1984 yIlı..Terör örgütünün ilk kanlı eylemleri. Eruh ve Şemdinli eylemlerinin üzerinden 30 yılı aşkın bir süre geçti..
Örgütün ilk eyleminin ardından dönemin Başbakanı Sayın Özal’ın ilk değerlendirmesi;
‘Üç_beş çapulcu…’..
Yapılan her eylemin arkasından otuz küsur yıldır klasikleşmiş ve rutinleşmiş ,günü kurtarmaya yönelik siyasi laf cambazlıkları ile günü kurtardık..
Ne teröristle mücadele ettik; ne de Terörle..
Terörle mücadeleden bi haber bir kısım siyasi elitler terörist avlamakla terörün sona ereceği şeklinde derin bir yanılgı içerisine girdiler..
90’lı yıllara gelindiğinde devlet içerisinde ki derin ve karanlık yapılar eli ile terör örgütünün ekmeğine yağ sürmek adına o dönemde ciddi yanlış işlere dönemin zatı muhteremleri imza atarak örgütün yanlış politikalarıyla palazlandırdılar..
Ak Parti iktidarı ile bölgeye yönelik menfi durumdan çıkış yolları arandı ve bölgeye temel hak ve özgürlüklerden tutunda Cumhuriyet tarihinde hiç görmediği altyapı hizmetleri , sosyal yardım politikaları üzerinden pozitif ayrımcılık yapıldı. Toplumda bir kısım medyamız ve özellikle entel dantel yazar çizer takımının bir kısmı tarafından öyle bir hava oluşturuldu ki bir ara Türk diyenler, Türküm diyenler, Vatan ve bayrak vurgusu yapanların ırkçılıkla suçlandığı, Kürt halkı diyenlerin ,Kürdistan diyenlerin ırkçı ve faşist olmadıkları bir dönemi de maalesef yaşadık..
Maalesef geçmişin acı yaşanmışlıklarından, geçmişin karanlık dönemlerinden ve yine geçmişin gözyaşlarından almamız gereken dersleri alabildik mi.?
Almadık.. Alamadık.
.Oportünist kısa vadeli yaklaşımlar eli ile günü kurtarmaya çalıştık.
Sözü fazla uzatmadan şunu ifade etmek istiyorum;
Türkiye’nin terörle mücadelede yeni politikalar ve stratejiler uygulama zamanı çoktan gelmiştir. Teröristle mücadele edince terörle mücadele etmiş olmayacağını anladığımız gün ve bu konuda yeni stratejiler ve politikalar üretmeye başladığımız gün ,başta ABD VE AB ‘nin dümen suyundan çıkmadan terörle mücadelede başarılı olamayacağımızı anladığımız gün aslında boğazımıza geçirilmeye çalışılan ilmekten kurtulduğumuz gün bu mücadelede başarının kendiliğinden geleceğini söyleyebilirim.
Kimse bizim için terörist yok etmez.
Hele ki o teröristlerin başta ABD olmak üzere bazı ülkeler için amaçlarına ulaşmak ve bölgede kalmak adına iyi bir enstrüman ise.
Özetle ABD ve AB ile birlikte terörle mücadele yürümez. Kendi iç şartlarımıza göre politikalar üretmeliyiz. Stratejiler üretmeliyiz.
PKK ve Kürdistan’ın tasfiyesinde iş sadece askere ,polise ihale etmekten öte politikalar geliştirmeliyiz..
Devletin yumuşak gücünü ve sert gücünü eş güdüm içerisinde kullanmalıyız.
Çözüm Sürecinde yapılan stratejik uygulama hatalarına bir daha düşmemeliyiz.
SON SÖZ; Teröristle mücadele ederken teröristin ve terörün tamamlayıcı bir parçası olmuş yapılarla da mücadele şart..