Tarım ve Orman ile Adalet ve Milli Savunma bakanlıklarının 2022 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül: (1)- "Bugüne kadar beş yargı paketini hayata geçirdik. Elbette getirilen bu düzenlemeler bir sihirli değnek değildir. Reform, bir süreçtir. Bu konuda asıl olan sürekliliktir ve bizim de reform irademiz diridir, tazedir ve bu

Tarım ve Orman ile Adalet ve Milli Savunma bakanlıklarının 2022 yılı bütçeleri TBMM Genel Kurulunda

TBMM (AA) - Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Bugüne kadar beş yargı paketini hayata geçirdik. Elbette getirilen bu düzenlemeler bir sihirli değnek değildir. Reform, bir süreçtir. Bu konuda asıl olan sürekliliktir ve bizim de reform irademiz diridir, tazedir ve bu konuda kararlılığımızı sürdürüyoruz." dedi.

TBMM Genel Kurulunda Tarım ve Orman Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı ile bağlı ve ilgili kuruluşların 2022 yılı bütçelerinin görüşmeleri sürdü.

Adalet Bakanlığı bütçesi üzerinde söz alan Gül, adaletin en yüksek erdem, yeri ve göğü ayakta tutan en yüce değer olduğunu ifade etti.

Büyük bir medeniyetin mirasçıları olarak adalete her zaman ayrı ve özel bir önem verdiklerini belirten Gül, "Bizim adalet anlayışımız, Dicle’nin kenarında bir kuzuyu kurdun kapmasından kendisini mesul gören bir adalet anlayışıdır." dedi.

Adaletin, insanoğlunun insan kalmasının vazgeçilmez şartı, devletin bekasının da en güçlü temeli olduğunu dile getiren Gül, bu açıdan adil davranma yükümlülüğünün her kurum, her fert için, herkes için hayatın her alanında geçerli bir yükümlülük olduğunu söyledi.

Hiç şüphesiz yargı yetkisinin kullanımının münhasıran yargıya ait olduğunu vurgulayan Gül, şöyle konuştu:

"Kimse bu yetkiye ortak olamayacağı gibi, yargı da bu yetkiyi kimseye devredemez, hiçbir kurum, kişi ya da grupla paylaşamaz. Bu gerçeğin ayaklar altına alındığı dönemlerde, yargının nasıl bir zulüm aracına dönüştüğünü çok acı örneklerle tecrübe ettik. Yine, FETÖ’nün aklını kiraya vermiş militanlarının milletin adalet duygusunda açtığı yaralar da halen tazedir. Biz, geçmişte yaşadığımız zulümleri; yargının, vesayetçilerin emrinde milletin ensesinde boza pişirdiği günleri asla unutmayacağız ve o örneklerin de bir daha yaşanmaması için her türlü tedbiri alacağız."

Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı'nın kendilerinin bu anlamda yol haritası olduğunu, bu belgelerin farklı görüş ve düşüncelerden katılımcı bir anlayışla her kesimi dinleyerek hazırlandığını dile getiren Gül, "Ne yaptığımızı ve ne yapacağımızı gayet iyi biliyoruz." diye konuştu.

Yaptıkları görüşmelerde ve çalışmalarda milletin yargıdan temel beklentisinin "Ben, bu ülkenin eşit, onurlu ve özgür bir vatandaşı olarak bir haksızlığa uğradığımda hakkımı gecikmeden alayım, adalet gecikmeden ve beni yormadan tecelli etsin ve yerini bulsun." olduğunu gördüklerini aktaran Gül, işte bu tespitten hareketle hukukun kolaylaştırıcı ve hızlı bir şekilde insanların yanında olması için çalışmaları sürdüreceklerini söyledi.

- "Bir bisikletin pedalını çevirir gibi..."

Bugüne kadar beş yargı paketini hayata geçirdiklerini ve devamının geleceğini belirten Gül, şöyle konuştu:

"Elbette getirilen bu düzenlemeler bir sihirli değnek değildir. Reform bir süreçtir. Bu konuda asıl olan sürekliliktir ve bizim de reform irademiz diridir, tazedir ve bu konuda kararlılığımızı sürdürüyoruz.

