Yunus'ca seslensek insanlığa!

Muzaffer Dereli

Yunus'ca bir şeyler demek lâzım dünyaya. Yunus'ca yaşamak şartıyla;

Sevgi...

Ne demişti o?

"Ben gelmedim dâvâ için,

Benim işim sevi için,

Dostun evi gönüllerdir,

Gönüller yapmağa geldim."

Dünya, sevgi yerine nefret ekiyor. Her yan zulüm ve haksızlık. Aslını inkâr ve ebedî cehenneme lâyık.

Mazlumlar var her an âh eden... Savaş altında inleyen, işkenceye maruz kalan, evleri, yurtları ellerinden alınan. Irzlara tecavüz edilen. Bir çadıra bile lâyık görülmeyen. Yardımları bile verilmeyen.

Ebedi cehennem adamları onlar. Lânetliyor ebediyen yüce Allah c.c.

Keşke Yunus'un beslendiği İslâm hakikatinden alsalardı o zalimler. Ebedî kurtuluşa erselerdi. Ama onlardı kendi kavimlerinden olan Peygamberleri de öldüren. Diğerleri de zalim, onlara yardım eden.

Yunus yılı ilân edildi bir ara. Ama ona kim baka? Ne güzel almıştı İslâm'dan ruhunu o. Zira, İslâm, "Allah katında yegâne dindi." (Âl-i İmran Sûresi 19) Bütün insanlığa gönderilen.

Ama almadı Yahudi ve Hristiyan. Hidayete erenler o başka.

Allah’ın varlık ve birliği apaçık. Tek Yüce İlâh O'dur. Bütün kâinat O'nundur. Her şey O'ndan geldi, O'na dönecektir. İnsanlık Her an O'na muhtaçtır. O muhtaç olunan her şeyi, her an yaratmaktadır. Ömrü olan her cana, her an nefes verdiği gibi.

Hangisini sayabilir insanoğlu? Allah c.c:

"Nimetlerimi saymaya kalsanız asla sayamazsınız," (Nahl Sûresi 18) buyurur.

İşte Yunus bu hakikatlerle seslendi ve sesleniyor dünyaya. Allah’ın dininin güzelliğinden aldığı "nefesle" haykırıyor hala insanlığa. Kulak vermeli insanlık bu çağrıya. Yol İslâm yoludur, rehberi Hazreti Muhammed Mustafa'dır, s.a.v.

Bu hakikatten ayrı olan sapar ve saptırır. Kendisini ebedi cehenneme kaptırır. Allah’ın nefretini kazandırır. O Allah ki, sevilmeye en lâyıktır. Onu seven neler kazanmaz ki, sevmeyen de neler kaybetmez ki?

İşte Yunus bunu söyledi. Gönülden bunu seslendirdi. Ne temiz bir Anadolu eri. Dünya hiçti onun için. Hak ve doğruluk ilkti. Odunun bile eğrisi dergâha giremezdi.

Âh Yunus ve Yunus'ca olanlar... Siz varken dünya Hak ve doğruya yönelikti. İdare iman ehlinde idi. Siz gidince ne kaldı?

İlim yuvalarında Yunus'ca yaşanmalı. Onun terbiye metodu göze alınmalı;

"Gezdim Halep ile Şam'ı,

Eyledim ilmi talep,

Meğer ilim bir hiç imiş,

İllâ edep illâ edep."

Yavrularımızın gönüllerine Yunus'ca seslenmeli ve aşılar vurmalıyız. Onları buna göre terbiye etmeliyiz. İlmin, irfansız bir şey ifade etmeyip hatta felâket olduğunu bilmeli ve öğretmeliyiz. Allah'a kulluğun dışında her şeyin batıl olduğunu bilmeli ve onlara aktarmalıyız.

Biz de Yunus'ca bir şiir yazalım sonunda:

CANLAR CÂNINA

Canlar Cânına ulaşsa kulu,

İşte budur Hak dostunun yolu,

Gönlü ise hem arı, hem duru,

Gül bağının öten bir bülbülü...

Bu bir sevdadır akıllar ermez,

Gülü görünce nameler bitmez,

Bu yolda dikenlerden geçilmez,

Can vermeden Canâna erilmez...

Saf gönülle yanar ol aşıklar,

Seherlerde kalpleri yanıklar,

Bir feryâd ki ciğerleri dağlar,

Ol Gül Rasülü her an arzular...

Sehai, derdini deme sakın,

Bil ki Allah sana her an yakın,

Bu sevda ile dermanın takın,

Yakar ki, yaş gelsin akın akın.

Muzaffer Dereli