Şeytanın sanal tuzağına başkaldırın!

Hayati Sır'ın altıncı kitabı Allah'ın İpine Aşkla Sarıl! çıktı. Yazar, son kitabında insanlığı kuşatan sanal ve gerçek tüm tuzakları metafiziksel bir okumaya tabi tutuyor, nesillerin ve tabiatımızın şeytandan korunması için Sırât-ı Müstakim'i hatırlatıyor
Şeytanın sanal tuzağına başkaldırın!

İnsanlık tarihinin en benzersiz, en karmaşık, belki de en zor zaman diliminde yaşıyoruz. İnsanoğlu teknolojinin, bilimin, tıbbın ve kapitalizmin geldiği noktada muazzam bir bombardıman altında. Her şey çok ulaşılabilir, çok sahip olunabilir ve tüketime hazır durumda. Belki de olanakların en geniş olduğu ve fakat insanoğlunun kendisinden en çok uzaklaştığı zamanlardayız. Hayati Sır, Allah'ın İpine Aşkla Sarıl! başlıklı kitabında insanoğlunun ve dünyanın, çağımızın bu durumunu ele alıyor. 'Çünkü olaylar çok hızlı gelişiyor artık! İç içe geçiyor! Üst üste biniyor! Tek bir fotoğraf gibi!' diyor günümüzü özetlerken. İnsanoğlunun gaflet uykusunu anlatırken, 'Esir alındınız!' diyor, ' 'Hakikat'ten koparıldınız! Şeytan, dumansız ateşiyle kuşattı sizi! Esir aldı! Ve haz denizine attı! Dünya yansa umurunuzda değil!' Tüketmemeyi, almamayı, azla yetinmeyi, paylaşmayı öneriyor yazar.

İNSANIN GÖREVİ

Gazze'deki İsrail bombardımanından internet eğlencelerine, tüketim çılgınlığından gaflet uykusuna uzanan bir skalada, hem günümüzü, günümüz insanını, çağımızın bütün gelgitlerini metafizik bir bakış açısıyla deşifre ediyor hem de vahiy ve kalp kavramlarını zikrederek günümüz insanını sırrına yaklaştırmaya çalışıyor. Peki sır ne?

Günümüz insanına düşen, kalbindeki vahyi okumak, okuyabilmek… Ama nasıl? Hayati Sır, kitabında bunun ipuçlarını veriyor.

İnsanoğlunu gaflet uykusuna düşüren, bir anlamıyla şeytan, günümüzün bütün ayartılarıdır. Bu anlamda, 'Ey insanlar! Şeytanın kapitalizmine karşı ayaklanın! Zulümdür! Sizi zehirleyerek, hasta ederek, hastanelerinde işkence ederek 'kapital'ini artırıyor! Sizin kendi paranızla! Sizi öldürüyor! O paranız sonra da 'silah' olup size geri dönüyor! Çocukları öldürüyor!' diye ifade ediyor günümüzün ve kapitalizmin döngüsünü. Dolayısıyla önce durum saptaması yapıyor: 'Alınlarında 'borsa' rakamları yanıp söner! Dijital olarak! Ve sosyal medya diliyle konuşurlar! 140 harf! Kelimelerinin içleri boştur! Muhteva yok! Bir düşünce kırıntısı! Yok!'

Yazara göre, manaya açık bir kalp günümüz dünyasında her şeyin üstünde. 'Kalbinin içindeki bilgi sana Cennet'teyken 'emanet' edilmiş 'bir' bilgidir! Kendi çabanla öğrenemezsin onu! Sadece 'teslim' olmuş, olabilmiş 'bir' kalbin yerleşik bilgisidir! Cennet'ten sana kadar gelen! Ve inan ki o bilginin dışında kalan bilgi, hiçbir 'mana' ifade etmez! Ne zaman ki, kalbindeki o 'sır' bilgiyi sana açabilecek 'bir' dünya bilgisi olur! İşte o zaman 'bir' anlam ifade edebilir!'

Çağımızın bu benzersiz koşullarında insanoğlunun mana ile ilişkisi ne kadar mümkün olabilir? Kitap, bu soruya cevap arıyor…

Ne diyelim…

'Allah yeter hepimize.'

Kitabın künyesi:

Allah'ın İpine Sarılın

Hayati Sır

Hayy Kitap

2014

272 sayfa