Cuma günkü “Gün Şeytana Karşı Koyma Günüdür” başlıklı yazımız beklediğimizin üzerinde bir ilgi oluşturdu. En az on kişi telefonumuzdan aradı, onlarca mail ve sosyal medya üzerinden mesaj geldi. Gelen mesajlarında İtiraf edeyim çoğunlukla yazıma tepki vardır. Akşamüzeri ise bir dönem MHP Konya İl Başkanlığı da yapmış olan değerli Ağabeyimiz Yusuf İnanç Bey aradı, bu da tabi işin finaliydi.
Yusuf Ağabey’de diğer arayanlarda genel olarak Türklük kavramı üzerinden yazımızı eleştirdiler. Özellikle Yusuf Ağabeyin Osmanlı ve Selçuklu devletlerimizle ilgili verdiği örnekler gerçekten çok önemli. Yusuf Ağabey son yıllarda Türklüğün canlandığını, Adriyatik’ten Çin seddine kadar olan bölgede yıllarca baskı altında olan Türk Milletinin artık özgür olduğunu ve yeniden Türk İslam medeniyetini kuracak nesillerin oluşmaya başladığını ifade etti. Özellikle not aldığım şu ifadeler ise kanaatimce önemlidir, Yusuf İnanç Ağabey “Türk Milleti olarak biz Selçuklu ve Osmanlı devletini kurunca içimizdeki farklı etnik yapıları ayrıştırmadık, onları hep içimizde ve kendimizle İslam Kardeşliği çerçevesinde eşit gördük, suç mu işledik? Ezse miydik? Nasıl olurda bu milletin evlatları bugün Türklüğü aşağılarlar ve senin gibi kardeşlerimiz nasıl bu oyuna gelir. Bir sürü oyun oynanıyor, sizler bu oyuna gelmemelisiniz” diyor.
Yazıma tekrar baktım, Türklüğü aşağılamıyorum ama el hak olabilir, bizler bir oyuna gelebiliriz, her zaman çok açık ifade ediyorum, burada yazı yazarken sorumluğunu her gün en ağır bir şekilde hissediyorum. Bir yanlış ifade kullanırım, istemeyerek ve bilmeden kandırılırım ve okuyucularımızı yanlış yönlendirmiş olurum diye çok korkuyorum, tabi bunun içinde yazacaklarımı Allah sizi inandırsın çok fazla düşündükten, tahlil ettikten sonra yazıyorum. Basit bir şekilde yazmamaya, sorumlu olmaya çalışıyorum…
Tabi hafta sonunda haberlere baktım, yazıları okudum, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’yi izledim, konuşmalarını dinledim, okudum, CHP’yi takip ettim hatta Saadet Partilileri izledim, baktım, düşündüm. Ve bu arada Başbakanımız ne diyor ona da baktım, Cuma akşamı bir televizyon kanalındaki Başbakanımızın konuşmasını sonuna kadar dinledim, hafta sonunda yaptığı konuşmaları dinledim, AK Partilileri izledim, geçmiş dönemlerde yapılan açıklamalara baktık ve benim yazdıklarımı tekrar tekrar okudum ve düşündüm. Yanlış yazmış mıyım? Diye sordum kendime.
Kesinlikle yanlış bir ifade kullanmadığımı düşünüyorum, sizin anlayacağınız yazımın arkasındayım… Hani bunu ifade ederken korkuyorum da… Ben AK Partinin bir kalemi değilim, satılık bir kalemde değilim. Arkamda sizin anlayacağınız Ak Parti de yok. Basit bir köşe yazarı, gazeteci olarak düşündüklerimi yazdım ve beni birileri dışlar diye de düşünmüyor değilim. Ama olsun, netice de bize bu köşeler verilmiş, Başbakanımız, kabine üyeleri o kadar risk alırken biz de bu kadar risk alalım diye düşünüyorum. Bunu bir şey karşılığında yapmıyorum, ben ülkemi seviyorum ve ülkemin iyiye gitmesini istiyorum, ülkemin güçlü olduğuna inanıyorum. Hepsi bu…
Özünde şunu da biliyorum, Ülkücü kardeşlerimizle aramda hiçbir fark göremiyorum, onların duyguları ile benim duygularım aynıdır ve bunu ilan etmekte hiçbir beis görmüyorum.
Ecdadımız, Osmanlı ve Selçuklu hakikaten büyük bir medeniyet kurdu. Onlara hürmeten oğlumun ismini Ertuğrul koydum, kızımın ismini ise Sultan… Ben iliklerimde Osmanlı ve Selçukluyu hisseden bir insanım. Fakat şunu da biliyorum bugün Ahir Zamandayız Selçuklu ya da Osmanlı döneminde değil…
Özellikle Cumhuriyet döneminde devletimizin yaptığı baskı ve buna İngiliz, Alman, Fransız, İsrail, Rus gizli servislerinin uyguladığı etnik yapıları ayrıştırma projeleri ne yazık ki belirli bir insanımız üzerinde ekili oldu. Özellikle devletimizin laiklik kavramı temelinde din dışı bir tavır ile insanımızın üzerine gitmesi bu etnik ayrıştırma projesinin başarılı olmasında en büyük etkiyi oluşturmuştur.
İsmet Özel, Ülkücü kardeşlerimiz ve CHP’liler yanılmaktadır artık Türk Milleti kavramı ülkemizdeki belirli bir Kürt topluluğunu kapsamamaktadır. Diyarbakır’daki Nevruz kutlamasına 1 milyon insan zorla getirilmedi.
Bugün yapılacak en güzel iş, Konya Şeker gibi kurumlarımızın Hakkâri, Şırnak, Mardin gibi illerimize yatırım yapmasıdır. O bölgede kardeşliğin geliştirilmesi için mücadele edilmelidir.
KTO, KSO, KTB gibi kurum ve kuruluşlar Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgemizdeki muadili kurumlarla irtibat kurmalı ve hem o bölgede hem Konya’da bu bölgelerimize ortak yatırımlar için toplantılar yapılmalıdır.
CHP lideri bayağı konuşmasını, MHP lideri de sert konuşmasını bırakmalıdır. SP ise öküz altında buzağı aramayı bırakmalı ve hükümetimiz ve Başbakanımız hakkında sert açıklamaları bırakmalıdırlar. Muhalefet yapıcı olmalıdır. Hükümetimiz ve Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’a biz güveniyoruz lütfen Başbakanımıza hakareti bıraksınlar zira bu bizi de üzmektedir. Başbakanımıza haksızlık yapılmasına ben şahsen tahammül edemiyorum.
Ve son olarak lütfen herkes düşüncesinin değişebileceğini bir düşünsün. Yani illa bizim algıladıklarımız doğru olmayabilir, zira dünya çok rahat değişimler geçirmektedir, bu değişimler bizim düşüncelerimizi, fikirlerimizi de geçersiz kılmış olabilir.
Neticede biz özgürce düşündüklerimizi sizinle paylaşıyoruz, başka bir şey de yapmıyoruz. İşin özü budur…