Tamamlayıcı ve alternatif tıp tedavi yöntemleri sıhhat veriyor

İnsanların her geçen gün Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp tedavi yöntemine daha fazla yöneldiğini söyleyen Uzman Doktor Duygu İlke Yıldırım, bu tedavi yönteminin geçmişten günümüze kadar var olduğunu ve birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığını aktardı.

Tamamlayıcı ve alternatif tıp tedavi yöntemleri sıhhat veriyor

Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yazır Ek Bina’da bulunan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkez’inde; Kupa (hacamat) tedavisi, Akupunktur, Mezoterapi, Ozon terapi gibi tedavi yöntemleri uygulanıyor.

Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yazır Ek Bina’da bulunan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulama Merkez’inde; Kupa (hacamat) tedavisi, Akupunktur, Mezoterapi, Ozon terapi gibi tedavi yöntemleri uygulanıyor. Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp tedavi yöntemine ilginin her geçen gün arttığını söyleyen Dr. Duygu İlke Yıldırım, uygulamanın birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığını aktardı. 

uzman-doktor-duygu-ilke-yildirim-1.JPG

 ‘TÜRKİYE’DE AKTİF OLARAK GETAT EĞİTİMLERİ VERİLİYOR’

SBÜ Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Yazır Ek Bina’daki Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi (GETAT) hakkında bilgi veren Yıldırım, “Merkezimiz, 3 uzman hekim ve 1 hemşire ile hizmet vermektedir. GETAT alanında ilk düzenleme “Akupunktur Tedavi Yönetmeliği” ile 1991’de Türkiye’de yapılmıştır. Bu yönetmelik ile amaç; akupunktur tedavisinin bilimsel yöntemlerle yapılmasını düzenlemektir. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği’nde 27 Ekim 2014’te Resmi Gazetede yayımlanmıştır” ifadelerini kullandı. Yıldırım, Sağlık Bakanlığı tarafından; Akupunktur, Kupa Terapi (Hacamat), Fitoterapi, Sülük Tedavisi, Ozon Terapi, Hipnoz, Mezoterapi, Apiterapi, Osteopati, Refleksoloji, Proloterapi, Homeopati, Karyopraktik, Müzikterapi ve larva uygulaması gibi GETAT yöntemleri eğitimlerinin aktif olarak verildiğini belirtti.   

alternatif-tibba-1.png

‘TAT GÜNÜMÜZE KADAR ULAŞTI’

Günümüzde, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp yöntemleri kullanımının 1990’lı yılların başında artış gösterdiğini ifade eden Yıldırım, “TAT günümüze kadar ulaşmıştır. Hastaların bir kısmı tedavi olup tamamen ilaç tedavisini bırakabileceklerini düşünerek kullanmakta iken, bir kısmı da hastalıklarını daha iyi kontrol altında tuttuklarına inandıkları için kullandıklarını söylemektedir. Hastaların geleneksel tutumu, geçmişte edindikleri birtakım tecrübeleri, kültürel yapısı, yaşam şekli, şifa bulacağına olan inancı bunlara yönelimi tetiklemektedir. Yine kronik hastalığı olan hastaların da uzun süreli medikal tedavinin yan etkisinin fazla olduğunu ve işe yaramadığını düşünerek TAT yöntemlerini modern tıp yöntemlerinden daha başarılı olarak algıladıklarını görmekteyiz“ ifadelerini kullandı.

 

İLGİ NEDEN ARTTI?

Hastaların TAT yöntemlerini kullanmaya yönelme nedenlerini açıklayan Yıldırım, “Bizler biliyoruz ki; medyada çıkan haberler, internet sitelerinde her gün farklı bitkisel ilaçların tanıtımının yapılması, ünlü insanların bitkisel ilaçlara yoğun ilgi gösterip uyguladıkları yöntemleri medyatik ortamlarda çıkıp anlatmaları, bu tür bitkisel ilaçlara ulaşımın kolay olması ve genellikle de bunların besin desteği adı altında pazarlanıp etkinliklerinin de abartılı bir şekilde anlatılması ister istemez ilgiyi ve yönelimi artırmıştır ” ifadelerine yer verdi. TAT yöntemlerinin tamamen doğal göründüğünü insanların da bu yüzden tercih ettiklerine değinen Yıldırım, “TAT yöntemlerinin kullanılmasında ciddi hassasiyetle yaklaşılması gereken husus da hastaların TAT kullanım nedeni ile asıl medikal tedavilerini terk edip terk etmediklerini sorgulamak, hastaların kullandıkları yöntemlerin medikal tedavi ile olumsuz bir etkileşime girip girmediğini belirlemektir“ şeklinde konuştu.

uzman-doktor-duygu-ilke-yildirim-2.JPG

‘AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER DAHA ÇOK TERCİH EDİYOR’

Yıldırım, dünya genelinde yapılan çalışmalar için bir değerlendirme yapıldığında özellikle az gelişmiş olan ülkelerin Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp yöntemlerini daha çok tercih ettikleri belirterek TAT kullanım oranlarını şöyle açıkladı: “TAT kullanım oranları; Suudi Arabistan’da yüzde 85, Etiyopya’da yüzde 90’a yakın ve Mali’de yüzde 75 idi. Gelişmiş ülkelerde ki kesitsel olarak ülke çapında yapılan çalışmaları değerlendirecek olursak TAT kullanım oranı; İngiltere’de yüzde 26,3, Amerika’da yüzde 38,3, Almanya’da yüzde 42,3, Avustralya’da yüzde 68,9, Kanada’da yüzde 70,4, Fransa’da yüzde 49,3 iken Japonya ve Almanya’da bu oranların yüzde 80’e yakın olduğu, Çin’de ise özellikle son bir yılda TAT kullanımının yüzde 77,3’e yükseldiği saptandı. Son dönemde görülen, TAT yöntemlerinin kullanımının hızla artmış olmasıdır ki tıp dünyasının da buna kayıtsız kalmadığı görülmektedir.

YILDA EN AZ İKİ KEZ HACAMAT YAPTIRIN!

İnsanların hiçbir hastalıkları olmasa bile hacamat tedavisini yılda en az iki kez yaptırmaları gerektiğinin önemine dikkat çeken Yıldırım, “Kronik hastalığı olanlara, konvansiyonel tedavi ile şifa bulamayan hastalara ya da sadece sünnet amacıyla yaptırmak isteyen hastalara ilkbahar aylarında hicri takvime uygun olarak uyguladığımız bir tedavi yöntemdir. Diğer durumlarda hastanın hastalığının seyrine göre tedavi sıklığına hekim karar vermektedir. Hacamat; Stres, baş ağrısı, kronik migren, çene eklem rahatsızlıkları, trigeminal nevralji, astım, bronşit, allerjik rinit, sinüzit, sırt ağrısı, bel-boyun ağrısı, omurga eklem rahatsızlıkları, sağlığı koruma amaçlı yapıldığı için herhangi bir engeli olmayan sağlıklı bireylere de uygulanabilir. Ayrıca bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyon oluşumunu da önlediğinden kullanım alanı çok fazladır“ diye anlattı.

‘VÜCUT KENDİNİ AKAPUNTUR İLE TEDAVİ EDİYOR’

Akupuntur’un kelime anlamının iğne batırmak anlamına geldiğini ifade eden Yıldırım, “Akupunktur vücuda herhangi bir şey verilmeden çok özel, keskin uçlu, fleksibl, ince iğneler batırarak vücudun kendi kendini tedavi etme yöntemlerinden biridir. Akupunktur, Ağrı sendromlu hastalıklar, baş ağrıları, sırt ve bel-boyun ağrıları, obezite, ruhsal ve psikolojik rahatsızlıklar, sigara bırakma, esansiyel hipertansiyon, stres ile baş etme, akut ve kronik gastrit (mide rahatsızlıkları), uykusuzluk, alerjik rinit, primer dismenore (ağrılı adet görne), astım, fibromyalji ve panik atak gibi daha birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır” ifadelerine yer verdi.

alternatif-tibba-3.jpg

KOZMETİK DERMATOLOJİDE: MEZOTERAPİ

Yıldırım, günümüzde Mezoterapi’nin kozmetik dermatolojide popüler hale geldiğinin altını çizerek, şöyle konuştu: “ Mezoterapi, çok düşük dozda ilaç dozları ile sıkıntılı bölgelere intrakutan veya subkutan olarak uygulanan injeksiyon işlemidir. Günümüzde kozmetik dermatolojide popüler hale gelmiştir. Merkezimizde ağrı ve selülit tedavisinde, bölgesel zayıflama için yine hekimler tarafından uygulanmaktadır. Mezoterapi; Migren, miyofasiyal ağrı sendromu, trigeminus nevraljileri, serviko-brakiyal nevraljileri olanlar, mikro dolaşım bozukluğuna bağlı ödemlerde destekleyici olarak, immün sistemi güçlendirme amacı ile, yumuşak doku spor yaralanmalarında, ağrıda, hareket kısıtlılığında tercih edilebilir.”

‘OZON TEDAVİSİ YAKLAŞIK 40 YILDIR KULLANILIYOR’

Yaklaşık 40 yıldır kullanılan ozon terapisinin beyaz kan hücrelerinin üretimini uyardığını ifade eden Yıldırım, “Artan bu hücreler de vücudu virüslerden, bakterilerden, mantarlardan ve özellikle de kanserden korumaktadır. Eğer bu hücrelerin oksijen miktarı azalırsa işlev gösteremezler. Ozon terapisi çok düşük dozlarda bile birçok bakteriyi öldürmektedir. Tüm mantar türlerine karşı oldukça etkilidir. Ayrıca ozon terapi virüsler ile de farklı yollarla savaşmaktadır. Ozon antioksidant enzim sisteminin de etkisini artırmaktadır“ diye anlattı. Son olarak Ozan Terapinin hangi durumlarda uygulanabileceği hakkında bilgi veren Yıldırım, “Arteriyal dolaşım problemleri, immunyetmezlik ve immun dengesizlikler, virus kaynaklı hastalıklar (özellikle hepatit C), inflamatuar durumlar, romatizmal hastalıklar, eksternal ülserler ve cilt lezyonları, arteryel dolaşım hastalıkları, romatoid artrit ve ilişkili durumlar, dekübit ülserleri, yanıklar, kötü iyileşen yaralar, gonartroz, diğer eklemlerin artrozu gibi durumlarda uygulanabilir “ diyerek sözlerini noktaladı.
•SÜMEYRA KENESARI / YENİ HABER GAZETESİ