Ramazan Yaşar
Ramazan Yaşar ŞİMDİYE KADAR DEMEMİŞTİM...

ŞİMDİYE KADAR DEMEMİŞTİM...

Yapma Hocam!...Bunu yapmayacaktın. Çok kalp kırdılar diyorsun. Peki şimdi ne oldu? Kırılan kalplerin karşılığı, cevabı beddua mıdır? Pirin Mugan böyle mi söylerdi? “Ben Risale-i Nur mesleğinin esası ve otuz seneden beri bir dustur-u hayatım olan şefkat itibariyle bir masuma zarar gelmemek için bana zulmeden canilere değil ilişmek, hatta beddua edemiyorum.”

Peki Yeni Akit Gazetesi Yazarı Mehtap Yılmaz haklı olarak şimdi soruyor; “Fethullah Gülen, İsrail’e karşı hiç ‘yuvaları yıkılsın’ diye beddua etti mi? Etmedi…
ABD’deki Yahudi lobilerine, ‘Allah birliklerini bozsun’ diye ah etti mi? Etmedi…
AIPAC örgütü, ‘çoluklarıyla, çocuklarıyla yere batsın’ diye beddua etti mi? Etmedi…
Vergi kaçıran TÜSİAD’cı patronlara ‘Allah evlerine ateşler salsın’ dedi mi? Demedi…
Gezi işgalcilerine ‘Allah önlerini kessin’ dedi mi? Demedi…
Kılıçdaroğlu’na, ‘Allah duygularını sinesinde bıraksın’diye beddua etti mi? Etmedi…
‘Allah CHP’nin bir şey olmasına imkân vermesin’ dedi mi? Demedi…
‘Sarıgül’e, çoluğuyla çocuğuyla yere batsın’ dedi mi? Demedi…”

Şimdi Hoca efendiden, Muhammed Mursi için, şehit Molla Abdulkadir için, Filistinli küçük şehitler için, Suriye’de Esat’ın kimyasal silahlarla öldürdüğü bebekler için, tekerlekli sandalyesiyle sabah namazında camiden dönerken şehit edilen Şeyh Ahmet Yasin için, bu liste o kadar uzun ki…Ama diğerlerini temsilen sadece bunlar için, bunların katli olan, kanlarıyla ellerini yıkayan ABD, İsrail, Esat ve Sisi için, İslam düşmanları için de bir beddua istiyoruz. Çok mu şey istiyoruz Hocam?...

Hoca efendi, 28 Şubat darbesinde ABD’ye rehin verildi. Oradan cemaatin çalışmalarını hiçbir zorlukla karşılaşmadan yürütmesine izin verdiler. Buna izin veren ABD, Yahudi lobisi ve İsrail; şimdi karşılığını ödemesini istiyorlar. AK Parti’yi devirmemize, Türkiye’nin büyümesine engel olmamıza yardım edeceksin. Hoca efendi orada rehindi, şimdi de canlı canlı gömdüler.

Halk ABD, İsrail’in yanında değil, Türkiye’nin yanında duracak. Cemaatin nerede duracağı Türkiye ve AK Parti’nin değil; cemaatin düşünmesi gereken bir şey. Cemaatin menfaatleri mi, Türkiye’nin menfaatleri mi önemli? Seçimde herkes bu iki seçeneğe göre oy kullanacak. Cemaat CHP’ye oy verecekse, CHP’nin açılımının değiştirilmesini istesin. Mesela; Cemaat Halk Partisi, Cemaat Hizmet Partisi ya da Cumhuriyet Hizmet Partisi isimlerini önerebilirim. Cemaat seçmeni gerçekten zor durumda. İslam düşmanlarına mı, Allah’ın nurunu söndürmekten başka amaç ve gayesi olmayanlara mı; Allah’ın nurunu bağırlarında taşıyanlara mı mühür basacaklar? CHP, MHP ve BDP kucağını açmış onları bekliyor…

Tüm İslam alimleri, Müslümanlara, Türkiye ve AK Parti’ye karşı yürütülen bu saldırıya karşı ortak bildiri yayınlamalı. Kur’an-ı Kerim ve Hadisi Şerifleri dillerine dolayanlara (mızraklarının ucuna takanlara) karşı dini argümanlarla cevap vermeliler. Dini bu kirli savaşa, kendi menfaatleri ve çıkarları için alet edenlere karşı gerçek olan İslam’la cevap versinler. AK Parti’nin gelişi nasıl ki, Türkiye’de ve tüm dünyada Müslümanlara nefes aldırmışsa, Filistin’e can suyu, Balkanlarda bayram günü olmuşsa, darbecilerin, cuntacıların da korkulu rüyası olmuşsa; gidişi de bu süreci tersine çevirecektir. Filistin nefes alamaz olacak, Balkanlar yeniden kan gölüne dönecektir. Bu sizi ilgilendiriyor mu Hocam?!

Son sözümü bugün Şehitler Molla Abdül Kadir, Seyyid Kutup ve Ömer Muhtar söylesin. Onlar gibi olmanın ne kadar zor olduğunu bir kez daha anladık. Her alim, her Hoca onlar kadar cesur olamayabiliyor…

Şehid Molla Abdül Kadir; “Allah’ı bırak, bize itaat et dediler. O zaman ben de asın dedim.”

Şehid Ömer Muhtar; “Hüküm ve karar yalnız Allah’ındır. Sizin bu sahte ve uydurma hükmünüzün hiçbir geçerliliği yoktur. İnna lillah ve inna ileyhi raciun…” derken, idam sehpasına yürürken de; Fecr Suresi’nin son ayetlerinden, “Ey huzura ermiş nefis! Razı edici ve razı edilmiş olarak Rabbine dön” ayetleriyle son nefesini verdi.

Şehid Seyyid Kutup; “Eğer Allah’ın kanunu ile mahkum edilmişsem ben Hakk'ın hükmüne razıyım. Eğer batıl kanunlarla mahkum olmuşsam ondan çok daha üstün bir düşünceye sahip olduğum için batıldan ve münafıklardan merhamet dilemem. Namazda ALLAH'ın birliğine şehadet eden parmağım asla bir tağutun hükmünü onaylayan tek bir harf bile yazmayacaktır.”

Molla Abdül Kadir’in, Seyyid Kutup’un, Ömer Muhtar’ın sesini duyuyor musun HOCAM?!...

Daha önce demedim. Ama demeden de edemedim. En azından beddua etmedim…

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ramazan Yaşar Arşivi