Zirai mücadele ilaçlarını kullansak sağlığımız ve çevre bozuluyor, kullanmazsak üretim düşüyor ve aç kalıyoruz.
Şu bir gerçek günümüz tüketicilerin istediği tarımsal ürünlerin her istendiğinde istenen şekil, kalite ve miktarda uygun fiyata üretilmesi pestisit kullanılmadan mümkün değildir. Tası tarağı toplayıp şehirden köye göçelim ve kendi organik ürünümüzü yetiştirelim diyerek çözeceğimiz bir mesele de değil. Burada maalesef bu ikilemden kurtulamıyoruz. Bu ikilemi çözmek çağın ontolojik temellerinin sorgulanması ile ancak mümkün olabilir.
Son dönemin büyük düşünürlerinden bu ülkenin yetiştirmiş olduğu büyük mütefekkir merhum Teoman Duralı Hocanın tabiri ile İngiliz Yahudi medeniyeti olan bu asrın en büyük meziyeti kapitalist bir sistem olması. Buradan bir sistem eleştirisi yapmak değil amacımız, bir durum tespiti yapmak. Kapitalizmin getirdiği aşırı tüketim ve israf aşırı üretimi zorunlu kıldı. Daha çok üret, daha çok tüket, çok çok tüket daha çok üret… Bu sarmal uzayıp gider.
Kapitalizmin merkezinde menfaat, güç, kapital, para var. İnsan yok. Kapitalizmde doymaktır aslolan, zehirlenmemek değil. Temel olan menfaat ve alım gücü. Bunun için yapmayacağı şey yok kapitalizmin. Bundan mütevellit insan sağlığı da, hayatı da ikinci plandadır. Bu anlamda kapitalizmin günümüzde insanlığa ve dünyamıza büyük zararlar verdiği bir hakikat. Eğer kapitalizm tarihin çöplüğüne atılmazsa, çok yakın bir gelecekte insanlık da, dünya da mahvolacak. Bunun yerine israfın olmadığı, aşırı ve gereksiz tüketimin olmadığı bir kanaat ekonomisine geçmek şuan için en kestirme yolmuş gibi geliyor. Kanaat ekonomisi beraberinde bereketi getirecek bu aşırı tüketime gerek kalmayacak.
Bu toplumsal değişimi sağlamak sabahtan akşama olacak bir şey değil. Biz günümüz gerçeklerinden hareketle zehirlemeden insanı doyurmanın yollarını aramak zorundayız.
Zehir kavramı çok geniş bir içeriği var. Bugün sadece zehir dendiğinde gıda zehirlenmesi anlaşılsa da zehir bilimi diye bir kavram var. Toksoloji deniyor zehir bilimine. Ya da ağıbilim. Halk arasında ağu da deniyor. Kimyasalların zararsızlık limitlerini belirleyen bilimdir.
Tarım ilacını zehire dönüştüren şey kullanım miktarı ve kullanım sıklığıdır. Tarım ilaçları etkisine göre çok zararlı, orta zararlı ve az zararlı diye ayrılır. Öncelikli olarak az zararlıları kullanacağız ve daha az sıklıkla kullanacağız.
Zehir, çok toksik olan kimyevi maddelere verilen isimdir. Bunların az miktarları bile ciddi zarara veya ölüme sebep olur. Deney hayvanının her kilogramı için 50 miligram ağızdan verildiğinde, 48 saat içinde, bu hayvanların en az % 50'sinin ölümüne sebep olan maddeye kimyevi olarak zehir etiketi konulur. İnsanlar için bu miktar yaklaşık olarak bir çay kaşığı dolusu kadardır.
Kullanılacak pestisit öncelikli olarak risk analizlerinde temel mantık olan kaynağında yok etme mantığından hareketle, öncelikli olarak en iyi çözüm, tarımsal ürünlerin üretiminde daha az tehlikeli ve daha az oranda pestisitin bilinçli kullanımın sağlanmasıdır. Güvenilir pestisit kullanımında en önemli hususlar; ruhsatlı ürün kullanmak, önerilen dozda uygulamak, kullanımla hasat arasında geçen süreye uymaktır.
Maksimum Kalıntı Limiti (MRL)
MRL değerlerinin üzerinde kalıntı tespit edilmesinin nedenleri genellikle şunlardan kaynaklanmaktadır
• Bitki koruma ürünlerinin tavsiye dozundan (önerilen kullanım dozu) fazla kullanımı. MRL değerlerinin üzerinde kalıntıya sebep olmaktadır.
• Son ilaçlama ile hasat arasındaki süreye (bekleme süresi) uyulmaması durumunda MRL değerlerinin üzerinde kalıntı oluşmaktadır.
• Tavsiye dışı pestisit kullanımı halinde de. MRL değerlerinin üzerinde kalıntı görülmektedir.(bu durum ya ruhsatlı olmayan bir pestisit kullanılması ile ya da bitki koruma ürününün etiketinde yer almadığı tarımsal üründe kullanılması durumunda oluşabilmektedir.)
Yapılan kontrol ve denetim çalışmaları sonucunda, MRL tespiti, durumunda neler yapılmalıdır.?
Bu bitkilerin sökülerek imhası gerekir.
Ürünün toplanması imha edilmesi lazımdır
Yaptırım olması adına üreticiye para cezası uygulaması gerekir.
Pestisit Kalıntılarının Azaltılma Yolları nelerdir.
- Pestisit kalıntısı olan gıdaların yıkanması, ısıtılması, pişirilmesi, depolanması, ışığa maruz bırakılması ve asidik/bazik ortamlarda bekletilmesi gibi işlemler, pestisitin özelliklerine bağlı olmak kaydıyla kalıntı miktarında önemli ölçüde azalmaya neden olabilmektedir.
-Üründe kalan herhangi bir kalıntının azalmasına yol veya tamamen temizlenmesinin yolu tüketimden önce çoğu gıdaya uygulanan yıkama, kabuk soyma ve pişirme gibi işlemlerdir.
-Her yıkama temizlemem değildir, bütün kalıntıları ortadan kaldırmayabilir. Yıkama, kabuk soyma gibi işlemlerin bazıları pestisit kalıntılarında azalmaya neden olurken, kurutma, meyve suyu üretimi ve yağ üretimi gibi işlemlerde bazı ürünlerde pestisit kalıntılarında artış olmaktadır
-Sonuç olarak, tarımsal ürünlerin hasadından sonra uygulanan her türlü işlem, ürünün bünyesinde bulundurduğu pestisitleri az veya çok etkilemektedir.
- Bu etkileşim, tarımsal ürüne, pestisitin kimyasal yapısına ve uygulanan işleme bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
-Bu konuda yapılan çalışmalar, her bir tarımsal ürün, her bir pestisit ve uygulanan her işlem için ayrı ayrı değerlendirme yapılmasını, herhangi bir genellemeye gidilmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır.