Fazlasıyla gelişen ve gelişmekte olan bir toplumda yaşıyoruz. Tüm tökezletenlere inat, değişime her geçen gün daha da yaklaşıyoruz.
En önemli aşama, hayal kurmak.
Bunun için bizlere dayatılan ipleri, gevşetip özgürlüğe atlayabilmeli, soyutluktan da doygunluğa geçebilmeli.
Yalnız kalmak, üretimi artırır. İnsanın içi, dışından daha çok konuşur. Bunun için kendi alanımız hep var olmalı.
Buna rağmen kişinin sorun odaklı değil de çözüm odaklı yetişmesi birçok sorunu getirir. Çaresiz kalma, depresyon ve psikolojik durumların altında yatan sebep tam olarak bu!
Yerleştirilmemiş bir soruna, çözüm üretilemiyor. Düşünen varlık olan insan, kalıplara sıkıştı bu yüzden.
Ezberletilmiş çözümlerin olmadığı, sorunun zeka ile çözüldüğü bir eğitim sistemi gerek bize.
Bilim insanları, deneyimlerinin hayal kurarak başladığını söylüyorlar. Hayaller bilinçaltını etkiler ve zihin kabullenir. Umutsuzluk biter ve yapılacaklar listesi, beyin kıvrımlarında dolaşmaya başlar.
Böyle başlayan serüveni, toplum öğretileri-baskıları-gölgeleyemez. Çünkü kişi, kavgasının da, davasının da kendisiyle olduğunu kavrar. Sesini duymaya başlayınca yeniliğe de açlığını anlamış olur.
Toplum öğretileri, hep yanlış mıdır? Doğru ama hakikat değildir.
Doğru, bilinçten bağımsız, somut ve nesneldir. Hakikat ise gerçeğin bilinçteki yansısı şeklinde tanımlanabilir.
Hakikat; insanda saklı bir hazine ve o hazineye ulaşma yolunda olanlar fark yaratacak olanlar!
Bilgi için sınırlara takılmadan özgür iradeden vazgeçmemeliyiz. Ayakları yere basan, hayat kolaylaştıran hayaller işimizi görecektir!
Varoluşsal amacımız; düşünmek...
Kendimizi paslandırmak, düşünceleri köreltmek niye?
Zihnimizin arka planını yok edememek, sadece korku ve ürküntü veriyor bize.
“Önce dünyanı, sonra Dünya'yı” sözünden yola çıkmak lâzım.
Günümüzde yapılan robotlar, insansız hava araçları, yapay zeka ve daha birçokları bizi heyecanlandırıyor. Daha fazlası için özgün fikirler etrafında dolaşıp, farkımıza varıyoruz. Ayrıca bizlere motivasyon kaynağı olup, insanlığa hizmeti ve bilinci artırıyor. Hâl böyleyken düşünen, cesaretli, umutlu ve duyarlı insan çoğalıyor.
Sonuç olarak; zihinde tanımlanabilir her durum, gerçekliğe biletini almış demektir.