TEDMEM’den korona günlerinde eğitim analizi

Türk Eğitim Derneği'nin düşünce kuruluşu TEDMEM, dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının eğitim-öğretim hayatına yansımasıyla ilgili bir...

TEDMEM’den korona günlerinde eğitim analizi

Türk Eğitim Derneği'nin düşünce kuruluşu TEDMEM, dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının eğitim-öğretim hayatına yansımasıyla ilgili bir rapor hazırlayarak, bu süreçte eğitim sistemlerinin de sınavdan geçtiğini vurguladı.

Çin'in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede tüm dünyaya yayılan yeni tip korona virüs (Covid-19) salgını, eğitim-öğretim hayatının devamlılığına da etki ediyor. Türk Eğitim Derneği'nin düşünce kuruluşu TEDMEM, salgının eğitim hayatına etkilerini içeren bir rapor hazırladı. TEDMEM'in hazırladığı rapora göre 193 ülkede okullar kapanırken, bu durumdan etkilenen öğrenci sayısı 1 milyar 724 milyonu aştı. Bu süreçte eğitim sistemlerinin de bir sınavdan geçtiğine dikkat çeken TEDMEM, raporda özellikle öğretmenlerin iyi olma hali ve desteklenmesi gerektiğine vurgu yaptı.

TEDMEM uzmanlarının kaleme aldığı dört farklı analizde Covid-19 sürecinde öğretimin sürdürülmesi, öğretmenler, öğrenciler ve sınavlara ilişkin dikkat çekici veriler ve çözüm önerileri yer alıyor. Raporda eğitim süreciyle ilgili, "Nisan ayı başında okul öncesi eğitimden yükseköğretime kadar tüm okulları kapatan ülke sayısı 193. Diğer birkaç ülkede ise yönetim yapısı itibarıyla okulların çoğunluğu yerel düzeyde kararlarla kapatıldı. Toplamda okulların kapatılmasından etkilenen öğrenci sayısı 1 milyar 724 milyonu aştı. Okulları kapatan ülkeler eğitim öğretime uzaktan öğrenme araçlarıyla devam etme kararı aldı. Pek çok ülke okulları süre belirtmeden kapatırken, bazı ülkeler ikinci yarıyılın geriye kalan kısmında okulların açılmayacağını duyurdu" ifadelerine yer verildi.

Okulların kapatılmasının bir acil durum tedbiri olduğuna değinilen raporda, "Okulların kapatılması bir acil durum tedbiridir. Şu anda uzaktan eğitim adına yapılanlar ise öğrenmenin bütünüyle kesintiye uğramaması için acil durum müdahaleleridir. Bu yönüyle hiç kimse şu anda gerçekleştirilen uzaktan öğretme-öğrenme faaliyetlerinden bütüncül bir uzaktan eğitim niteliği beklememelidir" denildi.

Türkiye'nin halihazırda uzaktan eğitim tecrübesinin olduğu vurgulanan raporda, ilk defa bu kadar kapsamlı bir eğitim verildiği aktarıldı. Raporda uzaktan eğitim süreci ve normalleşme sonrası devam edecek yüz yüze eğitimle ilgili de şu bilgilere yer verildi:

"Türkiye'nin nüfusu yaklaşık 83 milyon, toplam öğrenci sayısı ise yaklaşık 25 milyon 650 bin. Ortaokul ve lise seviyelerinde yaklaşık 1 milyon 579 bin öğrenciye açık öğretim, üniversite seviyesinde ise yaklaşık 3 milyon 963 bin öğrenciye uzaktan eğitim veya açık öğretim verme tecrübesine sahibiz. Bu tecrübeye rağmen Türkiye'de nüfusun yaklaşık 3,2'de biri öğrenci ve bu ölçekte bir nüfusa uzaktan eğitim vermek ilk defa karşılaştığımız bir sorun. Okullar açıldıktan sonra eğitim kurumlarının uzaktan öğrenmeyi yüz yüze öğrenme ile birlikte nasıl etkili bir şekilde kullanabileceklerini, bilişim teknolojilerinin eğitim öğretim süreçleri, izleme ve değerlendirme, öğrencileri ve ebeveynleri daha etkin olarak öğretimin planlanması ve uygulanması süreçlerine dahil edebilecekleri, öğretmenler arası paylaşım ve işbirliğinin nasıl geliştirilebileceği gibi konularda yeniden düşünmeleri ve süreçleri yeniden tasarlamaları gerekecektir. Bu düşünme ve tasarlama süreci öğrenmenin geliştirilmesi için okulda süreçlerin yeniden yapılandırılmasını sağlayabilir. Milli Eğitim Bakanlığının okulların kapalı olduğu dönemin uzaktan ve yüz yüze eğitim yoluyla telafisine ilişkin belirsizlikleri giderecek kararları alması gerekmektedir. Belirsizlik öğrenciler ve ebeveynlerde daha çok strese neden olabilir."

