Telefon hattına ilişkin bilgilerin kullanıcıya verilmemesi hak ihlali sayıldı
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, başvurucu, kullandığı telefon hattına ait 2014-2015 yıllarının internet verilerini, log kayıtlarını, telefonunun IMEI bilgilerini, açık Wi-Fi noktası kullandığı tarihleri müşterisi olduğu iletişim şirketinden istedi. Şirket, istenen bilgilerin 5 yıl boyunca saklandığı ancak mahkeme isterse bu bilgilerin paylaşılabileceğini belirterek talebi reddetti.
İstediği bilgilerin özel hayatıyla ilgili olduğunu, bilgilerin paylaşılmaması nedeniyle mağduriyet yaşadığını ileri süren başvurucu, talebinin karşılanması ve kendisine tazminat ödenmesi istemiyle dava açtı. Davaya bakan İstanbul Anadolu 1. Tüketici Mahkemesi, davanın reddine karar verdi. Yapılan istinaf başvurusunun da reddi üzerine başvurucu, hak ihlali iddiasıyla AYM'ye bireysel başvuruda bulundu.
Başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 20'nci maddesinde yer alan özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Karar örneğinin de ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yerel mahkemeye gönderilmesi kararlaştırıldı.
Kararın gerekçesinden
AYM'nin kararında, yerel mahkemenin talepleri bir hak ya da hukuki ilişkiden ziyade maddi verilerle ilgili bulduğu ve tüketici mahkemesi nezdinde güncel bir yararın bulunmadığı gerekçesiyle reddettiği belirtildi.
Hakimin önündeki uyuşmazlıkları, Anayasa'da yer alan temel hak ve hürriyetlere yönelik güvenceleri öncelikle dikkate alarak çözüme kavuşturması gerektiğine işaret edilen kararda, "Kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme ve bu verilere erişme hakkı Anayasa'nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasında açıkça öngörülmüş olan güvencelerdir." hükmüne yer verildi.
Yerel mahkemenin açılan davada esastan inceleme yapmadığı, istinaf başvurusunun reddi kararının da bu yönde olduğu, bu durumun hak ihlali olduğuna dikkati çekilen kararda, şu ifadeler kullanıldı:
"Mevcut başvuruda, başvurucunun anayasal güvencelerden yararlanabilmesini sağlayabilecek nitelikteki açtığı davanın esasının incelenmemesi teorik olarak mevcut olan bir hukuk yolunun işlevsiz kalmasına yol açmıştır. Diğer bir deyişle bu haliyle teorik düzeyde etkili görülebilecek bir dava yolu mahkemelerin söz konusu yorumu sebebiyle somut olayda başarı şansı sunma kapasitesini yitirmiştir. Anayasa Mahkemesi, açıklanan gerekçelerle özel hayata saygı hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkıyla bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir."