Tropik kakao ağacının çekirdeğinden yapılan, sütlü, fıstıklı, fındıklı ve bitter gibi birçok çeşidiyle damakta eşsiz lezzet bırakan çikolata, yüzlerce yıldır 7'den 70'e herkesin severek tükettiği bir tatlı olma özelliğini sürdürüyor.
Kakao çekirdeklerinin 1550'de Avrupa'ya ilk kez getirildiği 7 Temmuz, her yıl dünya genelinde "Çikolata Günü" olarak kutlanıyor. İçindeki maddenin salgıladığı serotonin hormonu nedeniyle tüketenleri mutlu eden çikolata, damakta bıraktığı lezzetiyle de tercih ediliyor.
Üsküdar Üniversitesi Gıda Teknolojisi Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Salih Tuncay, AA muhabirine, insanların çikolatayı çok sevmesinin nedeninin içindeki etken maddeler olduğunu söyledi.
Çikolatadaki maddelerin mutluluk hormonu serotonin salgıladığını anlatan Tuncay, "Serotonin seviyesinde artış olduğu anda kendimizi mutlu hissederiz ve bu halin devam etmesini isteriz. O nedenle çikolata tüketimini arzu ediyoruz. Kakaonun diğer bir bileşeni teobromin dediğimiz etken madde belli oranlarda vücudumuzda artış gösterdiğinde adrenalin, heyecan duygusunu ortaya çıkartan maddenin salgılanması da artırıyor. Bu heyecan duygusunun ve bu mutluluk hissinin devam etmesini istediğimiz için daha fazla çikolata tüketimini arzu ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Çikolatanın ham maddesi kakao çekirdeklerinin ilk olarak Mezoamerika'nın bilinen ilk uygarlığı Olmekler tarafından yetiştirildiğini belirten Tuncay, daha sonra ise Mayalar tarafından sıvı bir içecek olarak tüketildiğini aktardı.
Tuncay, çikolatanın Avrupa'da ilk olarak İspanya'da kullanıldığını, daha sonra tüm kıtaya yayıldığını dile getirdi.
- Çikolata Türkiye'de ilk İzmir'de tüketildi
Çikolatanın Anadolu'ya ise 17. yüzyılın sonlarına doğru geldiğini ifade eden Tuncay, şunları kaydetti:
"Avrupa'da genel olarak yayılım gösteren kakao çekirdekleri 1693'te seyyah Gemelli Careri tarafından ilk olarak İzmir'e getiriliyor. Sıvı bir içecek olarak bölge halkına veriliyor. Bununla birlikte Osmanlı'da da özellikle saray, seçkin, soylu dediğimiz sınıf tarafından tüketimi başlıyor. Tabii Cumhuriyet döneminde 1927'de ilk Feriköy'de çikolata fabrikası kuruluyor ve Türkiye'de, Anadolu'da yaygınlaşıyor."
Çikolata tüketimin iklim krizini de tetiklediğine işaret eden Tuncay, "Ormanlık alanlar yok edilerek yerine kakao ağaçları dikiliyor. Bu ciddi bir ormansızlaşmayı getiriyor. Orman alanlarının azalmasıyla, küresel ısınmayla sıcaklık artışı çok daha yaygınlaşabilir." dedi.
Tuncay, 1900'lü yılların başında İsviçre'de doktorların çocukların beslenmesi için sütü çikolatada kullanmak istediklerini ancak tercih edilmemesi üzerine kakao yağının eklendiğini dile getirerek, vitamin, amino asitler ve özellikle elzem yağ asitleri açısından zengin olan bu besinin çocukların tedavisinde de kullanıldığı bilgisini paylaştı.