Kamu bankaları, normalleşme sürecine geçiş ve sosyal hayatın canlanması için "konut kredisi", "taşıt kredisi", "sosyal hayatı destek" ve "tatil destek" olmak üzere 4 yeni kredi paketini hayata geçirdi. Kampanyaya; Ziraat Bankası, Halkbank ve VakıfBank öncülük ediyor. Ekonomi Destek Paketi’yle piyasanın canlanması hedefleniyor.
Kamu bankaları, finansman imkanını ürün veya hizmetlerinde fiyat artışı olarak müşterilere yansıtan firmaların kredi paketi kapsamı dışına çıkartılacağını duyurdu ama bu açıklamanın ne derece etkili olacağı bilinmiyor.
Açıkçası ben bu uyarının işe yarayacağından pek emin değilim. Fırsatçılar bir şekilde arka kapıdan dolanarak sistemde bir açık illaki buluyorlar.
Büyük firmaları ya da akredite markaları bu konuda denetim altına almak mümkün olabilir ama bireysel satıcılara sökmez bu maalesef.
Fırsatçı yine fırsatçılığını bir şekilde yapıp fırsatları değerlendiriyor, parasına para katıyor.
Ne dersek diyelim, asıl sıkıntı bizde, esnafımızda, milletimizde…
Ekonomi Destek Paketi'nin açıklanmasının ardından sahibinden, arabam gibi sitelerde başta olmak üzere internette satışa sunulan evlere minimum 30-40 bin, arabalara 15-20 bin civarında zam gelmiş durumda.
Sadece internet satışları değil, ikinci el ev ve ikinci el araçların yüzyüze satışında da aynı sanal artış uygulanmış bile. Geçen hafta 40 bin TL olan ikinci el araç şuan 50 bin olmuş.
Ramazan’dan bir gün önce kolisi 10 TL olan yumurtayı Ramazan’ın ilk günü 18-20 TL’ye satan fırsatçıdan ne beklersin ki… Aynı fırsatçı bugün yumurtanın kolisini 12 TL’ye satıyor. Fiyatlardaki bu dengesizliğin sebebi açık olarak fırsatçılık işte.
Sahi, yumurta satarken bunu yapan ev-araba satarken neler yapmaz ki?
Daha geçen hafta; “işler durgun, piyasa durgun, elimdeki evleri satamıyorum, galerilerde yaprak kıpırdamıyor” diyordu, “bugün müşteri çıksın maliyetine verip geçeceğim evimi” diyordu, ama bir hafta sonra çaktırmadan fiyatı katlayıvermiş…
Nasıl olsa devlet vatandaşına imkan verdi, parayı çeken vatandaş kucağıma düşecek anlayışıyla kurnazlık yaptığını sanıyor.
Devleti düşünen yok. Devlet daha ne yapsın?
Vatandaşı da fırsatçı esnafı da fırsatçı.
Yuh olsun diyorum size!
Serbest piyasa ekonomisine çok fazla müdahale şansınız yoktur ama bence Türkiye’nin, Osmanlı Devleti’nin uyguladığı “Narh” sitemine geçmesi lazım.
Narh uygulaması bazı ürünlerde taban-tavan fiyat belirleyerek, piyasada haksız rekabetin önüne geçmeyi amaçlar. Örneğin güney cephede bulunan kombili evin metrekaresinin fiyatı Selçuklu Yazır Mahallesi’nde 1.500 TL’yi geçemez. Tabi bunu uygularken diğer teknik özellikler de fiyata eklenebilecek şekilde düzenlenebilir.
Narhın hükmü hususunda fıkıh âlimleri farklı görüşler ileri sürmüştür. Normal işleyen piyasa şartlarında dinimiz bunu uygun görmemiştir.
Fakat piyasa şuan normal seyrinde işlemiyor. Devlet kolaylık sağlıyor, imkan tanıyor, vatandaş kendi ayağına sıkıyor.
İslam Ansiklopedisi’ne göre; mal veya hizmetlerin kamuya zarar verecek kadar pahalandırılması, söz konusu mal veya hizmetlere umumi ihtiyaç duyulması, pahalılığın üretici veya satıcıların spekülasyonundan kaynaklanması gibi nedenlerde narh uygulaması yapılabiliyor.
Türkiye’de ikinci el araçların da beton yığını bazı evlerin de fiyatlarının yüksek ve dengesiz olmasının sebebi kesinlikle spekülatif.
Kıt kanaat para biriktiren vatandaş gece yatarken ‘yarın şu evi-arabayı alabilirim bu parayla’ diyor, sabah uyanıyor ki o evin-arabanın fiyatı bir gecede artmış, hayalleri suya düşüyor.
Tıpkı gıda maddeleri gibi, ev ve araç da zorunlu bir ihtiyaçtır. Bu spekülatif artışa bir ayar vermek gerekir.
Bu yüzden; Narh uygulamasını, temel gıda maddeleri ve konut satışlarında bir şekilde hayata geçirmek gerekli.