Biz adeta bir bisikletin pedalını çevirir gibi bu çalışmalarımızı yapıyoruz. Şüphesiz iyi kanun, iyi uygulama ile hayat bulur. Bu anlamda en iyi reform, esas itibarıyla en iyi uygulamadır. İyi ve doğru uygulamanın en değerli örneklerini insanımızın onur, haysiyet ve itibarını korumaya yönelik düzenlemelerde görmekteyiz. Mesela 2017 yılında CMK’da yaptığımız 'lekelenmeme' hakkına ilişkin değişiklik, insan onurunu el üstünde tutmasına yönelik çok önemli bir düzenlemedir. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar 482 bin ihbar hiç işleme konulmadı ve bundan bu vatandaşlarımızın kendilerinin bile haberi olmadı. Yani 482 bin vatandaşımızın evine, iş yerine, devlet memuru ise dairesine, işçiyse fabrikasına polis gitmemiş, bu insanlar gereksiz yere savcının huzuruna çıkarılmamıştır. Biz bu düzenlemeyi getirmeseydik, binlerce vatandaşımız mağdur olacaktı.

İnsan haklarıyla yaşar. Dili, inancı, yaşam tarzı, siyasi görüşü ne olursa olsun 84 milyon vatandaşımızın şerefi, itibarı devlete emanettir. Hukuk devletinin temel amaç ve görevi insanın doğuştan getirdiği bu hakları korumaktır, yaşatmaktır, geliştirmektir. Tüm çabamızı buna yönelik sürdürüyoruz.

Geçmişte FETÖ’cülerin delil tezgahlarıyla, üretilmiş delillerle, tapelerle, kasetlerle, şantajlarla itibar suikastliğine, haysiyet cellatlığına nasıl soyunduklarını, bu amaçla hukuku nasıl kullandıklarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Biz bu zihniyete de bir daha asla mahal vermeyecek şekilde bir hukuk sistemi için çalışıyoruz. Örneğin, iddianamelerde iddia konusu olaydan başka özel hayat konularına girilmesini yasakladık.

Yine, iletişim kayıtları eskiden sadece savcının takipsizlik kararı üzerine yok ediliyordu. Bunu beraat kararları için de getirdik.

'Vatandaşımıza güven esastır' ilkesi gereğince, taahhütle serbest kalma imkanı da, vatandaşımızın itibarına yönelik önemli düzenlemelerden biriydi. Bu kapsamda, sırf ifade almak üzere gece yarısı gözaltına alma, otelden, havaalanından yakalama gibi uygulamalara son verdik. Düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten bu yana geçen 5 ayda 11 bin 67 vatandaşımız taahhüt vererek serbest kalmıştır."

Gül, İstanbul Havalimanına kurulan adliyeden 14 bin 200 vatandaşın bu kolaylıktan yararlandığını, Sabiha Gökçen Havalimanına da bir adliye kuracaklarını söyledi.

- Tutukluluğa azami süre

1 Ocak 2022'den itibaren sulh cezaların verdiği tutuklama kararlarına itirazlara artık asliye ceza mahkemeleri tarafından bakılacağını anımsatan Gül, "Bilindiği üzere, tutuklama bir cezalandırma aracı değil bir tedbirdir. Tutukluluğa azami süre getirdik; eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarının suç oluşturmayacağı yönündeki ilkeyi güçlendirdik. Çünkü biz ifade hürriyetinin, eleştirinin, düşünceyi açıklamanın demokratik hukuk devletinin temel unsuru olduğuna inanıyoruz." diye konuştu.

Bu çerçevede internette erişimin engellenmesi kararlarının, internet sitesinin tamamı için değil, sadece hukuka aykırı içerikle ilgili olarak uygulanmasını da yine bu yaklaşımla hükme bağladıklarını dile getiren Gül, "İfade özgürlüğünü ilgilendiren mahkeme kararlarının istinaf mahkemelerinden sonra bir kez de Yargıtay incelemesinden geçmesi yönünde düzenleme yaptık. Yaklaşık 35 bin vatandaşımız bu düzenlemeden yararlandı ve dosyaları istinafta kesinleşmişken yeniden açılarak Yargıtay’a gitti, hukuk güvenliği anlamında bu çalışmalar yapıldı." bilgisini verdi.

Yine, bu yıl kanunlaşan 4. Yargı Paketi'nde hak ve özgürlük temelli bir bakış açısıyla adli kontrol tedbirini de revize ettiklerini dile getiren Gül, adli kontrol tedbirinin devam edip etmeyeceğinin en geç 4 aylık aralıklarla hakim tarafından inceleneceğini anımsattı.

(Sürecek)


Kaynak: