklarının geri kalanında durumun kötüleşmesinden duyulan derin endişenin ifade edildiği ve Filistinli sivilleri hedef alan acımasız saldırıların şiddetle kınandığı belirtilen bildiride, "Taraflar, İsrail güçlerinin Gazze'ye yönelik saldırılarının acilen durdurulması çağrısında bulunurken, sorumlu tüm tarafları, uluslararası insancıl hukuk ve uluslararası insan hakları hukuku da dahil olmak üzere, özellikle sivillerin korunmasına ilişkin uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerine derhal ve tam olarak uymaya davet etti. Gazze Şeridi'ne yönelik baskıcı ablukanın derhal ve koşulsuz olarak kaldırılmasını ve Gazze Şeridi boyunca sivillere temel mal ve hizmetlerin derhal, yeterli ve engelsiz bir şekilde sağlanmasını talep etti." ifadeleri yer aldı.
Filistin halkının özellikle meşru müdafaa dahil meşru ve vazgeçilmez haklarının iki ülke tarafından tanındığı belirtilen bildiride, Filistin halkının temel ve bilinen hakları vurgulanarak, çatışmaya adil ve sürdürülebilir bir çözüm getirmek üzere başkenti Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulmasının desteklendiği kaydedildi.
Bildiride tarafların, İsrail siyasi ve askeri liderliğinin suçlarının cezasız kalmasını engellemek amacıyla İsrailli yetkililerin Gazze'de işledikleri savaş suçlarından ve tüm diğer mezalim türlerinden ötürü yetkili mahkemelerde hesap vermelerini sağlamak için ikili ve çok taraflı işbirliği yapacakları ifade edildi.
Ayrıca, iki ülkenin, Güney Afrika hükümetinin 1948 Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'ndeki yükümlülükleri çerçevesinde Uluslararası Adalet Divanında İsrail'e karşı davasını memnuniyetle karşıladığı belirtildi.
"TARAFLAR, SURİYE'NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNE BAĞLILIKLARINI YENİDEN TEYİT ETTİ"
Tarafların, Astana ortakları olarak sahadaki sükuneti muhafaza etmek için ortak iradelerinin altını çizdiği, Suriye'nin toprak bütünlüğü, birliği ve egemenliğine bağlılıklarını yeniden teyit ettikleri aktarılan bildiride, şu değerlendirmeler yer aldı:
"İki ülke, Suriye'deki krize kalıcı ve sürdürebilir bir çözüm için tek yolun, 2254 sayılı olan da dahil olmak üzere BM Güvenlik Konseyinin ilgili kararlarıyla uyumlu bir siyasi süreçten geçtiğini yineledi. Taraflar, Irak'ın toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine ve egemenliğine verdikleri önemin yanı sıra ülkede göreceli bir istikrar sağlayan mevcut hükümete ve hükümetin hesap verebilirliği geliştirme, yeniden inşa ve kalkınma çabalarına yönelik memnuniyetlerini bir kez daha teyit etti."
İki ülkenin, terörle mücadelede işbirliğini güçlendirme yönündeki Irak'tan ortak beklentilerini ve bu konudaki iradelerini vurguladığı kaydedilen bildiride, üye ülkeler arasında bölge ülkelerinin toprak bütünlüğüne saygı temelinde yapıcı diyalog, istişare ve işbirliği için uygun bir forum işlevi bulunan 3+3 Bölgesel Platformunun öneminin altı çizildi, taraflar bölgesel sahiplenme ve işbirliğini teşvik eden bu tür girişimlere desteklerini yineledi.
Bildiride, tarafların Afganistan kaynaklı sorunların ele alınabilmesi için Afganistan'daki mevcut yetkililerle Afganistan'da tüm Afganistan halkını temsil eden ve etnik köken ve mezhep ayrımı olmadan herkesin güvenliğini sağlayan kapsayıcı, sorumlu ve hesap verebilir nitelikte bir hükümetin kurulması dahil, pratik ve yapıcı bir angajmana ihtiyaç duyulduğunu not ettiği aktarıldı.
Afganistan'da, sürdürülebilir bir sosyal ve ekonomik kalkınma için vazgeçilmez olan kadınların hayatın her alanına anlamlı bir şekilde katılımının ve dahil edilmelerinin öneminin vurgulandığı aktarılan bildiride, Afganistan'daki tüm terörist gruplara karşı bütüncül bir mücadelenin önemi, uyuşturucu kaçakçılığına karşı sürdürülebilir bir mücadelenin, uyuşturucu üretiminin yerine alternatif tarım ürünlerinin bulunmasının, insan kaçakçılığı ve Afgan vatandaşların komşu ülkelere, bölge ülkelerine ve ötesine yasa dışı göçleriyle mücadele edilmesinin gerekliliği, tüm düzensiz Afgan göçmenlerin güvenli, gönüllü ve onurlu şekilde geri dönüşlerinin sağlanmasının, ortak kaynaklardan iyi komşuluk ilişkilerine uygun olarak yararlanılmasının gerekliliği vurgulandı.
İki ülkenin Afganistan konusunda teknik düzeyde istişarelerini artırmayı kabul ettiği kaydedilen bildiride, "Taraflar, Yemen'in toprak bütünlüğüne ve Birleşmiş Milletlerin bir yol haritasına ulaşmak için sergilediği çabalar dahil olmak üzere Yemen krizine kalıcı bir siyasi çözüm bulunmasına yardımcı olmaya yönelik çabalara desteklerini yineledi. İki ülke, Yemenli tarafların bir an önce anlaşmaya ulaşmaları ve bunu etkili şekilde uygulamak suretiyle Yemen'e kalıcı barış ve istikrar getirmeleri ümidini dile getirdi. Taraflar, Yemen halkına gıda, ilaç ve diğer temel ihtiyaçlar da dahil olmak üzere uluslararası toplum tarafından acil yardım gönderilmesini vurguladı." denildi.
Bildiride şu ifadelere yer verildi:
"Taraflar, Kızıldeniz dahil olmak üzere bölgesel ve uluslararası sularda gemi taşımacılığının güvenliğinin sağlanmasının önemini vurgularken, bölgesel gerilimlerin yoğunlaşmasını ve Kızıldeniz'deki mevcut durumu İsrail'in Gazze halkına yönelik zalim saldırısının bir sonucu olarak değerlendirmiş, bölgede normal şartlara dönülmesi için İsrail'in suçlarını önleyecek kararlı tedbirlerin alınması gerektiğine işaret etmişlerdir. Ukrayna'da müzakereler neticesinde varılacak adil ve uygulanabilir bir barışın sağlanmasına ve savaş uzadıkça artan çatışmanın küresel ve bölgesel olumsuz etkilerinin giderilmesine yönelik çabalara duyulan acil ihtiyacı beyan etmişlerdir."
Bildiride belirtilenler ışığında ve Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyinin Sekizinci Toplantısı vesilesiyle Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin huzurunda imzalanan 10 anlaşmaya yer verildi.
Kaynak:AA