TEDMEM uzmanlarının kaleme aldığı raporda, öğrencilerin olumsuz durumdan çok fazla etkilenmemesi ve ileri dönemde travma yaşamaması için de öneriler yer aldı. Öğrencilerin stresle baş etmesi için hem okulların kapalı olduğu dönemde hem de sonrasında destek eylem planı oluşturulması gerektiğini vurgulayan TEDMEM uzmanları, "Okulların kapalı olduğu dönemde öğrencilerin uzun süre evden dışarı çıkamaması ve sosyal izolasyona tabii tutulmaları, farklı yaş gruplarında değişkenlik gösteren travma etkisi oluşturabilir. Öğrencilerin stresle baş etmesi için hem okulların kapalı olduğu dönemde hem de okullar açıldığında bir destek eylem planının oluşturulması ve uygulanması gerekir" ifadelerine yer verdi.

Öğrencilerin uzaktan eğitim sürecini iyi değerlendirmeleri gerektiğine vurgu yapan TEDMEM uzmanları, "Küçük yaştaki öğrenciler, henüz bağımsız çalışma ve öğrenme becerileri yeterince gelişmemiş olanlar, engelli öğrenciler ve öğrenme güçlüğü olanların bu süreçte öğrenme açığının artması beklenir. Öğrenmede salgın öncesi var olan eşitsizlikler, okulların kapandığı süre içinde katlanarak artabilir. İnternet erişimi olmayan, evde yeterli destek alamayan öğrenciler daha çok geride kalacaktır. Bu öğrenme açığının kalıcı olarak bir yoksunluğa dönüşmemesi için okullar açıldığında öğrenme açığını kapatacak bir eylem planına ihtiyaç var" şeklinde uyardı.

Uzmanlar, raporda öğretmenlere de yer verdi. Öğretmenlerin süreç boyunca yalnız bırakılmaması gerektiğine vurgu yapılan raporda, "Öğretmenlerin okullar açıldığında sağlıklı bir başlangıç yapabilmesi için öğretmenlerin yalnız bırakılmaması gerekir. Öğrencilerin öğrenme kayıplarının belirlenmesi, öğrenme açığının telafi edilmesi ve öğrencilere duygusal yönden destek sağlanması öğretmenlerin becerileri kadar motivasyonlarına da bağlı olacaktır. Okul yönetimlerinin okulların kapalı olduğu dönemde öğretmenlerle iletişiminin sürekliliğini ve aynı zamanda öğretmenler arasında iletişim ve etkileşimin sürekliliğini sağlayacak platformlar oluşturulabilir. Özel öğretim kurumları açısından bu süreçte öğretmenlerin iş güvencesinin ve özlük haklarının korunması da büyük önem taşımaktadır" ifadelerine yer verildi.

Covid-19 salgını nedeniyle okulların kapalı kaldığı, uzaktan eğitimle geçilen sürede sınav takvimlerinin yeniden gözden geçirildiğine değinen TEDMEM uzmanları, "Covid-19 salgını nedeniyle okulların kapalı kalma süresi uzadıkça ülkeler okul ve sınav takvimlerini yeniden gözden geçirmek ve özellikle lise ile üniversiteden bu yıl mezun olması beklenen öğrenciler için ilave tedbirler almak zorunda kaldı. Dünya genelinde sınavlara yönelik alınan tedbirler genel olarak, sınavları iptal etme, sınavları erteleme, sınavların formatında uyarlamalar yapılması şeklinde gerçekleşti. Pek çok ülkede üniversiteye giriş sınavları ve mezuniyet sınavları iptal edildi. ABD'de bazı eyaletler son sınıfların mezun sayılacağını, ara sınıfların da bir üst sınıfa geçmiş kabul edileceğini duyurdu. Bakanlık 8'inci sınıf öğrencileri için LGS'de, 12'nci sınıflar için de YKS'de birinci dönemin sonuna kadar işlenen konu ve kazanımlardan sorumlu olacaklarını açıkladı. Bu açıklama önemli bir belirsizliği ortadan kaldırmış oldu. Diğer ülke örneklerinde olduğu gibi, son sınıf öğrencilerini mezun sayma, daha önceki bir veya birden fazla dönemin, yılın not ortalamasını mezuniyet için bu dönemin karne notu olarak değerlendirme yoluna gidilebilir. 8'inci sınıftaki tüm öğrencilerin LGS kayıtlarının Bakanlık tarafından otomatik olarak yapılması önemli. Ancak sınava girmek isteğe bağlı. Bu durumda Millî Eğitim Bakanlığının LGS'ye girmek istemeyen öğrencileri sınav öncesinde belirlemesi ve sınava dair tüm düzenlemeleri gerçekten sınava girecek öğrencilerin sayısına göre yapması uygun olacaktır" açıklamasında bulundu.

TEDMEM uzmanları, öğretmenler için uzaktan eğitim döneminde önerileri ise şu şekilde sıraladı:

"Yeni araçlar kullanmak için acele etmeyin. Var olan öğretim materyallerini, ders kitaplarını ve çevrimiçi platformları kullanmaya gayret edin. Uzaktan yapacağınız görüşmelerde öğrenci sayısını düşük tutun. Katılımcı sayısını düşük tutmak görüşmelerin daha etkili olmasını sağlayacaktır. Haftada en az bir kez her bir öğrencinizle görüşmeye çalışın. Hiç erişemediğiniz öğrencileriniz olabilir. Okullar açıldığında onlarla birlikte yapmanız gereken çalışmaları şimdiden tasarlamaya başlayın. Öğrenciler arası işbirliğini sağlayın. Çevrimiçi platformları kullanarak grup ödevleriyle öğrencilerin de birlikte çalışması sağlayın. Meslektaşlarınızla iletişimde olun. Ebeveynleri sürece dâhil etmeye çalışın. Evinde teknolojik araçları olmayan, uzaktan eğitim sürecine aktif olarak katılmayan öğrencilerinizi mümkünse mevcut basılı materyallerle ve alternatif yöntemlerle sürece dâhil etmeye çalışın. Hızlı gerçekleşen bu değişimler karşısında strese girmeniz ve kaygılanmanız oldukça normal. Değişime uyum sağlamak için kendinize zaman verin. Okulların kapanması sürecinde öğretmenlerden ne beklendiğine dair bir belirsizlik konusu. Bu belirsizlikle başa çıkmak için: kontrolünüz dışında gelişen durumlar için endişelenmeyin, kontrol edebildiğiniz durumlara odaklanın; kendi rutinlerinizi oluşturmaya çalışın ve meslektaşlarınızla iletişimde kalın, birbirinize destek olun. Eğer bu sürecin olumsuz etkileriyle baş edemediğinizi düşünüyorsanız profesyonel yardım almaktan çekinmeyin."

Covid-19 sürecinde okul yöneticilerinin de birlikte çalıştığı öğretmenlere zorlu süreçte destek olması gerektiğine değinen TEDMEM uzmanları, "Öğretmenlerin bu süreçteki ihtiyaçlarına kulak verin. Öğretmenlerin bu süreçte yaşadığı zorlukları dinleyin, anlamaya ve yardımcı olmaya çalışın. Bu süreçte okulla ilgili alınacak kararlara öğretmenleri dâhil edin. Bu süreçte öğretmenlerin uzaktan yürütmesini istediğiniz görevleri gerekçelendirin"

Sokağa çıkma kısıtlamaları dolayısıyla öğrencilerin evlerde vakit geçirdiği dönemde velilere de önerilerde bulunan TEDMEM uzmanları raporda, "Bu süreçte öğretmenlerin uzaktan eğitim çalışmalarına yönelik rencide edici, meslek onurunu ve itibarını zedeleyici nitelikte eleştiri ve paylaşımlardan uzak durulması, bu süreçte yaşanan öğrenme kayıplarıyla ilgili tüm sorumluluğun öğretmenlere yüklenmemesi, gelecek sınavlardaki performansları ile ilgili baskı yapılmaması öğretmenlerin üzerindeki stresin azalmasına yardımcı olabilir. Zira bu durum öğretmenler için de önceden planlanmış bir uzaktan eğitim süreci değil; ani gelişen bu duruma uyum sağlamaya çalışan öğretmenlere karşı anlayışlı ve destekleyici olunması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, bu kriz sona erdiğinde, çocuklar tekrar okula dönecek ve sosyal medyada adeta linç edilen öğretmenlerle eğitim öğretime devam edecek" açıklamasında bulundu.

İHA