Alman okullarında okuyan Türk öğrencilerine, 7 yıl boyunca sınıf ve yaş seviyelerine uygun Türkçe, Türkçe Kültür Dersleri vermiştim.
Her öğretim yılında, değişen 100 öğrenci ile birlikte ders işleme imkânımız olmuştu.
Milli, dini günlere öğretim yılı boyunca hazırlanır, büyük coşku ile kutlardık. Programlara velileri de katarak büyük organizasyonlar yapıp, coşkumuzu, heyecanımızı davetli Alman meslektaşlarımız ve halkla paylaşırdık.
Kutlama günlerine uygun yazı, şiir okumaları, kısa tiyatro oyunları, Türk Halk Oyunları ve türküleri, dikkat çeken, öğrencilerimizin milli duygularını besleyen çok önemli etkinliklerdi.
Mehteran müziği eşliğinde, kutlama programları finalinde, öğrencilerin ellerinde sopalı büyük bayraklarla yaptığımız mehter yürüyüşünde, Türk halkının coşkusu, heyecanı ve gözyaşları, Almanların hayret, takdir ve şaşkınlığı, unutulamayan önemli anlarımız.
Alman yerel basını bu tür etkinliklere ilgisi oldukça iyi olurdu. Davetlerimize olumlu katkılarda bulunurlar, bayrama katılanların görüşlerini yansıtmaya çalışırlardı.
İlk mehteran müziği eşliğinde öğrencilerle birlikte yaptığımız mehter yürüyüşü çok dikkat çekmişti. Alman yerel basını da “Türk Ay ve Yıldızları Spor Alanımıza doğdu“ diye başlıklar atmışlardı.
Bir öğretmenin bu yoğunlukta bir programı organize edebilmesi, düzen ve disiplin hâkimiyeti, görev paylaşımı, Türk Mutfağının aynı anda, örnekleri ile katılımcılara hizmet vermesi, Alman eğitimcilerinin ve sivil yöneticilerinin dikkatini çeker, yazılı ve sözlü takdirlerini alırdı.
Sınıfta işlenen derslerde kazandırılmaya çalışılan bilgilerin, teoriden pratikliğe dönüştürülmesi anlamında olan Milli Bayramları Kutlama günleri, öğrencilerin belleğinde unutulmaz izler bıraktığını, kimliklerini kazanmada nasıl bir etki yarattığını, bu Almanya gezimde yakinen müşahede ettim.
Almanya gezisini fırsat bilerek, öğrencilerle buluşma programı düzenlendi. Ulaşılan öğrencilerle beraber olduk.
Eşleri, çocukları, anne ve babaları ile birlikte yapılan hasret giderme ve eskileri hatırlama programında oldukça duygulu anlar yaşandı.
Bir öğretmen için en önemli anlar, öğrencilerinin kendisinden kazandıklarını yıllar sonra ifade edip teşekkürlerini, minnettarlıklarını ifade ettikleri anlardır.
Toplantı çok verimli geçti. Duygulu anlar yaşandı. Bazen gözyaşı, bazen hüzün, çokça sevinç anları oldu.
Turkuaz renginde bir albüm hazırlanmış, fotoğraflar eşliğinde, öğrenciler ve veliler duygularını yazı ile ifade etmeye çalışmışlar.
Albümün kapağına „BİR ÖGRETMENİ UNUTULMAZ YAPAN ŞEY; ÖĞRENCİSİNİN YÜREĞİNE DOKUNMASIDIR“ başlığını yazmışlar.
„Dünkü çocuklarınız bugünün büyükleri oldu, sayenizde ve büyük katkılarınızla...“
„Hayatta en büyük mucize, küçükken iyi bir öğretmene rastlamaktır.“
„Öğretilen hiçbir şeyin kaybolmadığına eminim. Hatırlamasak da, insanın davranışlarına, ahlakına, düşüncesine yansıyor. Emekleriniz için çok teşekkürler.“
„Sizi bunca seneden sonra tekrar görmek ne güzel. Sizin sayenizde burada gurbette Türklüğümüzü, Müslümanlığımızı unutmadan, kaybolup gitmeden büyüme şansı elde ettik. Allah Razı olsun.“
„Hep doğruları öğrettiniz, yaşantınızla, hal ve hareketlerinizle örnek oldunuz...“
„Bismillahirrahmanirrahim... Benim öğretmenim, benim hocam, benim annem, benim babam... diyebilmek ne kadar güzel bir duygu... Bunu şimdi büyüyünce, evlat sahibi olunca anlıyor insan... Ne yapmak istediğinizi, ne vermek istediğinizi...“
„Demek ki yapılan her iş, Allah için yapılırsa, Cenab-ı Hak bu emekleri ziyan etmez, kul katında bu şahısları sevdirerek mükâfatlandırır.“
25 yıl aradan sonra buluşan dostlar, dostlukları yeniden tazeleyerek kuvvetlendirdi.
Ne mutlu Allah için sevenlere, sevilenlere, hizmet edenlere.